Gündem Nüfus memurunun yaptığı: Salak, satan; tavuk, tarak...

Nüfus memurunun yaptığı: Salak, satan; tavuk, tarak...

07.06.2003 - 00:00 | Son Güncellenme:

Nüfus memurunun yaptığı: Salak, satan; tavuk, tarak...

Nüfus memurunun yaptığı: Salak, satan; tavuk, tarak...

13:55


Şanlıurfa'nın Hilvan İlçesi'ne bağlı köylerde yaşayan vatandaşlar, Soyadı Kanunu çıktığı dönemde görev yapan bir nüfus memurunun yaptığı uyanıklığın cezasını çekiyor.
Şanlıurfa Barosu avukatlarından Araştırmacı Yazar Müslüm Akalın, Şanlıurfa Barosu Dergisi'nde kaleme aldığı ''Nüfus Memurunun Hilvan'a Yaptığı'' başlıklı yazıda, köylerde soyadı verilirken yaşanan bir gerçeği ortaya koydu.
Dönemin nüfus memurunun, her köye, alfabenin bir harfiyle oluşan kelimeleri soyad olarak verdiği, bir harfin yetmediği köye, ikinci veya üçüncü harflerle soyad verdiği belirlendi.
Akalın, Türkiye'nin birçok yerinde münferit olarak birçok garip ve ilginç soyadına rastlandığını belirterek, şunları söyledi:
''Ancak nüfus memurunun işgüzarlığı yüzünden, sanıyorum ki Türkiye'nin hiçbir yerinde bu kadar garip soyadları, bu şekilde ve bu yoğunlukta birarada olsun. Bu nedenledir ki, Türkiye'nin, soyadlarından en çok şikayetçi ahalisi Hilvan'dadır. Bunun düzeltmenin tek yolu mahkemede soyadı tashihi davası açmaktan geçtiği için de herhalde Şanlıurfa'nın, belki de Türkiye'nin, soyadlarıyla ilgili en çok 'soyisim tashihi' açılan ilçesi Hilvan'dır. Verdiğim kayıtlar hayal değildir. Nüfus kütüklerinden aldığım küçük bir örnektir. Geri kalanı nüfus kütüklerindedir.'' Hilvan Nüfus ve Vatandaşlık Müdürlüğü yetkilileri de her yıl birçok kişinin soyadını değiştirdiğini, ancak Cumhuriyet'in ilk yıllarında verilen soyadlarının birçoğunun halen kullanıldığını ifade ettiler.

UYANIK NÜFUS MEMURU!

Şanlıurfa Barosu Dergisi'nde Akalın'ın kaleme aldığı yazıda, bu sorunun yaşanmasına yol açan ve 1935 yılında dönemin nüfus memuru Mahmut Nedim Efendi ile kaymakamı arasında geçen olay şöyle başlıyor:
''-Mahmut Efendi, dahiliye vekaletinin emri var. 2 yıl içinde herkes bir soyadı alacak ve herkesin soyadı nüfuslarına işlenecek.
-Kolay efendim. Herkesin soyu/sopunun bir adı var zaten.
-Öyle değil, soyadlarında rütbe ve memuriyet olmayacak, aşiret ve yabancı ırk ve millet isimleri, iğrenç ve gülünç soyadları olmayacak.
-Bu kadar değişik soyadını nereden buluruz?
-Sen bulmayacaksın, vatandaş bulacak. Sen kütüğe yazacaksın.
-Vatandaş cahildir efendim, iş bize kalacak.
-Onun için işin zor dedim ya... Haydi bakalım, kolay gelsin.
Mahmut Efendi, kendisi de yöredendi ve emindi ki, muhtarlar gelecek ve işi kendisine yükleyeceklerdi. Bu kadar adama nereden soyadı bulacaktı? Kendisi de ilkmektep mezunuydu, bildiği kelimeler kavramlar kaç taneydi ki...
Uykuları kaçtı Mahmut Efendi'nin... Döndü durdu, ta ki Kaymakamlık'ta bir ''sözlük'' görüp, beyninde bir kıvılcım çarpıncaya kadar. Öyle ya, sözlükte yüzlerce kelime vardı ve bu, yüzlerce soyadı demekti.
Eve gelip kendince bir plan yaptı. ''Her köye alfabenin bir harfini verebilirdi. Böylece sözlükte o harften ne kadar kelime varsa, o köy sakinlerine soyadı olarak verilirdi. Yetmezse de başka bir harfe geçilirdi''.

