Vaka artışı kontrolümüz dışına çıkmadı

Türk Dünyası Sağlık Bilim Kurulu Toplantısı dün İstanbul’da yapıldı. Toplantıya Azerbaycan Sağlık Bakan Yardımcısı Elsever Agayev, Macaristan Devlet Bakanı Zoltan Lorinczi, Kırgız Cumhuriyeti Sağlık Bakanı Aly Kadir Sabirdinovich, Özbekistan Sağlık Bakanı Alisher Shadmanov’un yanı sıra Sağlık Bakanlığı Pandemi Bilim Kurulu, Toplum Bilim Kurulu, Aşı Bilim Kurulu ve TÜBİTAK Aşı Projesi üyelerinden oluşan 60’a yakın bilim insanı katıldı. Koca, koronavirüs salgınıyla ilgili Türkiye’deki mevcut duruma ilişkin bilgi verdi. Pandemi sürecinde yapılan çalışmalar sonucunda vaka artışının hiçbir dönemde kontrol dışına çıkmadığını vurgulayan Koca, şunları dedi:

Hiçbir dönemde...

“Sağlık tesislerimize ve vatandaşlarımıza koruyucu ekipman, ilaç, solunum cihazı gibi hayati önemi haiz malzemelerin eksikliğini yaşatmadık. Aldığımız tüm kararlarda, oluşturduğumuz Pandemi Bilim Kurulu ve Toplum Bilimleri Kurulunun öneri ve tavsiyelerini göz önünde bulundurduk. Süreç boyunca kamuoyu, periyodik basın toplantılarıyla bizzat şahsım tarafından düzenli olarak bilgilendirildi. Haziran ayından itibaren normalleşme sürecine geçtik. Bu süreçte, insanlarımızın toplu olarak kullandığı parklar, plajlar, restoranlar, ibadethaneler gibi yerlerin tümü için rehberler hazırlayarak uyulması gereken kuralları belirledik. Zaman zaman, tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de vaka sayısında artışlar görüldü. Ama bu artış, pandeminin hiçbir döneminde kontrolümüz dışına çıkmadı” dedi.

Sağlık çalışanları yılı..

Pandemi sürecinde sağlık çalışanlarının büyük bir fedakarlıkla çalıştıklarına dikkat çeken bakan Koca, “Sağlık çalışanlarımızın bu fedakar çalışmalarını bir nebze olsun taçlandırmak adına, 2021 yılının dünya genelinde ‘Sağlık Çalışanları Yılı’ olmasına ilişkin teklifimizi diplomatik kanallardan Dünya Sağlık Örgütü’ne de ilettik. Bu teklifimizin Kasım ayında gerçekleştirilecek Dünya Sağlık Asamblesinde kabul edilmesini temenni ediyorum” dedi. Sahada 13 binden fazla filyasyon ekibinin görev yaptığına dikkat çeken Koca, Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) İstanbul Ofisi’nin gerek bölgesel gerekse küresel sağlık acil durumların yönetiminde önemli bir rolü üstleneceğini söyledi. Koca, “Ülkelerin kaynaklarını iç ihtiyaçlarına kanalize ettiği bu zorlu süreçte, Türkiye’nin yapmış olduğu 25 milyon dolarlık katkının, küresel sağlık güvenliğine verilmiş önemli bir destek olduğunu ayrıca ifade etmek isterim” dedi.

‘Bir nesil kaybını önlemeliyiz’

DSÖ Avrupa Bölge Direktörü Dr. Hans Hanri Kluge de toplantıya katılanlar arasındaydı. Salgının sağlık sistemleri, ekonomi, yaşam tarzları üzerinde büyük baskı oluşturduğuna işaret ederek, ikinci dalganın yaşandığı Avrupa ile ilgili şunları söyledi:

“Bu hafta Avrupa’daki bütün ülkelerde Kovid-19 vakaları pandeminin en başından itibaren en yüksek seviyesine ulaştı. Dün itibarıyla 10 milyon vakayı geçti. Hastane yatma oranlarına baktığımızda yine şimdiye kadar görülen en yüksek oranı görüyoruz. Mortalite (ölüm oranı) yine çok keskin şekilde artış gösterdi. Yüzde 32’lik bir artış var geçen hafta içerisinde. Kovid-19 gerçekten de önceden hiç görülmemiş bir yaşam krizi gösteriyor. Kovid sürecinde gelir çok büyük bir oranda düştü. Yoksulluk oranı ise bütün ülkeler arasında büyük bir artış gösteriyor. İstihdamda da sıkıntılar, işsizlikle beraber kendini göstermekte. Ekonomik gerileme ise aslında gençlerin hem refahını hem de gelişimini etkiyor. Ne olursa olsun mutlaka Kovid-19’da bir neslin kaybını önlememiz gerekiyor. Eğer tedbirler yerinde uygulanırsa o zaman okulların açık kalabilmesi ihtimali de güçlenecektir. Diğer taraftan bu süreçte aile içi şiddet, çocuklara ve de kadınlara olan suistimal ve anksiyetede de artış yaşandı.”