Kariyer‘Tasarım yapmadan marka olunmaz’

‘Tasarım yapmadan marka olunmaz’

28.07.2008 - 00:25 | Son Güncellenme:

Günkar Yönetim Kurulu Üyesi Ayşegül Güneş, tasarım olmadan markalaşılamayacağına inanıyor. Güneş, “Bu yüzden de Sunset’in tasarımlarına çok önem veriyorum” diyor

‘Tasarım yapmadan marka olunmaz’

Ayşegül Güneş, Türkiye’de mayo sektöründe markalaşmayı başaran Sunset’in arkasındaki isim. Aile şirketi Günkar’ın Sunset’e hayat verdiği ilk andan bu güne markayla ilgileniyor. Ağabeyi, Günkar Yönetim Kurulu Başkanı Kemal Güneş’e göre ‘Sunset’i alıp götürenlerden’ biri o. Güneş, işinde yakaladığı bu başarının ardında yatan sırrı şöyle anlatıyor: “Tasarımlara kadın gözüyle bakabilmek”.

Haberin Devamı

Aslında matematik okumuşsunuz, o zaman hedefiniz neydi?
Matematik, her zaman sevdiğim ve yetenekli olduğumu düşündüğüm bir alan oldu. Yöneticilik deneyimlerimi kısa sürede başarıya çevirme konusunda matematik eğitimimin çok önemli olduğunu da düşünüyorum.

Pazarlama üzerine master yaptıktan sonra aile şirketinde çalışmaya başlamışsınız, neden bunu tercih ettiniz?
Aslında master programı ile çalışma hayatı aynı dönemlerde başladı. Aile şirketimiz Günkar’ın markası Sunset için hem Türkiye’de hem de dünyada markalaşma yolunda büyük hedefler koymuştuk. Markalaşmada pazarlamanın önemi çok büyük. Temelinde ne kadar iyi bir üretici ya da tasarımcı olursanız olun doğru pazarlarda, doğru pazarlama taktikleriyle yer aldığınızda başarıya ulaşıyorsunuz.

Haberin Devamı

Tasarıma ne çekti sizi peki?
2003’te tasarım departmanının yöneticiliğine geçtim; gerek yurtiçinde, gerekse yurtdışında ciddi atılımlar yapmayı hedeflemiştik. Bu doğrultuda hem modacı Hakan Yıldırım’la çalışma kararı aldık hem de tasarım departmanımızı bilindik standartların dışına çıkardık. Ben de bu noktada tasarım departmanının yöneticiliğini alarak bu gelişimi hızlandırmayı amaçladım.

Tasarım aslında her şeyin başlangıcı, diyorsunuz...
Diyebiliriz, çünkü önce bir hayal kuruyorsunuz ve o hayali tasarıma dönüştürüyorsunuz. Ben tasarım olmadan marka olunamayacağına inanıyorum. Bu yüzden de tasarımcılara ve Sunset’in tasarımlarına çok önem veriyorum. Benim işimin en önemli bölümlerinden birini tasarım departmanının yöneticiliği oluşturuyor ama aynı zamanda özellikle yurtdışı pazarlama çalışmalarını da beraberinde yürütüyorum.

Siz de tasarım yapıyor musunuz?
Ben yöneticiyim. Tasarım departmanı yaklaşık 1.5 sene öncesinden yeni sezonun çalışmalarına başlıyor. Fuarlara gidiliyor ve o sezona ait kumaş, aksesuar seçimleri yapılıyor. Hangi renklerin, hangi desenlerin kullanılacağına karar veriliyor. Çizimler yapılıyor ve birer numune oluşturuluyor. Ön eleme sonrası eksiklere göre yeni bir çalışma yapılıyor. Eylül gibi de koleksiyon satışa sunuluyor.
Tüm bu süreçlerde fuarlara katılarak, kumaş ve aksesuar seçimlerinin içine yer alarak, Hakan’la birlikte koleksiyonun oluşum sürecinde fikir alışverişi yaparak hem satılabilir hem de özgün, kaliteli bir koleksiyon çıkması yönünde liderlik ediyorum diyebiliriz.

