Gündem Venedik’te iki ünlü edebiyat uyarlaması

Venedik’te iki ünlü edebiyat uyarlaması

04.09.2019 - 07:50 | Son Güncellenme:

Venedik Film Festivali’nde önceki gün iki edebiyat uyarlaması seyircisiyle buluştu. İlki Pietro Marcello’nun imzasını taşıyan Jack London uyarlaması ‘Martin Eden’, ikincisi ise Václav Marhoul’un yönetmen koltuğunda oturduğu ‘Boyalı Kuş’

Venedik’te iki ünlü edebiyat uyarlaması

76. Venedik Film Festivali’nde beklenen iki edebiyat uyarlaması dünya prömiyerlerini yaptı. Bunlardan ilki aynı zamanda ya-rışmadaki İtalya yapımı filmlerden biri olan ve Pietro Marcello’nun imzasını taşıyan Jack London uyarlaması ‘Martin Eden’dı. Daha önce deneysel bir sinema dilinin öne çıktığı ‘Bella e perduta’yla (2015) tanınan yönetmen Marcello, filminde London’ın işçi sınıfından çıkan, zengin bir kıza âşık olup yazmaya başlayan kahramanını belirsiz bir dönemin İtalya’sına taşıyor.

Haberin Devamı

Venedik’te iki ünlü edebiyat uyarlaması

İddialı filmlerden biri

Mekân ve zaman değişimi bir yana bırakılırsa sadık bir uyarlamaya imza atan Marcello’nun en büyük başarısı filminin 1970’ler estetiğinden bire bir fırlamış yapısı ve filmin dönemin yapıtlarına özgü dokusu. Özellikle dijitalleşmenin ardından Marcello’nun fil-min dokusuna getirdiği özen, kendisini belli ediyor. Ayrıca yönetmenin ‘Bella e perduta’sını da akla getiren farklı sinema biçimleri arasında zaman zaman dolaşması da filme özgünlük katıyor. Bu başarılı uyarlamanın festivalin kapanışında ödülle dönebilecek yapımlardan biri olması muhtemel.

Kosinski’den ‘Boyalı Kuş’

Festivaldeki diğer edebiyat uyarlaması ise Jerzy Kosinski’nin ünlü kitabı ‘Boyalı Kuş’a aitti. Polonya yapımı, Václav Marhoul’un imzasını taşıyan yapım, Kosinski’nin II. Dünya Savaşı sırasında Yahudi bir çocuğun başına gelen korkunç olayları anlatan sert metnini sadık bir uyarlamayla beyazperdeye taşıyor. Siyah beyaz bir görüntü yönetiminin tercih edildiği film, kitabın sertliğini yumuşatmadan ancak çok dikkatli sahnelendiği için kopuklaşan sahnelerden oluşuyor. Özenli bir görüntü yönetimi ve ışıklandırmaya sahip film, bütün bu yönlerine rağmen izleyiciyi gösterdiği şiddetle sarsmanın ötesine geçemiyor ve elini korkak alıştırmamasından izleyiciyi trajedilere yabancılaştırıyor. Dolayısıyla beklenen iki edebiyat uyarlamasından ‘Martin Eden’ın kendisinden söz ettirme ihtimali çok daha yüksek.