Kumar hastalık tedavisi de yok

Kumar hastalık tedavisi de yok
Kumarhaneler Kralı Sudi Özkan, hiç kumar oynamadığını söylüyor ve ekliyor: Kumarı hiç tavsiye etmem. Çok yakın arkadaşlarım servetini kaybettiği gibi içinde ölen de oldu
Kumar Adasının TÜRK KRALI - 3
Tuncay Özkan sordu Sudi Özkan anlattı

TUNCAY ÖZKAN: Türkiye’de yeniden kumarhanelerin açılması ile ilgili olarak DSP’li milletvekili Perihan Yıldız bir yasa teklifi sunmuş. Sizce bu doğru mu?
SUDİ ÖZKAN: Bu işi yapan kişi olarak Türkiye’de bunların kapatılmasını yanlış ve haksız buluyorum. Çünkü bu bir yatırımdır.

Perihan Hanım sizinle konuştu mu?
Hayır, tanımam kendisini. Ben siyasilerle görüşmem. Bir Bülent Bey’i tanırım, turizm bakanlığı zamanından o da. İleri görüşlü bir arkadaştır.

Bunların geliriyle siz kasinonun gelirinin bir olduğunu düşünüyorsunuz.
Bu rakamları nereden çıkarıyorsunuz, benim 1 milyar borcum olduğunu?

Size kumarhanelerin Turizm Bakanlığı’na yıl yıl aktardıkları rakamı vereyim. 92’de 465 bin dolar, 93’de 1.2 milyon dolar, 94’te 5.9 milyon dolar. 97’da kapandıklarında 11 milyon dolar. Sadece sizin rakibiniz Ömer Lütfi Topal’dan...
Kimse benim rakibim olamaz. Ben bu işi herkesten iyi biliyorum. Kendi kendine kral olmuş herkes...

Sizden sadece devletin istediği rakam, sizin kabul etmediğiniz rakam 680 milyon dolar. Topal’dan istediği rakam 1.2 milyar dolar...
O da yanlış. Devlet 1980’de kumarhanelere lisans vermiş, 1998’de kapatmış. 18 senede ilk gelen yabancılar işin kaymağını almış. Kimseden para istememiş. Şimdi Sudi Özkan, Ömer Lütfi Topal bu kadar vergi versin. Nerede o ilk açanlar, nerede o gidenler, 10 sene o Hilton’u çalıştıranlar nerede? Avusturyalılar nerede? Şimdi mi akılları başına gelmiş.

Vermemişsiniz ki vergi.
Siz vergiden bahsediyorsunuz ben bu işteki zorluklardan.

Kumar asla oynamam
Sudi Özkan büyük bir kumar tutkusu olan insandı, sürekli kumar oynardı da mı böyle bir iş yapıyor?
Kumar asla oynamam. Ben kumar bilmem de. Bu işi çok iyi bilir derler, ben bu işi de pek bilmem aslında. Adamlarım bilir.

Hiç o makinenin kolunun çekmediniz mi?
O kumar sayılmaz ki. Onların kolunu bizzat çekerim ki, nasıl çalışır bileyim. Fuarları gezerim, makinenin kasino için yakışanını seçerim.

Kumar nasıl bir alışkanlık?
Kumarı hiç tavsiye etmem. Çok kötü bir alışkanlık. Çok yakın arkadaşlarım servetini kaybettiği gibi sağlığını da kaybetti. İçinde ölen de oldu. Kumar böyle bir şey, hastalık. Tedavisi de yok. Gördüğüm kişiler bir başlıyorlar, buna kimse mani olamıyor. Türkiye’de yasak olmuş, bunlar yurtdışına gider, hatta Türkiye’de oynarlar. Bugün büyük kulüplerde hâlâ 1 milyona tavla atarlardı arkadaşlar. Servetlerini kaybetmişlerdir. Hastalığın tedavisi yok. Ama yasaklar arzuyu daha çok doğuruyor.

Çok üzüldüğünüz olaylar yaşandı mı, bu kumar hastalığı nedeniyle?
Erdem Dikmen diye arkadaşım vardı, çok severdim. Kendi casinomda hiç oynatmadım. Kumara çok düşkündü. Tekstil mühendisiydi. Geçenlerde de vefat etti stresten. Casinolar kapandıktan sonra Londra’ya gidip oynuyordu. Bunları tutamazsın. Büyük kumarbazlar budur. Yoksa halkın oynadığı oyun tiplerinde büyük bir şey yok.

Mehmet Ağar’ı tanırım
Susurluk kazasından önce Abdullah Çatlı, Hüseyin Kocadağ, Sedat Edip Bucak, İzmir’deki Princess Otel’de kalmışlar.
Doğru.

Bunları tanır mısınız?
Hayır hiçbirini tanımam.

Hiçbirisini tanımaz mısınız?
Mehmet Ağar’ı tanırım.

Ağar ayarlamış galiba oteli.
O zaman kızı rahatsızdı, bizim otelde kalıyordu. Benim misafirim değildi. Zaten faturasını özel idare ödedi. Allah rahmet eylesin kızı da öldü.

Türkiye’de kumarhane öyle kötü şeylerle eşit hale geldi ki. Kumarhane demek uyuşturucu, kokain, kara para demek. Kumarhane demek insanların öldürülmesi demek, çete demek. Peki bütün bu kavramların içerisinde kumardan nefret eden bir insan nasıl yer alabiliyor?
Dünyanın her yerinde kumarhane sahipleri dünyanın en dürüst insanları arasındadır. Çünkü oyuncu parayı kaybeder, ödemek mecburiyetindesin. Geçen gün 500 bin dolar kazandı adamın biri, ödeyeceğiz.

