GündemSkandal karikatür tarihteki krizi hatırlattı! Defalarca denediler... Abdülhamid'den tek cümleyle ültimatom

Skandal karikatür tarihteki krizi hatırlattı! Defalarca denediler... Abdülhamid'den tek cümleyle ültimatom

03.07.2025 - 07:51 | Son Güncellenme:

Leman dergisinde Hz. Muhammed’in karikatürünün çizilmesi büyük tepki çekmişti. Yaşanan bu olayın tarihi köklerine inildiğinde özellikle Batı'nın İslam ve İslam'ın sembollerine yönelik hakaret içeren eylemlerine karşı Osmanlı padişahı ve halife II. Abdülhamid'in izlediği tutum göze çarpıyor. Peki ama İslam'a hakaretin temelinde yatan emel neydi? Niçin Hz. Muhammed'i resmetmek saygısızlık anlamı taşıyor? İşte Sultan Abdülhamid'in tek cümlesiyle Batı'ya verdiği ültimatomun sırrı.

Skandal karikatür tarihteki krizi hatırlattı Defalarca denediler... Abdülhamidden tek cümleyle ültimatom

Zeynep Dilara Akyürek / Milliyet.com.tr – 'Dini değerleri alenen aşağılayıcı nitelikte karikatür yayımladığı' gerekçesiyle Leman dergisi hakkında İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından soruşturma başlatılmıştı. Soruşturma kapsamında, derginin imtiyaz sahibi ve genel yayın yönetmeni, yazı işleri müdürü, müessese müdürü, grafikerler ve karikatürü çizen kişinin de aralarında bulunduğu 4 kişi dün tutuklandı.

Haberin Devamı

Karikatürde füzelerle dolu bir savaş cephesinde göğe yükselen iki meleğin ismi 'Musa' ve 'Muhammed' olarak resmediliyordu. Derginin 26 Haziran 2025 tarihli sayısında yer verdiği bu karikatür büyük tepki çekmişti. Tarihe bakıldığında da özellikle Osmanlı padişahı ve halife II. Abdülhamid'in İslam dinini ve Müslümanları küçük düşürecek detaylar içeren pek çok tiyatro ve tasviri diplomatik ilişkiler kurarak bizzat engellediği biliniyor. Peki ama geçmişte neler yaşandı, Batı'nın saygısız tutumunun perde arkasında ne yatıyor? Niçin Hz. Muhammed'i resmetmek saygısızlık anlamı taşıyor? Milli Savunma Üniversitesi Rektörü, tarihçi Prof. Dr. Erhan Afyoncu, İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Türkiye Cumhuriyeti Tarihi Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Cezmi Eraslan ve İlahiyatçı-Yazar Ahmet Bulut, Milliyet.com.tr’ye anlattı.

Haberin Devamı

Skandal karikatür tarihteki krizi hatırlattı Defalarca denediler... Abdülhamidden tek cümleyle ültimatom

PROF. DR. AFYONCU: 'MİLLİ DEĞERLERİMİZE HAKARET'

Batı'nın İslam’a ve İslam'ın değerlerine yönelik hakaret içerikli unsurları, II. Abdülhamid döneminde sert tepkiler ve net kararlarla engelleniyordu. Bu konuda tarihe geçen temsiller ve bunların engellenmesine ilişkin atılan adımlar vardı. Fransız yazar Henri de Bornier da 1890 yılında 2 yıl önce kaleme aldığı ‘Muhammed’ adlı oyununu sergilemek istemişti. Ünlü Comedie Français Tiyatrosu'nda sahnelenecek oyunun provaları yapılırken, gazete haberlerinden oyunun içeriği hakkında haberdar olan II. Abdülhamid hiç gecikmeden gerekli hamleleri yaptı. Bornier’in oyunu oynanamazdı, hele ki bir adam Hz. Muhammed’i hiç canlandıramazdı. Bu İslam’a yapılan bir saygısızlıktı ve oyun zaman, mekân, kişiler değişse de asla sahnelenemezdi. II. Abdülhamid Fransa Cumhurbaşkanı Sadi Carnot’ya Paris Büyükelçisi Salih Münir Paşa eliyle haber uçurdu, oyunun sahneye konulması halinde Osmanlı-Fransız ilişkilerinin biteceği ültimatomunu verdi. Ve sonuç olarak oyun tüm Fransa'da yasakladı. Ancak Bornier pes etmemişti, hakaretler içeren bu oyunu sahneleme peşindeydi ama başaramadı. Prof. Dr. Erhan Afyoncu, bu gibi oyunların ‘milli değerlere’ karşı yapıldığını şu sözlerle anlattı:

