10.06.2025 - 23:50 | Son Güncellenme:
Ceyda BIYIKLIOĞLU / İSTANBUL (DHA)
AK Parti Küçükçekmece Belediye Başkan Adayı Aziz Yeniay, 10 Şubat 2024 tarihinde bir dernekte gerçekleştirdiği seçim çalışması sırasında silahlı saldırıya uğradı. Saldırı sırasında derneğin önüne gelen bir aracın camlarından ve açılır tavanından ateş açıldı. Olayda 1 tam otomatik uzun namlulu silah ve 4 tabanca kullanıldı. Uzun namlulu silahtan çıkan kurşunlar, sokakta yürüyen Ebru Güneş D.'nin baş ve omuz kısmına isabet ederek hayati tehlikeye yol açacak şekilde ağır yaralanmasına neden oldu. Olay sonrasında polisin yaptığı çalışmada 61 şüpheli yakalandı. Yürütülen soruşturma sonrasında hazırlanan iddianamede, örgüt liderleri için 131 yıla kadar, saldırıyı gerçekleştiren araçtaki tek yetişkin sanık Mazlum Doğan için 125 yıla kadar hapis cezası talep edildi. Diğer sanıklar için ise tek tek işledikleri suçlar belirtilerek, çeşitli sürelerde hapis cezaları verilmesi istendi.
Olaya ilişkin ilk duruşma bugün Marmara Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi'ndeki duruşma salonunda görüldü. Duruşma salonunda tutuklu sanıklar, bazı tutuksuz sanıklar ve taraf avukatları hazır bulundu. Duruşma tutuklu sanıkların savunmalarının alınması ile başladı. Tutuklu sanık Ömerhan Çeken savunmasında, "Ben olay tarihinde ablamın evindeydim. Benim bu olayla ilgili bir bağlantım yok. Evdeyken arkadaşım Ozan aradı, sohbet ediyorduk. Kendisine Kırıklareli’ne gitmeyi teklif ettim, o da kabul etti. Serdest ile Azat ablamın evinin oraya beni almaya geldi. Ben, Azat, Serdest ve Ozan yola çıktık. Ama yolda Azat’ın işi çıkınca ben de arkadaşımı aradım. O da bizi Çerkezköy’e davet etti. Onun evine gittik. Sonra da operasyonla evden alındık. Evde yapılan aramada bulunan balistik yelek Ozan’a ait. Evde bulunan 2 silahın birisi Serdest’e, diğeri de Ozan’a ait. Benim olayla ilgili bir bağım yok. Örgüt yardımcılığı suçlamasını kabul etmiyorum" dedi.
'SİLAHLARI GÖRÜNCE 'BEN BU ARACI KULLANMAM' DEDİM'
Tutuklu sanık Yasin Kaya savunmasında, "Olay günü evde otuyordum. Arkadaşım beni aradı, evine kahve içmeye davet etti. Ben de onun evine doğru gittim. Çok vakit geçmeden Barış beni arayıp, 'Bir yere gideceğim, şoförlüğünü sen yapar mısın?' dedi. Barış’ın ehliyeti yoktu. Araçla beni bulunduğum yerden aldı. Araçta Mazlum ve Ç.S. de vardı. Şoför koltuğuna bindim. Ben araçta silah görmedim. Aracın plakası da takılıydı. Söğütlüçeşme Mahallesi’ne doğru giderken aracın arkasında 2 silah dikkatimi çekti. Nedenini sorduğumda, Barış bana hasımları olduğunu söyledi. Ben de, 'Bu aracı kullanmam' dedim. Bir iki dakika Barış’la tartıştık. Ben araçtan indim ve evime doğru gittim. Sonrasında ne oldu bilmiyorum" dedi.
'ONLARI ELE VERMEMDEN KORKTUKLARI İÇİN BENİ GÖNDERMEDİLER'
Silahlı saldırı sırasında araçtaki tek yetişkin olan ve uzun namlulu silahı kullandığı belirlenen tutuklu sanık Mazlum Doğan savunmasında, "Eminanç Kardeşler suç örgütünü tanımıyorum. Ömerhan Çeker’i mahalleden tanırım. Ben olay tarihinde eşimle kavga etmiştim. Dışarı çıktım. Uyuşturucu içiyordum. Barış’ı gördüm. Sonra beni aracına davet etti. Aracın içinde Ç.S. de vardı. Aracı Barış kullanıyordu. Ben arka koltukta uyuşturucu içmeye devam ettim. Sıcaklıktan bayılmışım. Silah sesiyle kendime geldim. 'Ne oldu?' diye sordum, 'Sus konuşma' dedi. Gitmek istediğimde silahı bana doğrulttu. Ben gitmek istedim, ama onları ele vermemden korktukları için beni göndermediler. 3 gün boyunca bir evde kaldık. 3 gün sonra dışarı çıktığımızda sivil polisler bize, 'Gelin' dediler. Polisler ellerini beline atınca ben hasımlarımız sandığım için kaçtım. Polis olduklarını bilseydim kaçmazdım" dedi.