Haberin Devamı

Ağabeyiniz ve Günkar Yönetim Kurulu Başkanı Kemal Güneş sizin için “Sunset’i alıp götürenlerden” diyor. Siz kendinizi nasıl konumluyorsunuz?
Kemal Güneş, vizyonuyla bu şirketi küçük bir atölyeden dünya markalarına üretim yapan, kendi markasını dünyaya satan bir konuma getirdi. O her zaman hayranlık duyduğum, insani ve liderlik özelliklerini örnek aldığım bir insan. Benim şirket yönetimine katılmamla birlikte ise özellikle Sunset markasının pazarlama ve tasarım stratejileri değişti. Şirkete kattığım en önemli avantajı, ‘ağırlığı kadınlara hitap eden markalarımıza kadın gözüyle bakabilmek’ olarak görüyorum. Kadınların mayoları içinde kendilerini güzel hissetmeleri için neye ihtiyaçlarının olduğunu biliyorum.

Sunset’le aranızdaki bağı nasıl anlatırsınız?
Sunset olarak biz, Günkar’ın fabrika gücüne sahiptik. Gerçekten çok başarılı bir pazarlama stratejisini de uygulamaya koymuştuk. Tek eksiğimiz bize özel özgün tasarım ortaya koymaktı. Hakan Yıldırım’la yollarımız bu noktada kesişti ve çok da güzel bir uyum yakaladık; hem Türkiye’ye hem de dünyaya sadece bize özel özgün tasarımları, koleksiyonu olan bir marka sunmaya başladık. Ben başından itibaren tüm bu süreçlerin içinde olmaktan ve bu ekip ruhunu hissederek başarıyı paylaşmaktan mutluluk duyuyorum. Şuna inanıyorum ki, işinizden keyif almazsanız başarılı olmanız daha zor. Ben sevdiğim bir şirkette, sevdiğim markalarla ve başarılı bir ekiple çalışan, şanslı bir yöneticiyim.

Haberin Devamı

İşinizde avantajlarınız, dezavantajlarınız neler?
En önemli avantajı tasarımlara kadın gözüyle bakabilmek. Hakan Yıldırım’la birbirimizi tamamlıyoruz ve farklı açılardan bakıp en iyisi için ortak bir nokta buluyoruz. Dezavantajı ise işlerin çok yoğun olması. Dünyadaki tüm fuarları takip etmek zorundayım ve çok fazla seyahat ediyorum. Bu da aileme zaman ayıramamak anlamına geliyor. 

Haberin Devamı

Peki aile şirketinde çalışmak...
Biz birbirine çok sıkı bağlarla bağlı bir aileyiz. Birbirimizin fikirlerine ve yaptığı işlere saygımız var. Bu nedenle hiçbir dezavantajını yaşamadım. Avantajları ise güvendiğiniz, önünüzü açan, fikirlerinize, yaratıcılığınıza değer veren bir ekip olabilmek.

Bundan sonra kariyeriniz nasıl ilerleyecek?
Tasarım ve pazarlama konularında var olan markalarımızı geliştirmek en önemli hedefim. Yanı sıra, ev içi şık giyime yönelik ürünleri olan yeni bir marka sunacağız. Bu yeni markanın da en az Sunset kadar başarılı olmasını istiyorum.

Babel onu da etkilemiş

‘Tasarım yapmadan marka olunmaz’

Siz de iz bırakan bir kitap var mı?
Secret, Rhonda Byrne.

Etkilendiğiniz bir film?
Babel’den çok etkilenmiştim.

KEŞFETYENİ
Görenler babasının kopyası diyor! İşte Can'ın son hali
Görenler babasının kopyası diyor! İşte Can'ın son hali

Cadde | 01.05.2025 - 09:28

Mehmet Aslantuğ’un oğlu Can Aslantuğ babasının boyunu geçti. Son halini görenler babasının gençliği diyor..

Yazarlar