TV’de yakalanan sevgili katiline 27 yıl

ADANA’da 3 yıl önce kaybolan ve geçen 9 Mart’ta bir rögar çukurunda çürümüş cesedi bulunan, kimliği DNA testiyle saptanan 19 yaşındaki Hülya Davarcı’yı öldürdüğü iddiasıyla yargılanan erkek arkadaşı 24 yaşındaki Erhan Duran, 25 yıl hapis cezasına çarptırıldı. Mahkeme Duran’a, öldürdüğü kızın cep telefonunu alıp sattığı için de 2 yıl 2 ay 25 gün hapis cezası verdi.

Fotoğraf stüdyosunda çalışan Hülya Davarcı, 2 Şubat 2006’da iş çıkışı eve dönmedi. Genç kızdan bir daha haber alınamazken, 9 Mart 2009’da Pınar Mahallesi 71154 sokakta bir inşaatın kanalizasyon bağlantısını yapmak üzere açılan rögar çukurunda çürümüş bir ceset bulundu. Tanınmayacak halde ve büyük bölümünde sadece kemikler kalmış cesedin, giysi kalıntılarından bir kadına ait olduğu belirlendi. Adli Tıp Kurumu’nun yaptığı DNA testi ve araştırma sonunda, cesedin 3 yıldır kayıp olan Hülya Davarcı’ya ait olduğu saptandı.

TV'DE ÇELİŞKİLİ İFADELER YAKALATTI

Cinayeti soruşturan polis, Davarcı’nın en son görüştüğü kişinin, erkek arkadaşı Erhan Duran olduğunu belirledi. Soruşturma sürerken, Davarcı ailesi de, kızlarının katilinin bulunması için özel bir televizyon kanalının kadın programına katıldı. Programa, Hülya Davarcı’nın annesi Gülnar ve babası Nebi Davarcı ile genç kızın Tekirdağ’a taşınan o dönemdeki erkek arkadaşı Erhan Duran konuk oldu. Duran’ın programda anlatımları sırasındaki çelişkili ifadeleri, programı izleyen Adana Emniyet Müdürlüğü Cinayet Bürosu ekiplerinin dikkatini çekti. Bunun üzerine Tekirdağ’a giden Adana Emniyet Müdürlüğü ekibi, Duran’ı gözaltına aldı.

Cinayet sonrası askerlik hizmetini yaptığı anlaşılan Duran suçunu itiraf etti ve çıkartıldığı mahkemece tutuklandı. Olayla ilgili soruşturmayı yürüten Cumhuriyet Savcısı, Erhan Duran hakkında ‘kasten adam öldürme’ suçundan müebbet, öldürdüğü kıza ait cep telefonu alıp satması nedeniyle de, ‘Kişinin ölümünden yararlanarak hırsızlık’ suçundan da 7 yıl hapis cezası istemiyle dava açtı.

PİŞMAN OLDU, CEZASI İNDİ

Erhan Duran, bugün Adana 3’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nde 2’nci kez hakim karşısına çıktı. Mahkemede hazır bulunan Davarcı’nın babası Nabi Davarcı, kızının öldürülmesinde Erhan Duran’ın tek başına olmadığını ve bunun da araştırılmasını isterken mahkeme, Duran’dan son savunmasını yapmasını istedi. Daha önceki ifadelerini tekrarladığını belirten Duran, “Öldürme kastım yoktu. Bir anda oldu. Özgünüm. Pişmanım” dedi.

Mahkeme, sanık Duran’ı önce müebbet, daha sonra suçunu itiraf ettiği ve mahkemedeki iyi halinden dolayı 25 yıl, hırsızlık suçundan da 2 yıl 2 ay 25 gün hapis cezası verdi.

Cinayetten sonra soğuk duş
Cinayet sanığı Duran, ilk duruşmada Hülya Davarcı ile yaklaşık bir yıl arkadaşlık ettiklerini belirterek şunları söyledi: “Olay tarihinden önce babam ölmüştü. Babamı biz Sivas’ta toprağa verdik. Bu esnada Hülya telefonla beni arayarak benden hamile olduğunu ve evlenmemiz gerektiğini söyledi. Ben de benden olamayacağını, cinsel ilişkiye germediğimizi söyledim. Sonraki günlerde de görüşmemiz devam etti. Olay günü de yine beni arayarak buluşma teklif etti. Buluştuğumuzda yine benden hamile olduğunu ve evlenmemiz gerektiğini söyledi. Ben kabul etmeyince “Mutlaka evlenmemiz lazım. Yoksa seni herkese rezil ederim’ dedi. Sonra da ‘Sen erkek olsaydın senden olurdu’ deyince bir tokat attım. Yere düştü. Sonrasını hatırlamıyorum. Boğmuş da olabilirim. Kendime geldiğimde nabzına baktım. Ölmemiş olsaydı hastaneye götürecektim. Sonra eve gidip elimi yüzümü yıkadıktan sonra bant alarak geldim. Taşıması kolay olsun diye ellerini arkadan bağladım. Cesedi bir kuyuya çantayı da başka bir kuyuya attım. Sonra da eve gittim. Soğuk suyla duş aldım. Kendime gelince nasıl böyle bir şey yaptım diye düşündüm.”

‘KARDEŞİM, ERHAN'I ÇOK SEVİYORDU’
Hülya’nın ablası Halime Şafakoğlu ise (24) ifadesinde, “Kardeşim Erhan’ı çok seviyordu. Adını dilinden düşürmezdi. Ailesi ‘O kız çok süslü’ dediği için başını da örterek kapanmıştı. Ama değmezmiş. Telefonla tartışıyorlardı. Telefonu ben alarak ‘Kardeşim senden hamileymiş. Bunu nasıl olur? Aile büyüklerinle konuş bir an önce istesinler’ dedim. Sonra telefonu tekrar kardeşime verdim. Kardeşime ‘Çocuğu aldıralım. Yaşımız genç ileride yine çocuğumuz olur’ demiş. Kardeşim de kabul etmemiş” diye konuştu.