BİRBİRİNDEN GARİP SOYADLARI

Masanın başına geçti ve sözlüğü açıp bir taslak hazırladı. Başa köy adlarını yazarak, sözlüğün ilk harflerindeki kelimeleri arka arkaya sıraladı:
(S Harfi) Arıncak ve Karun Köyü'ne: Salak, Satan, Sağır, Saçması, Sakıt, Saklama, Saklantı, Sakur, Sal, Salvan, Sakşı, Salva, Saltan, Sağır, Sakar, Sakbak, Saçan, Satış, Sabırtaşı, Salık, Samak, Sansar, Sarma, Saçma, Süt.
(T) Oymaağaç ve Yakınyurt Köyü'ne: ''Tavuk, Tarak, Taslak, Taşır, Tatik, Tatsız, Tatma, Tavan, Tavaş, Tağun, Tağıl, Tağla, Tağay.
(Ç) Bölükbaşı-Uluyazı köyleri: Çarık, Çokbayan, Çene, Çıtrık, Çapful, Çaprak, Çapul, Çapşak, Caşut, Çokyaşa, Çet, Çatal, Çoluk, Çıldırmış, Çıplak, Çıtlak, Çıtrık, Çintik, Çivir, Çaray, Çaşut, Çimdir.
(D) Bahçeçik, Faik, Göktepe ve Uluyazı köylerine: Davulcu, Düşen, Daru, Dalaz, Dem, Dilber, Defişet, Dalak, Dolap, Döner, Din, Dirsek, Doymaz, Dindik, Dehbe, Dikkafalı, Dilak, Delik, Dencik.
(Z) Uğra ve Kavacı köylerine: Zağlı, Zağliş, Zaric, Zar, Zabık, Zevzek, Zik, Zontırlı, Zorba, Zinik, Zahir, Zalim, Zamir, Zavallı, Zat, Zaviye.
(Ş) Ovacık Köyü'ne: Şikak, Şibat, Şil, Şildiş, Şilen, Şilit, Şer, Şitik, Şipin, Şin, Şen.
(C) Karacurun, Konaç, Çakmak, Kavalık köylerine: Cami, Cahil, Ceran, Cıtma, Canbaz, Cetiz, Cer, Cins, Caz, Cici, Culamak, Cular, Cıtır, Civci, Cırık, Cay, Cık, Cırtık.
(B) Uluyazı, Faik, Estağfurullah ve Bahçeçik Köyü'ne: Balık, Benzemiş, Bekarciğeri, Biyer, Benzin, Beyinsiz, Binek, Balçık, Balgar, Büme, Burun, Büdük, Buzuk, Bez, Bükük.
(E) Kuskunluk, Gelenek köylerine: Evik, Evsen, Enel, Ebeleme, Elli, Ediş, Edik, Eriş, Ezme, Ekrik, Ek, Eke, Eldik, Elden, Emil, Elverir, Enmek.

• İnternette, virüslü mail alarmı..!
• Aslan'ların kalbi, Koç'ların başı hassas!
• Şarap hastalıklara 'Yadigar'
• Kum göçmesinde kıyıya paralel yüz!
• Sünnetin püf noktaları!
• Bir de yasa çıkarsa! Kızılırmak yağmalanıyor...
• Son viraj dönülürken ÖSS önerileri...
• Belçika'da ilk eşcinsel düğünü...
• Babası ressam olma dedi, 29 yıl küstüler...
• John Bon Jovi Matrix'e verdiği parayı geri istiyor..!
• Çocuğuna tuz yedirmekten suçlu bulundu!