Haberin Devamı

"Batılılar, yüzyıllarca ‘sanat’ adı altında dini ve milli değerlerimize hakaret ve küfretti. 19'uncu yüzyılda da İngiltere, İtalya ve Fransa gibi ülkelerde Müslümanlar'ın dini ve milli değerlerine hakaret içeren tiyatro oyunu ve operalar düzenlendi. Bu dönemde tahtta bulunan II. Abdülhamid'in en çok üzerinde durduğu konulardan biri de bu tür gösterilerin sahnelenmemesiydi. Tarih boyunca Avrupa'da İslamiyet'e ve Peygamberimiz'e saldırmak meşhur bir yazar olmak için önemli bir basamaktı. Fransız yazar Henri de Bornier de Fransız Bilimler Akademisi'ne üye olmak istiyordu ve bunun için daha önce yazdığı ‘Roland'ın Kızı’ isimli oyundaki İslam düşmanlığıyla yeterince ses getiremeyince başka bir yola başvurdu. Bornier, 1888'de ‘Muhammed’ isimli Peygamberimiz'e hakaret eden oyununu yazdı. Bornier’in oyunu hiçbir yerde sahne almamış ve tüm girişimleri engellenmişti. Önce Fransa sonra İtalya ve İngiltere’de de Osmanlı’nın girişimleriyle oyun yasaklandı."

Skandal karikatür tarihteki krizi hatırlattı Defalarca denediler... Abdülhamidden tek cümleyle ültimatom

YAPILANLAR OSMANLI’YA DA HAKARET! HEPSİ YUNANLAR İÇİNMİŞ

Yazar Henri de Bornier’in hakaret ve saygısızlıkla dolup taşan oyunu, Fransa ve İngiltere’de sahnelenmemişti. Ancak Prof. Dr. Erhan Afyoncu’ya göre ardından oyunun İtalya'da oynanması gündeme gelmiş ve Osmanlı yönetimi tekrar devreye girmişti. Yazar ve organizatörler oyunu Avrupa'da sahneleyemeyince ABD'de oynatmak için teşebbüs ettiler. Osmanlı yönetiminin yeni dünyada da devreye girmesiyle Başkan Cheveland oyunu sahnelerden kaldırttı. Dünyanın dört bir yanından Müslümanlar nihai sonucu kutluyor ve II. Abdülhamid’e şükranlarını sunuyordu. Öyle ki kutlamalar İngiltere'de Hintli ve İngiliz Müslümanlar'ın kurduğu Liverpool İslam Cemiyeti ikinci başkanı Rafiüddin Ahmed’in, 1890'da İkinci Abdülhamid'e gönderdiği mektubunda da dikkat çekiyordu. Prof. Dr. Cezmi Eraslan’a göre en dikkat çekici sözlerden biri, II. Abdülhamid için söylenen “İslam dininin izzetini koruyor” olmuştu. Rafiüddin Ahmed’in mektubunda ise oyunun yasaklanması sebebiyle halifeye şükranlarını arz ettiği, başta Bombay ve Kalküta olmak üzere Hindistan'ın her tarafındaki müslümanların sevinç gösterileri yaptıkları ve hatta mevlitler okuttukları yazıyordu.

Haberin Devamı

Ne yazık ki Batı'nın hakaretleri yalnızca İslam'a ve Peygamber'e yönelik değildi. Fatih Sultan Mehmet de bu tür saldırıların hedefi olmuştu. Prof. Dr. Erhan Afyoncu’nun “Fatih'in İstanbul'u fethi, Hıristiyan dünyasının en büyük kaybı” diyerek anlattığı yenilgiyi, Batı unutamamıştı. Fatih Sultan Mehmet’i hedef alan ciltlerce kitap yazılmış ve içlerinden ‘zehir’ akar olmuştu. Şiirler ve tiyatro temsilleri de bunlara eklenince saygı sınırlarının ortadan kalktığı görülüyordu. Fatih Sultan Mehmet aleyhine düzenlenen en meşhur piyes ‘İrene ve İkinci Mehmed’di. Üstelik her kelimesi ‘uydurma’ olan bu oyunda Sultan, yeniçerileri tatmin etmek için âşık olduğu İrene'yi öldüren katil bir hükümdar olarak anlatılıyordu. Voltaire, ‘İrene ve İkinci Mehmed’ adlı oyunun yazarı Rossini'ye gönderdiği mektupta "İstiklâlini kaybetmiş milletler, fatihlerine daima böyle korkunç, olur olmaz şeyler isnat ederler" demişti. Tabii Osmanlı da sessiz kalamazdı. İtalyan yazar Rossini'nin 1824 ila 1852 tarihleri arasında 4 kez yayınlanan eserinin yazılış sebebi, Batı'da Yunan isyanına destek olmak ve Yunanlar arasında Yunan milliyetçiliğini canlandırmaktı. Dine ve Türk tarihine hakaret içeren temsillerin listesi uzayıp giderken II. Abdülhamid bu durumdan son derece rahatsız olarak, Dışişleri’ne harekete geçilmesi emrini verdi. İtalya hükümeti ısrarla oyunun farklı olduğunu, yasaklanmasının ve adının değiştirilmesine gerek olmadığını söylüyordu. Sonunda ise Osmanlı, tarihini korumayı başarmış ve piyeste ‘Fatih Sultan Mehmet ve Osmanlı aleyhtarı herhangi bir unsur bulunursa derhal yasaklanacağı' güvencesini almıştı.

