Futbolda şike davasının dünkü duruşmasında tanık olarak dinlenen Cihan Oskay’ın ifadelerine tepki gösteren ve “Meczup dediğimiz bir adamı dinliyoruz” diyen tutuklu sanık Fenerbahçe Kulübü Başkanı Aziz Yıldırım, duruşma salonunu terk etti. Bunun üzerine Mahkeme Başkanı Mehmet Ekinci, “Salonun dışına çıkan sanıkların kimliklerini alarak işlem yapın. Burası dağ başı değil mahkeme salonu, herkes haddini bilecek” dedi.
Çağlayan’daki İstanbul Adalet Sarayı’nda İstanbul 16. Ağır Ceza Mahkemesi’nce görülen “futbolda şike” davasının dünkü 13. duruşmasına aralarında Fenerbahçe Kulübü Başkanı Aziz Yıldırım ve Olgun Peker’in de bulunduğu 16 tutuklu sanık katıldı. Tutuksuz sanıklardan Şekip Mosturoğlu, Serdal Adalı, Serkan Acar, Abdullah Başak, Cemil Turan ve Samet Güzel de oturuma katıldı. Mahkeme Başkanı Mehmet Ekinci’nin, “Şikeyle ve menajerlik sınav sorularının çalınmasına ilişkin bildiklerinizi anlatınız” dediği tanık eski Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) Başkanı Mahmut Özgener, şöyle konuştu:
“Şikeyle veya teşvik primi ilgili bir bilgim yok. Söz konusu sınavın sonuçları bana geldiğinde, 8 kişinin cevap kağıdının birbirine çok benzer olduğunu, yanlış yaptıkları 3 sorunun da birbiriyle aynı olduğunu gördük. Bunun üzerine sınavı iptal ettik ve gereğinin yapılması için Sarıyer Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulunduk. Arkadaşlarıma sınav sorularının nasıl geldiği konusunda bilgi edindim.
Sınav sorularından 15 tanesinin FIFA’dan geldiğini, diğer 5 tanesi ise hukuk kurulunun hazırladığını öğrendim. FIFA’dan gelen soruların kurye yoluyla geldiğini öğrenince, bundan sonra faks ile iletmelerini talep ettik. Ancak FIFA daha sonrada hem kuryeler ile hemde faks aracılığıyla soruları gönderdi. Federasyonda hiçbir arkadaşımın böyle bir suçu işleyeceğine ihtimal vermiyorum. Ancak bu sorular bir şekilde bizden çıkmış. Benim kanaatim bu soruların bizden sızması yönündedir.”
‘Aziz Yıldırım’dan korkuyor musunuz?’
Tutuklu sanık Aziz Yıldırım, Özgener’e soru sormak için izin isteyerek, “Manisaspor’a teşvik primi verildiği iddiasına ilişkin bir tape var. Bunu açıklar mısın?” dede. Bunun üzerine Özgener, o dönemde Manisaspor Başkanı olan Kenan Yaralı’yı tanıdığını ve Yaralı’nın işlerinin bozuk olduğunu bildiğini belirterek, “Bir telefon konuşmamızda Kenan’ın bana, Aziz beyin Kenan’a 500 bin dolar borç verdiğini karşılığında da 4 adet çek verdiğini söylediğini biliyorum, söz konusu tape de buna ilişkindir” diye konuştu. Yıldırım, “Sizin dönemde Fenerbahçe’den bir yetkilinin ya da benim, hakem atanmasına ilişkin bir isteğimiz oldu mu?” diye sorması üzerine Özgener, “Kesinlikle olmadı” cevabını verdi. Yıldırım’ın avukatı Şeref Dede de, “İddianamede sizin Aziz Yıldırım’dan korktuğunuz yer alıyor. Yıldırım’dan korkuyor musunuz?” sorusu üzerine Özgener, “Ben Allah’tan başka kimseden korkmam” dedi. Özgener, sözlerini bitirdikten sonra mahkeme başkanına “İzmir’e gidebilir miyim?” diye sordu, başkan da “Tabi gidebilirsin” cevabını verdi. Bunun üzerine Özgener, tüm sanıklara “geçmiş olsun” dedi, kimisini öptü kimisiyle de tokalaştı.
‘Sınavı girme kazanamazsın’
Eski TFF yöneticisi Levent Kızıl da, şikeyle ilgili bir bilgisinin olmadığını ifade ederek, “Bütün duyumlarım basından öğrendiklerim kadardır” dedi. Kızıl, menajerlik sınav sorularının çalınmasıyla ilgili olarak ise “Görev alanım değildi. Ancak bir gün Olgun Peker sınav konusunda benden yardım istedi ve dedi ki ‘Lütfü Arıboğan tanıdıklarına yardımcı oluyormuş. Sen de bana yardımcı olabilir misin?’ Bende kendisine yardımcı olamayacağımı ve Lütfü beyin de böyle bir şey yapmayacağını kendisine aktardım. Hatta kendisine, ‘Sınava girme kazanamazsın’ dedim” diye konuştu. Bunun üzerine Başkan Ekinci, “Olgun’un sınavını kazanamayacağını nereden biliyorsun?” diye sorması üzerine Kızıl, sınav zor olduğu için böyle bir ifade kullandığını belirterek, “Ancak Olgun Peker sınava girdi ve kazandı” cevabını verdi. Yıldırım’ın avukatı Dede, Kızıl’a, “Sizin döneminizde Fenerbahçe’ye usulsuz bir para aktarımı oldu mu?” diye sordu. Kızıl, “Böyle bir şey asla mümkün olamaz, eğer olsaydı o kişi burada olurdu zaten” yanıtını verdi. Bunun üzerine bazı sanık avukatları bu cevaba tepki gösterdi. Başkan Ekinci de, “Tanığın böyle bir ifade kullanmasının kötü bir amacı yoktur.
