Uzun görevini yapsaydı cinayet önlenirdi

Hrant Dink soruşturması kapsamında önceki gün tutuklanan eski İstihbarat Daire Başkanı Ramazan Akyürek’in, Savcı Gökalp Kökçü’ye verdiği 15 sayfalık ifadesinde, geçtiğimiz günlerde Dink cinayeti ve Emniyet içindeki yasa dışı yapılanmayla ilgili “İn” adlı kitabı da yayınlanan Sabri Uzun hakkında da çarpıcı iddialarda bulundu. İfadenin altıncı sayfasında “Niçin Hrant Dink cinayeti tasarısı konusunda ayrıntılı ve net bilgi veren Erhan Tuncel’in YİE’den (yardımcı istihbarat elemanlığı) çıkarılmasını polis tabiriyle alarm durumu olarak kabul etmeyerek İstanbul Emniyet Müdürlüğü’nü Dink’in öldürüleceği konusunda uyarmadınız?” sorusu üzerine Akyürek şunları söyledi:
‘Görevini yapmamış’
“İl istihbarat şubeleri olağanüstü durumlarda İl Emniyet müdürlerini de bilgilendirerek karşılıklı yazışmalarını yaparlar. Bu çerçevede Erhan Tuncel’in YİE’den çıkartılması olayı da 2. Emniyet Müdürü Reşat Altay tarafından imzalanmıştır.
Reşat Altay aynı zamanda eski bir istihbaratçıdır. İl Emniyet müdürlüklerinin bu tür onay için gönderdikleri yazılar rutin olarak onaylanır. Benim Trabzon İl Emniyet Müdürü olduğum dönemde ne pahasına olursa olsun Yasin Hayal’in Dink’i öldürme kararlığına dair yazı alarm durumundan bahseden İstihbarat Daire Başkanı Sabri Uzun’a gönderilmiştir. Bir eksiklik varsa Sabri Uzun dönemine sahip çıkıp gönderilen cinayetle ilgili haberi anında İstanbul Emniyeti’yle paylaşmış olsaydı anlaşılan o ki görevini yapmış olacak bu yazıyla ilgili cinayet sonrası bir eksiklik hiçbir zaman mevzu edilmeyecek ve cinayet önlenmiş olacaktı.
Bizim burada yukarlarda da belirttiğim gibi cinayetin işlenmesine mani olmak için var gücüyle çalışan, bunu resmi yazılara imza atarak gösteren Ramanzan Akyürek’in suçlanmasına gerek kalmayacaktı. Sanki bu yazıları imzalayan Ramazan Akyürek eksikliği olan tüm makam ve personelin yerine konmuş oluyor.”
Uzun: Eli, kolu, ağzı bağlı
Sabri Uzun ise, Akyürek’in iddialarına şöyle cevap verdi: “Ramazan’ın ifadesinin tartışmasına girmek istemem. Cezaevinde yatan bir adamın eli kolu ve ağzı bağlıdır. Şöyleydi böyleydi diye hakkında konuşmak bana yakışmaz. Benim iddiamı da ona sorup doğrulatma imkanınız olmayacak, ayıp olur. Yargı tüm delilleri değerlendirecek. Kitabımda ise hakkımdaki tüm iddialara açıklama niteliğinde bilgiler mevcut. Gerisini yargı bilsin.”

‘Güler’le evimde nazikçe konuştum’

Ramazan Akyürek’in ifadesindeki çarpıcı bölümlerden bir diğeri ise eski İstanbul Emniyet Müdürlüğü İstihbarat Şube Müdürü Ahmet İlhan Güler’le ilgili bölüm. Dink’in ölümünde ihmali olduğu iddia edilen dönemin İstanbul Emniyet Müdürlüğü İstihbarat Şube Müdürü Ahmet İlhan Güler, İstanbul Emniyet Müdürlüğü İstihbarat Şube Müdürü olarak görev yaptığı dönemle ilgili savcılığa verdiği ifadesinde, “Ben Ergenekon soruşturmasının önünde bir engel olarak görüldüğümü düşünüyorum. Hukukun dışında bir şey yapmaya yanaşmayacağım için Dink cinayeti öncesi Ankara’ya çağırılıp İstanbul’u terk edeceksin sözüne muhatap olduğumu düşünüyorum” şeklinde beyanda bulunmuştu.
Soruşturma savcısı Gökalp Kökçü’nün ‘İddilar doğru mudur?’ diye sorduğu Akyürek şöyle cevap verdi:
‘Çok eskiden tanırım’
“Ahmet İlhan Güler’in benimle evimde görüşmesi doğrudur. Yalnız olarak gelmişti. Ben de kendisini çok eskiden tanır ve ailece karşılıklı ziyaretleşmemiz olurdu. Ben de bu talebine olumlu cevap verdim ve evimizde görüştük. Bir yorgunluk emaresi hissediyordum. Diğer yöneticilerimle de İstanbul’un performansını görüştüm. Şube Müdürü değişikliğine karar verdim. Evime geldiğinde de bu durumu nazik bir şekilde konuştum.”