Haberin Devamı

Skandal karikatür tarihteki krizi hatırlattı Defalarca denediler... Abdülhamidden tek cümleyle ültimatom

‘TÜM KUR’AN-I KERİM’LERİ TUNA’YA DÖKMÜŞLER’

Günümüzde İslam dinini kabul eden 2 milyara yakın insan olmasına karşın 150 yıl önce dünyada en yaygın din İslam'dı. Öyle ki Avrupa ülkelerinin bile sömürdükleri topraklar nedeniyle Hristiyan’dan çok Müslüman tebaası vardı. Bu nedenle Osmanlı’daki halifelik makamı, tüm dünyadaki Müslümanlar için kritik önem taşıyordu. Üstelik II. Abdülhamid, bunu tek bir cümlesiyle de yapabiliyordu. Prof. Dr. Cezmi Eraslan II. Abdülhamid'in saygısızlıkları engelleme girişimine ilişkin, “1890'lı yıllar itibarıyla II. Abdülhamid'in dış politikasıyla dünyanın neresinde olursa olursun İngiltere olur, Fransa olur, İslam’a ve İslam'ın sembolü olan şahsiyetlerine yönelik olumsuz mesajlar içeren piyeslerin, yayınların yapılması ciddi manada engellenmiştir. Fransa'da yapıldığı zaman Fransa Cumhurbaşkanı'yla görüşüp bunlara engel olunduğunu, aynı konuyu İngiltere’yle de 1891'de görüşerek problem oluşturacağı, Müslümanların buna tepki göstereceği söylendiğinde İngiliz hükümetinin önce ‘Yayınlansın’ dese de, padişahın 'Osmanlı ilişkilerine çok zarar verecek' demesi üzerine vazgeçtiğini biliyoruz” dedi. Ancak burada merak edilen bir detay daha vardı. Sultan’ın tek cümlesi nasıl her şeyi değiştirecek kadar güçlüydü? İslam’a ve Peygamber’e yönelik hakaret içeren oyun sahnelenseydi padişah ne yapardı? Prof. Dr. Cezmi Eraslan, bunu neredeyse dünyayı hâkimiyeti altına alan güce dikkat çekerek şöyle anlatıyor:

“1890'lar, 1900'lerin başı, en fazla Müslüman nüfusa sahip olunan yıllar. İngiltere ve Fransa da sömürgeleri dolayısıyla daha fazla Müslüman nüfusa sahiptir. Bu nedenle tüm Müslümanların halifeye ve onun devletine de büyük bir bağlılıkları var. Böyle bir zeminde II. Abdülhamid 'İlişkileri bozarız' dediği zaman İngiltere’de de Fransa’da da derinlemesine etkili oldu. Çünkü yoğun Müslüman nüfusa sahip devletler. Mesela Romanya’da yaşanmış bir hadise var. Köstence Müslümanlarına gönderilmek üzere hazırlanan 300 Kur’an-ı Kerim’i sınırda yakalayan memurlar, Kur’an’ları Tuna Nehri’ne atmışlar. Haber alınır alınmaz hemen Osmanlı Dışişleri, bunun Müslümanlar arasında infial yaratacağını ve ilişkileri bozacağını iletiyor ve sonuç olaral eylemi yapan memurun müdürü görevden azlediliyor. Bunlar 1890’larda yaşanan olaylar."

Skandal karikatür tarihteki krizi hatırlattı Defalarca denediler... Abdülhamidden tek cümleyle ültimatom

'ŞİRKE DÜŞENLER OLUNCA İSTEMEDİ'

Peki, niçin olumlu yönde bile olsa Hz. Muhammed'i resmetmek kabul edilemez? Tarihsel değerinin yanında dini boyutu da olan bu hassas konuya İlahiyatçı-Yazar Ahmet Bulut şu sözlerle açıklık getirdi:

"Bizden önceki ümmetlerde Hazreti İsa'yı ilahlaştırdılar ve şirke düştüler. Kur'an da onları ‘müşrik’ olarak isimlendirdi. Peygamberimiz de bu sebeple resminin çizilmesine müsaade etmedi. Sadece, suretinin yazıyla aktarılmasını istedi. Onun dış görünüşünü anlatan bu yazılara da 'Hilye-i Şerif' deniyor. Peygamberimiz yazıyla resmedildi. Niye böyle derseniz resmi yücelterek Peygamberimizi ilahlaştırıp, dine karıştırmayalım diye bunu istemedi. Dolayısıyla Efendimiz’in kendisinin herhangi bir şekilde resmedilmesine izni yok. Peygamber Efendimiz'e saygısızlık etmek, dalga geçmek ya da hakaret etmek de kişinin dinden çıkması demektir. Yani bunu yapan birisi ‘kafir’ olur."

EN ÇOK OKUNANLAR

KEŞFETYENİ

İlgili Haberler