19.03.2021 - 18:06 | Son Güncellenme:
Satterfield, Türkiye’nin AB ile ilişkilerinden, Yunanistan ile devam eden istişari görüşmelere, Suriye’de Amerikan askeri varlığına kadar geniş yelpazede birçok soruyu yanıtladı.
Türkiye ile yakın müttefik ve stratejik ortak tanımlarına yakışır şekilde uzun bir geçmişe sahip olduklarını vurgulayarak, sözlerine başlayan ABD Büyükelçisi, “Bu tanımları gölgeleyecek başka tür tanımları kabul etmiyorum” dedi.
Buna rağmen iki ülke arasında çeşitli konularda farklı görüş ve yaklaşım içerisinde olduklarının da altını çizdi.
Bu farklılıkların ikili ilişkileri zedelemesini istemediklerini belirten David Satterfield, pozitif gündemle, karşılıklı güven ve anlayış içerisinde ilişkileri güçlendirmeyi istediklerini söyledi.
"UMARIZ AB ZİRVESİ BEKLENTİLERİ KARŞILAR"
Büyükelçi Satterfield, iki ülke arasındaki ekonomik ilişkileri daha üst seviyelere çekebilmek için gayret sarfettiklerini, Türk ekonomisinin temel gücüne her zaman güven duyduklarını belirtti.
25-26 Mart’ta yapılacak AB liderler zirvesine değinen Büyükelçi, “AB Zirvesinden Türkiye’nin beklentilerini karşılayacak kararlar çıkacağını umuyoruz”, ifadesini kullandı.
Bu çerçevede, Türkiye’nin Gümrük Birliği’nin güncellenmesi talebinin AB’de karşılık bulacağını düşündüklerini söyledi.
Satterfield şöyle devam etti:
“Türkiye’nin AB ile işbirliğine büyük önem veriyoruz… Türkiye mülteciler konusunda ağır yüklerin altına girdi, gösterdiği iyi niyet ve destek tarafımızdan takdirle karşılanıyor. Avrupa Birliği, kendisi için yakın ve değerli bir ortak olan Türkiye ile her alanda işbirliğini geliştirmeli. Biz de bu isteğimizi hem Brüksel’e hem de Ankara’ya aktarıyoruz.”
TÜRKİYE-YUNANİSTAN GÖRÜŞMELERİ
David Satterfield Türkiye ile Yunanistan arasındaki istişari görüşmelerinin devamından büyük memnuniyet duyduklarını belirtti.
Doğu Akdeniz konusunda sorunların giderilmesi için tarafları cesaretlendirdiklerini anlatan Satterfield:
“Dendias ve Çavuşoğlu arasındaki görüşmeler de memnuniyet verici. Tüm sorunlar çözülecek diyemeyiz. 62. ya da 63. Görüşmeler yapılıyor. Bu zorlu bir süreç ancak masadaki görüşmeler karşı karşıya gelmekten çok daha iyi ve olumlu olacaktır. Bu adımlar hem ABD hem de AB tarafından büyük memnuniyetle karşılanıyor” dedi.