Gündem Son krizden ‘normalleşme’ fırsatı çıkabilir

Son krizden ‘normalleşme’ fırsatı çıkabilir

06.01.2014 - 02:30 | Son Güncellenme:

17 Aralık operasyonu sonrası Balyoz ve Ergenekon davası için yeniden yargılama gündeme geldi; uzlaşma arayışlarına itiraz edenler de var. Ama tüm bu gerilim Türkiye’nin normalleşmesi için bir fırsat da sunuyor...

Son krizden  ‘normalleşme’  fırsatı çıkabilir

17 Aralık operasyonu ile başlayan gerilim olanca hızıyla sürüyor.
Bir yandan “uzlaşma” arayışları, diğer yandan “o sınır çoktan geçildi” yanıtları tarafların olası yeni çarpışmalara altyapı hazırlıklarını da sürdürmelerine yol açıyor. Ancak gerilim bulunmaz bir fırsat da sunuyor Türkiye’nin önüne: “Normalleşme.“
Yolsuzluk operasyonunun hemen ardından başlayan ve nefes almaksızın sürdürülen temaslar, yakın zamanda atılabilecek şu adımlara zemin oluşturuyor:
1-Çift başlı yargılama: “Paralel yapının” yargıda uzantıları olduğunu savunan hükümetin, Hakimler Savcılar Yüksek Kurulu’nu (HSYK) da kapsayacak anayasal ve yasal değişiklikler için adım atacağı biliniyordu. Adalet Bakanlığı ve Başbakanlık’ta çalışmalar yürütülüyor. Tam bu sırada Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu, çarpıcı ve hızlı bir çözüm önerisi ile ortaya çıktı. Feyzioğlu’nun önerisi kısa zamanda radikal ama tartışmalı sonuçlar üretebilecek nitelikte.
MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ı hedef alan 7 Şubat operasyonundan sonra hükümet, Özel Yetkili Mahkemeleri (ÖYM) kontrol altında tutabilmek için yapısını ve kadrosunu önemli ölçüde değiştirmiş ancak Ergenekon, Balyoz gibi davaların etkilenmemesi için yasadan önce açılan davalara bakan ÖYM’lerin aynı şekilde görevlerini sürdürmelerini düzenlemişti. Böylece, bir kısım ÖYM’ler Ceza Muhakemesi Kanunu’na, yeni kurulanlar ise Terörle Mücadele Kanunu’na göre görev yapmaya başladı. Feyzioğlu, bu ayrımın ortadan kaldırılarak, eski düzenlemeye göre görev yapan ÖYM’lerin bütünüyle kaldırılmasını öneriyor. Bunun devam eden davaların otomatik olarak bozulmasını sağlayacağını savunuyor ve Balyoz gibi kesin hükme bağlanan davalar için de yeni düzenleme ile yeniden yargılama yolunun açılmasını istiyor. Daha sonra TMK’ya göre görev yapan ÖYM’lerin kaldırılarak yeni yargılamaların genel yetkili mahkemelerde yapılmasının sağlanmasını talep ediyor. Hükümetin, ilk etapta, CMK’ya göre görev yapan ÖYM’lerin kaldırılmasına ve kesin hükme bağlanan bazı davaların yeniden görülmesine sıcak baktığı söyleniyor. Böylece, Ergenekon, Balyoz, şike, askeri casusluk, KCK, Oda TV, KCK, KCK basın gibi davaların tamamı için yeniden yargılama yolu açılacak.
2- Tutuklu vekil sorunu: BDP’lilerin Meclis’e girdiği 2007’de ani biçimde, içeriği son derece muğlâk olan Anayasa’nın 14. maddesine göre, bu vekillerin terör suçundan yargılandıkları davaların dokunulmazlık kapsamına girmediği yorumları yapıldı ve yargı bu görüşü uygulamaya soktu. Ancak, devam eden süreçte, cezaevindeki isimlerin vekil yapılmasıyla sorun boyutlandı ve Anayasa’nın 14. maddesi odaklı problem geri dönülemez noktaya taşındı. Ak Parti, CHP ve BDP, bugün bu konuda adım atmak için bir araya gelecek. Her ne kadar Engin Alan dışında cezaevinde vekil kalmamış olsa da yeni sorunların yaşanabilecek olması nedeniyle, anayasa değişikliği yapılarak, dokunulmazlık düzenlemesinin hükümlüleri de kapsayacak biçimde yeniden ele alınması şart.
3- Dinleme ve arama düzenlemesi: Yıllardır devam eden “telefon dinleme” tartışmalarını sadece yasadışı dinlemelere verilen cezaları artırarak sonlandırmaya çalışan hükümet, CMK’daki kuralların bile uygulanmadığını, mahkeme kararlarıyla kuralların aşındırıldığını düşünenlerle aynı noktaya gelmiş gözüküyor. Bu kapsamda, yeniden yargılamaya ilişkin hazırlanacak olası bir yargı paketine, dinleme ve aramalara ilişkin bazı kurallar da konulması tasarlanıyor. Dinlemelerin süresiz halde yapılmasını engellemek, istihbari dinlemeleri sınırlandırmak, şafak vakti aramalarının önüne geçmek ilk hedef olarak gözüküyor. Ancak daha da önemlisi, kurallara uymayan yargı mensubu ya da kolluk güçlerinin cezalandırılmasına yönelik adım atılması olasılığı.

Haberin Devamı

Yargıtay ve operasyonlar

Yıllardır içinden çıkılamayan sorunların bir anayasa, bir de yargı paketi ile çözümlenebileceği gibi bir görüntü var. Peki, gerçekten bu kadar kolay mı?
- ÖYM’ler bütünüyle kaldırılsa bile genel yetkili mahkemelerin yapacağı örgüt yargılamalarına da Balyoz davasını karara bağlayan Yargıtay 9. Ceza Dairesi bakacak. Bu dairenin mevcut içtihatlarını değiştirmeden farklı kararlar vermesi mümkün değil.
- Özellikle dinlemeler konusunda sorun yasadan değil, uygulamadan kaynaklanıyor. Yani yasayla çözülebilecek fazla bir sorun yok.
- Hükümetin ise tutuklu vekil düzenlemesine son dakikada bu konuda düzenleme eklenmesini önermesi bekleniyor. Muhalefetin HSYK’yı kapsayacak bir anayasa değişikliğine yanaşma ihtimali zayıf. HSYK’nın mevcut haliyle de özellikle hükümetin arzu ettiği kadro değişikliklerinin yaşanması çok kolay gözükmüyor.
- Önceki yasaya göre kurulan ÖYM’lerin kaldırılmasına sıcak bakan hükümetin, TMK’ya göre görev yapan, yani sonradan kurulan ÖYM’lerin kaldırılmasına sıcak bakmadığı ifade ediliyor. Bunun sebebi ise bu ÖYM’lerin kaldırılması halinde 28 Şubat, DHKP-C avukatlar gibi davaların ve çok sayıda terör davasının da sil baştan görülmesinin gerekmesi. Bu nedenle Adalet Bakanlığı ile TBB arasında bugünden itibaren yürütülecek temaslarda, bu tartışmanın öncelikli olarak ele alınması beklenmiyor. Ancak bu durumda yargıdaki çift başlılık ve özel yetkili yargılama devam edecek ve eski ÖYM’lerin baktığı davalara da bu kez yeni ÖYM’lerin bakması sonucu doğacak.
- Bütün bu seçeneklere ilişkin parametrelerin hepsinin her iki taraftan gelecek olası operasyon ve adımlarla bütünüyle değişmesi ihtimali de unutulmamalı.