28.03.2019 - 01:30 | Son Güncellenme:
ÇİĞDEM YILMAZ / İstanbul
Kılıç, Rabia Naz’ın dosyasıyla ilgili birçok çelişkinin bulunduğunu savunarak süreci Milliyet’e şöyle anlattı:
“Rabia Naz’ın ölümü ilk olarak trafik kazasına bağlı olarak geçti ve 155’e de bu yönde ihbar geldi. Ama gecenin ilerleyen saatlerinde aileye polisler tarafından Rabia Naz’ın intihar ettiği bilgisi verildi. Rabia Naz’ın ölümünden yaklaşık 40 gün sonra, baba bazı araştırmalar yaptı. Bunlardan en önemlisi Rabia, yere sihirli bir elle bırakılmış gibi bulundu ve Rabia bulunduğunda ayak bileği kopmak üzereydi. Rabia kan kaybından öldü ancak Rabia’nın bulunduğu yerde, tek bir damla kan izi yoktu.”
“Rabia’yı öldüğü gün gördüğünü söyleyen bir tanık var. Bu kişi Rabia’nın dondurma yediğini söylüyor. Oysa o gün Rabia’nın dondurma alacak parası yoktu. Bunun yanı sıra Rabia öldüğünde üzerinde talaş parçaları var. Baba, bu talaş parçalarından yola çıkarak metruk bir bina buluyor. Belediye metruk binanın yıkılması için yıkım kararı vermişti. Biz savcılık aracılığıyla bu yıkım kararını hemen durdurduk. Binada bulunan DNA ile Rabia’nın DNA’sının eşleştirilmesini istedik. Beş ay kadar olmasına rağmen bu eşleştirme henüz yapılmadı.”
“Esas olarak bu dosyanın aydınlatılabilmesi ve ölüm nedenin netlik kazanabilmesi için dosyanın Adli Tıp Kurumu’na gönderilmesi gerekiyor. Henüz dosyada bir adli tıp raporu yok. Yaklaşık 10 sayfaya yakın bir dilekçe yazdım. Tanıkların çelişkili beyanları var. Emniyette başka konuştular, keşifte başka konuştular.”