Suç işleyen olursa yargılanır demek istedi” diye konuştu. Ekinci‘nin, “Gaziantep-Fenerbahçe maçından sonra bir telefon konuşmanda, ‘öldük öldük dirildik’ ifadesini neden kullandın?” diye sorduğu Kızıl, söz konusu maçı hakemin kötü yönettiğini bunun üzerine kulüplerin kendilerini arayarak tepki gösterdiğini, bu nedenle böyle bir ifade kullandığını savundu.
Oskay’ı dinlemeliyiz neden korkuyorsunuz?
Duruşmanın öğleden sonraki bölümünde Başkan Ekinci, Cihan Oskay’ın tanık olarak dinleneceğini söyledi. Bu sırada
sanık ve avukatları Oskay’ın dinlenilmemesini istedi. Başkan Ekinci, “Tanığın talimatla ifadesini alınmasını istedik ancak o defalarca dilekçe yazarak huzura gelmek istedi. Böyle olunca dinlemeliyiz. Neden korkuyorsunuz?” dedi. Aziz Yıldırım ise “Meczup dediğimiz bir adamı dinliyoruz” diyerek tepki gösterdi ve salonu terk etti. Yıldırım’ın bu hareketinin ardından kardeşleri Ali Yıldırım ve Acar Yıldırım ile Fenerbahçeli yöneticiler de salonu terk etti. Bunun üzerine Başkan Ekinci, “Salonun dışına çıkan sanıkların kimliklerini alarak işlem yapın. Burası dağ başı değil mahkeme salonu, herkes haddini bilecek” dedi. Tutuksuz sanık Yavuz Ağırgöl’ün avukatının “Bu kişiye şov yaptırmayın. Biraz hassas olun?” demesi üzerine Ekinci, “Benim de hassas olmadığını düşünüyorsanız kusura bakmayın” dedi. Oskay, “2000-2001 yılında ben de şike ve teşvik suçu işledim. Yıldırım talimatıyla Samsunspor-Fenerbahçe maçında şike Trabzonspor-Galatasaray maçında teşvik eyleminde bulundum” demesi üzerine Ekinci, “Bu döneme gel, davayla ilgili bir bilgin belgen varsa söyle” şeklinde ikaz etti. Oskay’ın ifadesinde sürekli duyum ve yorumlara yönelik ifade vermesi üzerine Ekinci, “Burada görevimiz maddi gerçeği araştırmak. Tanıklık maddi gerçeği ortaya çıkarmak için bilgi verirsin, tahminle olmaz.Somut bir bilgin varsa seni sabaha kadar dinleriz, kimse de engel olamaz, yorumla insanlara ceza verilmez” dedi. Ekinci, Oskay’ın mahkemeye belge olarak sunduğu federasyonun kendisine gönderdiği yazıyı da delil olarak kabul etmedi ve iade etti. Ekinci, “Bunu bize postayla cezaevinden yollayabilirdin” dedi. Oskay’ın “Bir belgem daha var ama gizli kalmasını istiyorum” demesi üzerine Ekinci, “Her şey aleni, gizli kalması diye bir şey olmaz. Bildiklerin varsa cezaevinden bize anlatırsın” diyerek Oskay’ın ifadesini sonlandırdı. Yıldırım, Oskay’ın ifadesi sona erdikten sonra salona geri döndü. Yıldırım’ın avukatları da, Oskay’ın ifadesinin dikkate alınmamasını ve çözümünün de yapılmamasını istedi.
Trajikomik
Bir spor müdürü olarak, futbol camiasının mahkemede buluşmasına tanıklık etmek zaten yeteri kadar trajikti. Ancak dün ikinci kez izlemek için gittiğim Çağlayan Adliyesi’nde yaşananları görmek açıkçası trajikomikti.
Aziz Yıldırım başta olmak üzere tutuklu-tutuksuz sanık, tanık, yönetici ve camiaya “Merhaba” demek, basık, havasız ve sıcak salonda yer bulabilmekle geçen rutin dakikaların ardından esen Cihan Oskay “fırtınası” harareti daha da arttırdı.