'OLAYDAN 1 AY ÖNCE SUÇTA KULLANILAN UZUN NAMLULU SİLAHI GÖRDÜM'
Tutuklu sanık Uğur Yücel savunmasında, "Ben evimin anahtarını zaman zaman yeğenime veriyordum. Olaydan 1 ay kadar önce evimin bodrumunda suçta kullanılan uzun namlulu silahı gördüm. Yeğenime sorduğumda silahın arkadaşının olduğunu söyledi. Yeğenim de 2 hafta sonra hapse girince, bu sefer silah benim evimde kaldı. Olay günü Yakup isimli birisi beni arayıp, 'Benim silah sendeymiş' dedi. Ben de, 'Gelin alın. Benim başımı belaya sokmayın' dedim. Sonra annemin yanına gittim. Ağabeyimler birlikte yemek yedik. Öğle saatlerinde bir anda gürültü duyduk. Bu olay yaşanmış" dedi.
'SİLAHI POLİSLERE TESLİM ETTİM'
Tutuklu sanık Deniz Yücel savunmasında, "Olayın olduğu gün evdeydim. Gündüz saat 14.00 civarı dışarıdan bir ses geldi. Yakup'un, 'Ağabey bunu bırakın' diye panikli bir sesi vardı. Yakup’un silah bıraktığını fark ettim. Silahı alıp çekyatın altına koydum. 'Gelir, alır' diye düşündüm. Akşam üzeri mahalleli arasında, 'Derneği taramışlar' diye bir söylenti vardı. Biz de derneğe doğru gittik. Bir kadın vardı. Yerde kanlar içinde yatıyordu. Daha sonra evime döndüm. Sivil polisler benden Yakup’un silahını teslim etmemi istedi. Ben de, 'Buyurun' diyerek içeri davet ettim ve silahı teslim ettim. Polislerle birlikte karakola ifade verdim. Olay bundan ibarettir. Olaylarla ilgili bir ilgim yok" dedi.
'BENİ ARAYIP 'YOLDA KALDIM' DEYİNCE GİDİP ALDIM'
Tutuklu sanık Volkan Akar savunmasında, "Olay günü eşimle evdeydik. Fırat ve nişanlısı bize geldi. Kahvaltı yaptık. Daha sonra eşimin ailesine gittik. Ailecek yemek yedik ve uyuduk. Ertesi gün saat 17.00 gibi evden ayrıldım ve arkadaşlarımla buluşmak için AVM’ye gittim. O sırada Serdest beni aradı ve 'Beni 10 dakika bir yere bırakır mısın?' dedi. Ben de müsait olmadığım için reddettim. Akşam AVM’den ayrıldık. Serdest beni yeniden arayıp, 'Beni alabilir misin? Yolda kaldım' dedi. Öyle deyince, 'Tamam' dedim. Serdest’i almak için bulunduğu yere gittim. 2 kişi vardı. Bana sürekli, 'Az kaldı' diyerek beni Çerkezköy’e kadar götürdü. Dönüş yolunda da polisler beni çevirdi. Durum bundan ibarettir" dedi.
'SESTEN ŞOKA GİRDİM VE O PANİKLE BEN DE HAVAYA ATEŞ AÇTIM'
18 yaşından küçük olan sanık Ç.S. savunmasında, "Olay günü saat 16.00 sıralarında Barış beni aradı. Benim hasmım olan Polat’ı ve Bilal’i gördüğünü söyledi. Ben de Barış’a, 'Boşver' dedim. Sonra benimle, 'Sen erkek misin?' diye dalga geçti. Daha sonra beni araçla gelip aldı. Aracın içinde maskeli birisi vardı. Şoförün yanında Barış vardı ve arkada Mazlum ile Serhat vardı. Barış’ın önünde uzun namlulu bir silah vardı. Ayrıca şoför ve Serhat’ta da silah vardı. Barış bana, 'Al. Bu sende kalsın' diyerek bir silah verdi. Ben de korkudan aldım. Sonra olayın yaşandığı yere geldik. Barış önünden uzun namlulu silahı çıkardı. Ben sesten şoka girdim ve o panikle ben de havaya ateş açtım. Olay yerinden Başakşehir’e gittik. Sonra ben, Barış, Mazlum, Serhat arabadan indik. Şoför de gitti. Barış benim silahımı aldı. Telefonumu da alıp kırdı. Ardından Barış bizim kalmamız için bir otel ayarladı" dedi.
'AĞABEYİMİ VURMAKLA TEHDİT ETTİĞİ İÇİN SUÇU MAZLUM'A ATTIM'
Tutuklu sanık Serhat Tunç, savunmasında, "Benim Tayfur ve Polat ile kişisel husumetim vardı. Olay günü otoparkta oturuyordum. Sonrasında Yakup beni aradı. Bana Tayfur ve Polat’ın olay yerinde olduğunu söyledi. Ben de, 'Geliyorum hemen' dedim. Olayın yaşandığı yerin bir alt sokağına gittim. Yakup’a, 'Neredeler?' diye sordum. O da bana, 'Buralardaydı' dedi. Sonra Yakup, keleş almak için evine gitti. Ben de o sırada dışarıda bulunan araca bindim. Bir süre sonra Yakup, keleşi Barış’a verdi. Keleş battaniyeye sarılıydı. Ayrıca şoför de maske takıyordu. Araçta Barış, Ç.S., ben ve Mazlum vardı. Mazlum baygındı. Olay yerine gittiğimizde Barış sunrooftan keleşle çıktı ve ateş etmeye başladı. Ben de o panikle ateş etmeye başladım. Barış, Mazlum'u ve bizi tehdit etti. Bana, 'Eğer ifadende suçu Mazlum'un üzerine atmazsan ağabeyini vururum' dedi. Bu yüzden ilk ifademde suçu Mazlum'a attım" dedi.