Daha önce ne kadar kaybetmişti?
Geçen sene 1 milyon 200 bin dolar kaybetmişti aynı adam. Bir Amerikalı.

Oynayıp kazanan var mı?
Kısa süreli oynayan kazanabilir, ama devamlı kumarcının kazanması söz konusu olamaz. Onun için kumar taraftarı değilim.

Türkiye’de kumarhanelerin açılması konusunda görüşünüz nedir?
Kumarhane tutkusu insanın yapısında vardır. Dini ne olursa olsun İslamı, Budisti, Hıristiyanı hepsi kumar sever. Nasıl içkiden kadından vazgeçemezse insanlar, kumardan da vazgeçemez. Onun için yasal şekilde idaresi bence ülke için çok yararlıdır. Mesela Las Vegas gibi. Bir çöle atmışlar o çöl cennet olmuş. Bir otelde yüz bin kişi çalışıyor. En az yüzlerce otel var. Bugün Doğu’da bir yer yapılsa bence etrafta bu işi yapmayan devletlerin hepsi turist olarak oraya gelir. Onlar gelir, döviz gelir. Ayrıca bizim oynayanlarımız yurtdışına gidip döviz götürmez. Bu bölgeler kalkınır.

Malvarlığınız nereden?
Sudi Bey, diyorsunuz ki otelden, kumardan zarar ettim. Peki bu mal varlığınızı neyle elde ettiniz Allah aşkına?
Kumar işinden zarar ettim demiyorum. Malvarlığı burada zaten...

Peki vergisini niye vermediniz?
Sizin düşüncenizde Türkiye’de bir yapılaşma olursa Türkiye bir metre ileri gidemez. Eğer herkesten servet beyanı soracaksanız kimse yatırım yapmaz.

Vergi verin diyoruz, yok diyorsunuz.
Bu konuların çoğu o mali milat meselesinde çıktı. Herkes parasını sermayesini sakladı hâlâ da ne olacağı belirsiz. Türkiye’de ekonomi durdu.

1996’da Türkiye çok mu iyi noktadaydı?
Bundan daha iyiydi. Bugün yurtdışındaki paralar, Türkiye’ye dönecek paralar.

Röportajımızın sonuna geldik. Son olarak söylemek istedikleriniz nelerdir?
Eğer ülkesine birisi bir şey yapıyorsa mesleği, dini ne olursa olsun bu ülkesi için yapılmış, bunun tenkiti olmaz, bu yanlış. Onun için beni dinlediğiniz ve buraya geldiğiniz için ben yine size teşekkür ederim.

Ülke nasıl güçlü olsun? Vergi toplayamayan ülkenin gücü olur mu?
Vergi her şey değil. Mühim olan yatırım. Bugün çok bölgeyi devlet açabilir vergisiz olarak. Vergide vergi, kaçırmış da kaçırmış bu adam, gece gündüz çalışmış bunları yapmış diyen yok mu aranızda?

Arada da benim gibi eleştiren çıkacak.
Yok, yatırımcıları eleştirmeyin. Eleştirmek kolay. Dosyalarda bir şey yok ki.

Bu dosyaları bilmiyorsunuz. Ben hatırlatıyorum. Siz unutmuşsunuz. Kolay bir şey değil eleştirmek. Eleştirirken bileceksiniz. Arşivimde Sudi özkan başlıklı dosyaları bir yere dizsem, buranın tamamını kaplar. Eleştirmek, en az yatırımcılık kadar zor. Ben gece yatağa yattığım zaman, o ilaçları almıyorum. Bundan büyük bir rahatsızlık olur mu? Yattığınız zaman gözünüz açık uyuyorsunuz.
Beni tanımıyorsunuz. Tanısanız eleştirmezsiniz.

Demirel plaket verdi
Süleyman Demirel’den bir plaket almışsınız?
Yurtdışındaydım, benim namıma otel müdürümüz aldı.

Süleyman Bey’i tanır mısınız?
Tanırım. Tesislerime gelirdi. Balçova’daki açılışı o yaptı. istanbul Princess’a gelirdi, devlet büyükleriyle yabancılarla toplantılar yapardı. Biz de bulunurduk orada.

Daire parasına otel satın aldım
Yurtdışındaki yatırım miktarınız ne kadar Sudi Bey?
Yatırım miktarı üç dört tane otel. Bunları rakam olarak söylersem, aldığım ülkelerde alınanlar olur. Bulgaristan’da daire fiyatına aldığım oteller var. Bugün en az on misli eder değeri.

İşletme için Bulgar Özelleştirme İdaresi’ne 3 milyon 100 bin dolar mı verdiniz?
Doğru. O oteli bugün 50 milyon dolara alamazsınız. Oranın en güzel otelidir. Geçenlerde savunma bakanlarımız kalmış, bana teşekkür yazıları vardır. Kalan profesörler milletvekilleri böyle bir Türk burada böyle bir şey yaptı diye bana teşekkür ediyorlar. Halen o otellere bizim Türk işadamları gider, devlet büyükleri gider kalırlar. Yeri gelir bedava veririz.

-BİTTİ-


GÜNCEL