Gündem NATO üyeliğinde Ankara’nın tutumu ne olmalı?

NATO üyeliğinde Ankara’nın tutumu ne olmalı?

01.10.2023 - 07:00 | Son Güncellenme:

İsveç için son sözü yeni yasama yılına bugün başlayacak olan TBMM söyleyecek. NATO üyeliği için TBMM’nin onayına ihtiyaç duyan İsveç’te yaşanan son provokasyon Ankara’da dikkatle takip ediliyor. Muhalefetin tepkisinden çekinen İsveç hükümetinin bu tür provokasyonların önüne geçmemesi, yaptığı yasal düzenlemeye rağmen teröristlerin iade sürecini başlatmaması rahatsızlık yaratıyor. Provokasyonu değerlendiren emekli büyükelçi Uluç Özülker, “Meselenin NATO yönünden de çok parlak bir noktada olmadığının bilindiği bir durumda, Türkiye Cumhurbaşkanı’nı hedef alacak bir şeye müsaade edebilmesi demokrasiyse, biraz fazla liberal bir demokrasi oluyor” dedi. Eski büyükelçi Hüseyin Diriöz de “Konu Meclis’te değerlendirilecektir. Şartlara göre, gereken hassasiyet gösteriliyorsa olumlu bir tepki gelecektir” dedi.

NATO üyeliğinde Ankara’nın tutumu ne olmalı

ASENA YATAĞAN Ankara - ‘Terörle mücadelede garanti verildi’

Haberin Devamı

Emekli Büyükelçi Uluç Özülker, Türkiye’nin İsveç’in NATO üyeliği sürecinde nasıl bir tutum sergilmesi gerektiğini Milliyet’e değerlendirdi. Özülker, İsveç ‘in NATO üyeliği konusunun ABD tarafı ve İsveç tarafı olmak üzere iki başlıkta ele alınması gerektiğine dikkat çekti. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile ABD Başkanı Joe Biden’ın New York’ta gerçekleşen görüşmelerinin Türkiye ile ABD ilişkilerinin düzelmesine dair bir umut havası yarattığını belirten Özülker, “Ancak ABD tarafından ‘F-16 ve İsveç meseleleri tek başlarına Türkiye- Amerika ilişkilerinin düze çıkarılabilmesi için yeterli konular değil. İlişkiler daha çetrefilli bir durumda’ açıklamaları yapıldı” dedi.

Özülker, “ABD, İsveç’in NATO üyeliği sorununu F-16’ların bir karşılığı olarak, yine Türkiye’nin önüne çıkarırsa, sorunun ABD’nin arzu ettiği şekilde çözülme ihtimali çok zayıf” dedi. İsveç’in ise çıkardığı kanunla terör konusuyla ilgili olarak Türkiye’ye garanti verdiğini hatırlatan Özülker, “Meselenin NATO yönünden de çok parlak bir noktada olmadığının bilindiği bir durumda Türkiye Cumhurbaşkanı’nı hedef alacak bir şeye müsaade edebilmesi demokrasiyse biraz fazla liberal bir demokrasi oluyor” ifadelerini kullandı.

Haberin Devamı

‘Güvenlik hassasiyeti dikkate alınmalı’

Eski Büyükelçi Hüseyin Diriöz, NATO’nun bir güvenlik örgütü olduğunu hatırlatarak, “Bu güvenlik örgütüne girerken (İsveç) mevcut üye ülkelerin güvenlik hassasiyetine karşı hassas olmak gerekir. Bununda müzakereleri yapılıyor. Konu Meclis’te değerlendirilecektir. Şartlara göre, gereken hassasiyet gösteriliyorsa olumlu bir tepki gelecektir. Eğer hassasiyetin gösterildiğine ikna olunmazsa sonuç olumlu olmayabilir” dedi.

‘Kuran yakma olayı önemli bir parametre’

Hasan Kalyoncu Üniversitesi Öğretim Üyesi Doçent Dr. Murat Arslan, Türkiye’nin İsveç’ten beklentisinin somut adım olduğunu belirterek, şöyle konuştu: “Geldiğimiz aşamada Türkiye konuyu Meclis’e taşıyacağını zaten ifade etti. İsveç ise daha önce vermiş olduğu sözlere bağlı kaldığını ifade etti. Türkiye açısından hükümetin idari bir işlemi değil, bir yasama işlemine dönüşmek üzere. Ancak Meclis kompozisyonuna baktığınız zaman İsveç’in üyeliğiyle ilgili Meclis’ten çıkacak kararı tahmin etmek güç. Milletvekilleri burada kendi iradelerine uygun bir tercihte bulunacaklar. İsveç’te polis gözetiminde yapılan Kur’an-ı Kerim yakma olayları milletvekilleri nezdinde önemli bir parametre.” CHP İstanbul Milletvekili ve eskidiplomat Namık Tan ise dış politikada kararların TBMM’de partiler üstü bir anlayışla alınması gerektiğine dikkati çekerek, “İsveç’in NATO’ya üyeliği bir an önce TBMM’de tartışılsın ve milli irade doğrultusunda karar verilsin” dedi.