Mahkeme Başkanı Mehmet Ekici’nin, Oskay’ın tanık olarak dinleneceğini anons etmesiyle seyirci koltuklarından
yükselen “Meczup”, “Sahtekar” feryatları salonu bir anda stada çevirdi. Ekici’nin haklı uyarılarına bu kez avukat itirazları eklendi; “Bu adam 2010’dan beri cezaevinde, 2011’deki iddialarla ilgili nasıl tanıklık edebilir?”. Hukukçu değilim, ama mantıklı geldi. Başkan Ekici’nin “Bize haftalardır dilekçe yazıyor, söyleyeceklerim var diyor. Görmezden gelirsek, adama “Taraf mı tutuyorsun ?’ demezler mi ?” çıkışı ise “yazılı hukuktan” gerçekten anlamadığımı ortaya koydu.
Yine de Cihan Oskay’ın, Fenerbahçe ile 2001’de başlayan ilişkisini 2008’e kadar geçen süre içinde şike için kullandığını açıkladığı bölümler hiç sürpriz değildi, 3-5 sene önce hep gündemdeydi. “Peki, 2011’le ilgili ne biliyorsun?” dendiğinde, “Bir gazeteci dostum cezaevindeyken, Eskişehir-Trabzon ve Eskişehir-Fenerbahçe maçından önce yaşananları anlattı” yanıtını veren Oskay’ın da niyeti aslında belli olmuştu; ŞOV YAPMAK. Galiba, bu şovun sebebi de, bir avukatın hatırlattığı ve yanıtsız kalan “Psikolojik bozukluk raporunuz var mı ?” sorusunda saklıydı. Çünkü “Mesleğiniz ?” sorusuna “Yiyecek içecek müdürüydüm” yanıtı veren Cihan Oskay’ın, gerçekte bir balıkçıda şef garsonluk geçmişi olması, “o raporun” doğruluğunu kanıtlar gibiydi.
Aziz Yıldırım’ın salonu terk etmesine kadar yükselen tansiyonda, adliye koridorlarında pek gezinmemiş olan bendenizde iz bırakan bir başka tespit de şuydu: Başkan Mehmet Ekici, susturmak için zaman zaman otoritesini kullandığı yoğun itirazlara karşın, zaten Cihan Oskay’ı fazla ciddiye almıyordu. Oskay “Bir gizli tanık var. Benim kanalımla konuşmak istiyor” dediğinde bile “Bakarız” yanıtını verirken, “hukukçu” kimliğini galiba bir kenara bırakıyor, vicdanıyla “teşhisi” koyuyordu.
45 dakika kaldım salonda, 30 dereceleri bulan hararet nedeniyle... Sıcağa dayanabilirdim ama, insanların yaşadıkları acıyı ya da sorumluluğu hissetmek... İşte ona dayanamadım.
CEM ŞENGÜLBaşkanla futbol muhabbeti
Duruşmanın sonuna doğru Fenerbahçe Teknik Direktörü Aykut Kocaman ve yardımcısı Fahrettin Ömeroviç salona geldi. Duruşma sonunda Kocaman, yanına gittiği Aziz Yıldırım’la bir süre sohbet etti. Ardından Başkan Ekinci kürsüye doğru eliyle davet ettiği Kocaman ile futbol üzerine 5 dakika sohbet etti.
‘Ne olduysa totemden oldu’
Tanık olarak dinlenen İstanbul Büyükşehir Belediyespor futbolcusu Can Arat da, “Trabzonspor ve Fenerbahçe maçlarıyla ilgili hiçbir bilgim yok. Hiçbir şeye tanık olmadım. Ali Kıratlı’yı Fenerbahçe’de oynadığım dönemden tanırım. Maç öncesi telefonla görüşmemem bir totemdir. Fenerbahçe maçı öncesi Cemil (Turan) Abi aradı, konsantremi bozmamak için telefonu açmadım. Zaten aramalarda talepler olmuyor. Cemil Turan’la yaptığım görüşmede ‘geçmiş olsun’ dedim. Ne bir teklif aldım ne de kabul ettim” dedi. Arat açıklamaları üzerine Başkan Ekinci gülerek, “Ne olduysa bu totemden oldu” diye konuştu. Yıldırım’ın, “Can, Fenerbahçe’de kendi kalene gol attın mı?” sorusuna Arat, “3-4 yıl oldu. Evet, bir hata sonucu kendi kaleme gol attım” diye yanıt verdi. Yıldırım’ın “Senden başka kendi kalesine gol atan oldu mu?” sorusu üzerine de Arat, “Oldu, Edu da kendi kalesine attı” dedi.
CHP’liler de davayı izledi
“Futbolda şike” davasının dünkü duruşmasını CHP Genel Başkan Yardımcısı Gürsel Tekin ve CHP İstanbul Milletvekili Umut Oran’ın yanı sıra Fenerbahçe Kulübü Başkanvekili Nihat Özdemir, Asbaşkanı Ali
Koç’un da aralarında bulunduğu FB’li yöneticiler, Ünal Uzun, Aziz Yıldırım’ın kardeşleri Ali Yıldırım ile Acar Yıldırım, damatları Mehmet Gamgam ve Murat Gordi de izledi.