Kültür SanatAnlamak için...

Anlamak için...

12.05.2011 - 20:25 | Son Güncellenme:

Bejan Matur, “Dağın Ardına Bakmak” adlı kitabıyla “Neden dağa çıktılar, dönenler neden döndü ve kalanlar neden hâlâ orada?” sorularının cevaplarını araştırıyor.

Anlamak için...

Bejan Matur, genel deyimle Kürt meselesini kavramak için ‘dağın ardından’ bakmıyor, dağın ardına bakıyor. “Neden dağa çıktılar, dönenler neden döndü ve kalanlar neden hâlâ orada?” Matur, bu soruların cevaplarını araştırıyor. “Bunları samimiyetle sormak ve gerçekle yüzleşmek zorundayız. Haklı çıkarmak ya da mahkum etmek için değil. Anlamak için” diyor.
Gerçekten, 40 bin cana mâl olmuş büyük soruna, fanatikçe, ‘haklı çıkarmak’ ya da ‘mahkum etmek’ önyargısıyla bakılırsa, gerçeği ‘anlamak’ mümkün olur mu?
Şöyle diyor insan ve şair Bejan Matur: “Benim anlamak ve eğer anlayabilirsem okura aktarmak istediğim, insanın derin bilinçaltını biçimleyen erken yaşantıların hangi kırılmalardan geçtikten sonra nelere dönüştüğünü yansıtmaktı...”

Yaşantılardaki kırılmalar
Bejan’ın konuştuğu Kendal Maraşlı, ilkokul anılarını anlatıyor. 12 Eylül dönemi... Türkçe bilmediği için öğretmeni onu dövüyor: “Ben sustukça hoca dayak atıyor... O dayağın, 16 yaşına geldiğinde nasıl bir isyanla hatırlanacağı hesaplanmıyor...” Ve Maraşlı, tepki olarak dağdadır!
Dağdaki ‘eğitim’in yarattığı makineleşme... 15 yaşında PKK ile tanışan Azim anlatıyor: “Üç aylık eğitimden sonra her şeyden uzaklaştım. Bir tavuk kesilince kandan korkanın belinde silah vardı artık.”
17 yaşında PKK’ya katılan Sivaslı Delal... PKK’dan ayrılıyor, köyüne dönüp ailesine sığınıyor. Kabiliyeti var, tiyatrocu olmak istiyor. Ama sabıkası engel! “Benim memleketim Türkiye, isteseydim başka yollardan Avrupa’ya giderdim. Bizi hep geçmişimizle yargılamaları öyle kötü ki” diyor.
Ve ‘şizofrenik’ duygular... Çocuklarını ‘militan’ olarak yetiştirdiğini, onun için Türkçe öğrenmelerine izin vermediğini söyleyen Brusk, Londra’da Bejan’a diyor ki:
“Amed’e dönmek isterim tabii. Ama İstanbul’da yaşamak isterim. Türkiye’den asla ayrılmak istemiyorum. Dönemin şartları gerektiği için savaştık. Ne biz İstanbul’suz oluruz, ne İstanbul Diyarbakır’sız...”
Bejan Matur, Maraşlı bir Alevi-Kürt... Türkçeyi iyi bilmeyen annesiyle telefon konuşmalarında yaşadıkları sıkıntıları içiniz burkularak okuyorsunuz.
Bejan, ‘çocuklarını dağa gönderen anneler’ propagandasının gerçek olmadığını da anlatıyor. “Dağa çıkan evlatlarına duydukları bağlılık, onları hiç de varsayıldığı gibi politize etmiyordu. Bir annenin haklı isyanıyla evlatlarını dağdan, ölümden geri getirmekten başka bir çabası yoktu onların...”

Kürt muhalefeti
‘Anne’yi Bejan gibi bir şairin dilinden okumak, insanı daha bir etkiliyor.
Bejan’ın kitabında silahlı kadronun Kürt siyaseti üzerinde ‘kan hiyerarşisi’ kurarak demokratik siyaset üzerinde nasıl bir tahakküm oluşturduğunu ‘anlıyorsunuz’.
Bu tahakkümün ‘Kürt muhalefeti’ni nasıl boğduğunu, siyasi kültürü nasıl kısırlaştırdığını ve çözüm için ‘bir Kürt muhalefetinin aranıyor’ olduğunu ‘anlıyorsunuz’.
Kuzey Irak’ın Kürtler için yarattığı umutları da, Dr. Denise Natali’nin deyişiyle, orada kurulan ‘Stalinist politbüro sistemi’nin yol açtığı ağır sorunları da ‘anlıyorsunuz’.
En önemlisi, çözümün ancak insani hassasiyetlerin gelişmesiyle mümkün olacağını ‘anlıyorsunuz’.
Doğuştan sahip olduğu insaf ve adalet duygusuyla güçlü şair hassasiyeti, A-levi-Kürt olmasından gelen ‘farklılıkları anlama’ yeteneğiyle birleşince, Türkiye Bejan Matur gibi ‘sağduyu timsali’ bir kalem kazanmıştır. n

KEŞFETYENİ
Görenler babasının kopyası diyor! İşte Can'ın son hali
Görenler babasının kopyası diyor! İşte Can'ın son hali

Cadde | 01.05.2025 - 09:28

Mehmet Aslantuğ’un oğlu Can Aslantuğ babasının boyunu geçti. Son halini görenler babasının gençliği diyor..

Yazarlar