07.02.2019 - 08:15 | Son Güncellenme:
ANKARA Milliyet
Ankara’da bir plazanın 20. katından atılarak öldürüldüğü öne sürülen üniversite öğrencisi Şule Çet (23) ile ilgili davada ağırlaştırılmış müebbet hapisleri istenen tutuklu sanıklar Çağatay Aksu ile Berk Akand dün ilk kez mahkemeye çıktı. ‘Cinayet, cinsel saldırı ve hürriyeti tahdit’ suçlarından yargılanan sanıklardan Çağatay Aksu savunmasında, “Hiçbir suçu kabul etmiyorum. Cinsel istismar, cinayet söz konusu değil. Şule’ye dokunmadık. Hâlâ neye dayanarak bu kadar insan üstümüze geliyor? Ya gösteriş amacındalar ya da bir şeyi bilmeden bizi suçlamaya geliyorlar” dedi. İş yerindeki konuları konuşmak Şule Çet ile randevulaştıklarını öne süren Aksu, Çet’in, parasızlığından ve sınıfta kalmasından bahsettiğini ileri sürdu. Aksu, lokanta kapanacağından Çet’i “kafasını dağıtması” için plazadaki ofisine çağırdığını savundu.
Sanığın iddiaları
Çet ve diğer sanık Berk Akand ile plazaya gittiklerini anlatan Aksu şu iddialarda bulundu: “Ofis, plazanın 20. katındaydı. Bütün gece müzik dinlemekten başka bir şey yapmadık. İçki içtik. Şule’nin psikolojik durumu gayet neşeliydi. Saat 03.50 sıralarında Şule makam odasına yürüdü. ‘Ben gidiyorum’ tarzı bir şey duydum. 40-50 saniye sonra peşinden gittim. Ben gittiğimde Şule pencereden sarkıyordu, sonra pencereden atladı. Tutmaya çalışırken tendonum koptu.” Mahkeme heyeti, Aksu’ya olay gecesi Çet’in ev arkadaşına gönderdiği, “Bu adam bana abayı yakmış, göndermiyor”, “Biliyordum böyle olacağını”, “Bırakmıyor” yazılı mesajları sordu. Aksu, eve gitmek istemeyen Çet’in bahane olarak bunları gönderdiğini iddia etti. Müşteki avukatlarının bazı soruları üzerine Aksu, “Dedektif gibi soru soruyorsunuz. Olay yeri uzmanı mısınız?” diyerek tepki gösterdi. Bir avukat, dosya içeriğine göre Şule Çet’in düştüğü pencere ile masa arasında boşluk olmadığına işaret ederek, “30-40 santimetre alanda Şule’yi tutmak için camı tekmeledim, diyorsunuz. Masayı kaldırmadan tekme atmanız mümkün değil. Masayı düzeltmiş olabilir misiniz?” sorusunu yöneltti. Aksu, buna “Hatırlamıyorum” yanıtını verdi. Şule’nin babası İsmail Çet, kızının ekonomik sıkıntısının olmadığını ifade ederek, sanıklardan şikâyetçi oldu. Mahkeme heyeti, Çet’in tırnaklarında bulunan Akand’a ait DNA örneğinin, avukatların iddia ettiği gibi el sıkışmayla geçip geçmeyeceğinin ortaya çıkarılması için İstanbul Adli Tıp Kurumu’ndan rapor talep ederek, sanıkların tutukluluk halinin devamına hükmetti. Dava 15 Mayıs’a ertelendi.
‘Akand telaşlı, Aksu sakindi’
Duruşmada plazanın güvenlik görevlileri Akif Deniz ve Murat Abalı ‘tanık’ olarak dinlendi. Deniz, olay gecesi sanıklar ve Çet’in plazaya geldiğini, devriye atarken saat 03.50 civarında diğer görevli Murat Abalı’nın kendisini arayarak, “Abi bir kütleme oldu” dediğini anlattı. Güvenlik kameralarını takip ettiklerini ifade eden Deniz, ekranda Akand’ı asansör civarında diz çökmüş, elleri saçlarının arasında gördüğünü kaydetti. Deniz, yanına gittiğinde Aksu’ya, “Hanımefendi nerede?” diye sorduğunu anlattı. Akand’ın “Çıktı gitti, görmedin mi?” dediğini, onlara gürültü duyduklarından bahsettiklerini söyleyen Deniz, diğer güvenlik görevlisi Abalı’dan, sanıkların kızın düştüğünü söylediklerini öğrendiğini ve polisi aradıklarını aktardı. Diğer tanık Abalı da şiddetli gürültüyü mesai arkadaşına ilettiğini belirterek, kameralardan sanıkları asansör önünde gördüklerini, Akand’ın telaşlı, Aksu’nun ise sakin olduğunu kaydetti.
Yıkama sesi
Sanık Berk Akand ise olay gecesini şöyle anlattı: “Uyumamak için direniyordum. Bu sırada Şule’nin yanımdan kalktığını fark ettim. Çağatay da gitti. Ben müzik dinlemeye devam ettim. Bu sırada içim geçmiş.” Bir süre sonra Aksu’nun kendisini uyandırmaya çalıştığını anlatan Akand, “Gözümü açamıyordum. Çağatay’ın ayak seslerini duyuyordum. Oraya buraya koşturuyordu. Şişe sesi, peşi sıra bardak yıkama sesi duydum” diye konuştu. Ardından Aksu’nun “Şule, ‘Ben gidiyorum’ dedi ve camdan atladı gitti. Hadi biz de gidiyoruz” dediğini aktaran Akand, şöyle devam etti: “Çağatay ile Şule’nin aralarında bir şey oldu sandım. Aşağıda güvenlikle karşılaştık. Çağatay, ‘Hadi gidelim’ diyordu. Sakindi. Güvenlik görevlileri, ‘Patlama sesi duyduk. Siz de duydunuz mu?’ diye sordu. Patlama sesi duymadığımı söyledim. Bu sırada Çağatay da kayboldu.” Akand, soru üzerine Aksu uyandırdıktan sonra şişe ve bardak yıkama sesi duyduğuna emin olduğunu bildirdi.