Gündem Türkiye'de engereklerin nesli tehlikede! 3'ü endemik 6 tür

Türkiye'de engereklerin nesli tehlikede! 3'ü endemik 6 tür

04.04.2023 - 10:36 | Son Güncellenme:

Türkiye’de görülen 13 engerek türünden 3'ü endemik, 6'sı, Dünya Doğayı Koruma Birliği'nin (IUCN) nesli tehlike altındaki türler arasında bulunuyor. Bu türlere ilişkin çalışma yapan Pedram Türkoğlu, "Habitat kaybı, yasa dışı toplama, kasıtlı veya kazayla öldürme olayları engerekler için başlıca tehditler olarak belirlendi. Nesillerinin korunması için öncelikle yüksek engerek yoğunluğu tespit edilen bölgelerde korunan alanlar yaratılmalı" dedi.

Türkiyede engereklerin nesli tehlikede 3ü endemik 6 tür

Bilim yazarı ve tıp doktoru Pedram Türkoğlu, Türkiye'de nesli tehlike altında olan engerek türlerini derledi. Türkoğlu, Türkiye'de toplamda 56 yılan türünden 13'ünün engerek, 1'inin kobra olduğunu belirterek, "Fakat bazıları 'tür kompleksi' olarak ele alındığı için içerisinde birçok türü içeren popülasyon çeşitleri bulunabilmektedir. Bazılarında da veri yetersizliğinden dolayı tür/alt tür konusunda anlaşmazlık vardır. Dolayısıyla bu sayılar, kaynaktan kaynağa göre değişebilir. Fakat kesin bir gerçek var ki; bazı engereklerin nesilleri 'tür seviyesinde' tehlikede olmasa da ülkemizde yaşayan popülasyonlarının tehlikede olduğudur" dedi.

Haberin Devamı

3'Ü ENDEMİK 6 TÜRÜN NESLİ TEHLİKEDE

Türkiye'de tür seviyesinde IUCN listesinde nesli tehlikede 6 engerek türü olduğunu kaydeden Türkoğlu, "Nesli tehlikedeki türler Wagner engereği, Anadolu engereği, Darevski engereği, Kafkas engereği, beyaz bantlı dağ engereği ve çayır engereği. Bunlardan Anadolu engereği, beyaz bantlı dağ engereği ve çayır engereği endemik. Sadece Türkiye'de, bu topraklarda yaşamaktalar. Endemik olmayanlar da zaten çok kısıtlı bir coğrafyada yaşıyor" diye konuştu.

Türkiyede engereklerin nesli tehlikede 3ü endemik 6 tür

Engerek türleri için daha çok araştırmaya ihtiyaç duyulduğunu belirten Türkoğlu, "Habitat kaybı, egzotik ticaret ve kasti/kazayla öldürülme nedeniyle nesilleri yok olmanın eşiğine geldi. Engerekgiller için hem taksonomik hem toksikolojik araştırmalara daha fazla ihtiyaç var. Literatürde tür/alt tür anlaşmazlıkları bile mevcut. Örneğin bir tür sadece Erzincan'daki tek lokasyondan tanımlandı. Bu yüzden popülasyon statüsü dahi bilinmiyor" dedi.

Haberin Devamı

'HER BÖLGEDE EN AZ 1 TÜR İLE KARŞILAŞMAK MÜMKÜN'

Türkiye'de herpetoloji (sürüngen ve amfibi bilimi) alanında çok önemli çalışmalara imza atan merhum Prof. Dr. Bayram Göçmen'in yanı sıra Mehmet Anıl Oğuz, Abdurrahman Sefalı ve Naşit İğci'nin nesli tehlike altındaki türlere ait fotoğraflarını derlemesinde kullanan Türkoğlu, engereklerin, Türkiye'nin her bölgesinde görülebildiklerini açıkladı. Türkoğlu, "Ege ve Akdeniz'de ağırlıklı olarak şeritli engerek, Güneydoğu'da başlıca koca engerek gibi Türkiye'nin neredeyse her bölgesinde en az bir engerek türü ile karşılaşmak mümkün. Fakat engerekler doğada kolay kolay karşılaşılan türler değil. Çoğu noktürnal (gececil) olduğu için gündüzleri güneşlenmedikleri takdirde, kayaların veya kütüklerin altında saklanarak geçirirler" diye konuştu.

YILANLARA KARŞI YANLIŞ ÖN YARGI

Halk arasında yılanlara karşı büyük bir ön yargı ve yanlış anlaşılma olduğuna dikkat çeken Türkoğlu, "Habitat kaybı, yasa dışı toplama, kasıtlı veya kazayla öldürme olayları engerekler için başlıca tehditler olarak belirlendi. Nesillerinin korunması için öncelikle yüksek engerek yoğunluğu tespit edilen bölgelerde korunan alanlar yaratılmalı. Yasa dışı toplama önlemeli ve kontroller artırılmalıdır. En önemlilerinden biri ise yerel halk arasında kasten veya kazayla engerek ölümlerini azaltmak için farkındalık yaratılmalıdır. İnsanlar, engereklerin avları arasında değildir" diye konuştu.

Haberin Devamı

Türkiyede engereklerin nesli tehlikede 3ü endemik 6 tür

'YILANLAR DA EKOSİSTEMİN BİRER PARÇASI'

Yılanların besin zincirinin kritik bir halkası olduğuna vurgu yapan Türkoğlu, şu çağrıda bulundu:

"Engerekler dahil yılan popülasyonu azalırsa; avları olan kemirici popülasyonunun artması demektir. Bu da hantavirüs gibi enfeksiyon etkileri ile karşılaşma riskinin artması ve ekinlerde, tarlalarda istenmeyen sonuçlar demektir. Hepsinden öte, onlar da diğer hayvanlar gibi ekosistemin birer parçasıdır. En az bizler kadar bu gezegende yaşam hakları vardır. Hatta güncel araştırmalarda yılanlar arasında da sosyal ilişkiler olduğu belirtilmektedir. Bu konuda almamız gereken çok yol var. Medya ve sosyal medyanın gücü ile önemli adımlar alacağımıza inanıyorum."