Kültür SanatAşkın militan hali

Aşkın militan hali

17.02.2010 - 23:27 | Son Güncellenme:

Cüneyt Ülsever yeni polisiye romanında, örgütü ve sevgilisi arasında kalan bir militanın geçmişiyle hesaplaşma sancılarını gerçekçi biçimde resmediyor.

Aşkın militan hali

Hürriyet gazetesi köşe yazarı Cüneyt Ülsever, uzun zamandır romanlarıyla da belirli bir okuyucu kitlesine ulaşıyor. Yazarın güncel Türkiye toplumundan figürleri, siyasal bir bağlamda ve polisiye formunda ele alan romanlarının ilgi görmesi şaşırtıcı değil elbette. “Hacı”, “Topal Devrimci Cinayeti” ve “Hisarüstü Cinayetleri” gibi ilgi gören kitaplarından sonra Ülsever, yeni romanı “İtirafçı”da bir ‘Kürt Örgütü’ne mensup olan 32 yaşındaki Çığlık’ın, katıldığı bir eylemden sonra, politik nedenlerle insan öldürmeyi sorgulamasını ve ardından örgütünden uzaklaşarak polisle işbirliği yapmasını anlatıyor.
Kitabı yazarın önceki romanlarından ayıran başlıca unsursa aşk temasının çok daha öne çıkması.

Otobiyografik unsurlar
Ülsever’in kitabı kaleme alırkenki temel sorunu, bu kadar tehlikeli bir hayat süren bir insanın pişman olursa neler yaşayacağı, geçmişiyle hesaplaşmayı başarıp başarmayacağı olarak formüle edilebilir. İtirafçı olan Çığlık, kendisine yeni bir hayat kurarken, ömründe ilk kez yoğun bir aşk da yaşamaya başlıyor. Elvan’la kurduğu ilişki onun kişiliğini sorgulmasına, bir bakıma aşkla terbiye olmasına yol açıyor. Ancak militan örgütsel geçmişini bir türlü geride bırakamıyor; kitap mutlu son olarak nitelenemeyecek bir kanala giriyor.
Kitabın kahramanı olan militan, nevi şahsına münhasır bir figür. Nişantaşı’nda yetişmiş, Boğaziçi mezunu bir mühendis. Çığlık’ın küçükken babasıyla yaşadığı gergin ilişki, babasının yoğun baskısına karşı isyanı, onun politik mücadeleyi seçmesini belirleyen önemli bir psikolojik unsur olarak çıkıyor kitapta. Zaten Ülsever’i başka polisiye yazarlardan ayıran özelliklerden biri olarak, insan psikolojisini anlatmaya verdiği önemi vurgulamak mümkün. Aynı şekilde Çığlık’ın annesiyle olan yoğun ve sorunlu ilişkisi de, yeni aşk macerasınn köşelerinde gezinen bir gölge olarak karşımıza çıkıyor.
Öte yandan şüphesiz ki kitap, yazar açısından çeşitli otobiyografik unsurlarla bezeli. Kendisi de Boğaziçi Üniversitesi mezunu ve 1970’li yıllarda aktif bir komünist olan Ülsever, günümüzde liberalizmin önemli kalemlerinden biri addediliyor; haliyle, yazarın kendi hayatında deneyimlediği siyasal ve elbette psikolojik sorgulama, tartışma, tartma süreçleri kitapta yankısını bulmuş.

Gerçekçi bir militan
Ülsever bir söyleşisinde, gerek siyaset içinde tanıdığı sol militanlardan, gerekse Avrupa’da gazeteci olarak gittiği çeşitli PKK bürolarında tanıdığı, iyi eğitimli PKK üyelerinden edindiği izlenimleri kitaba taşıdığını belirtiyor. Bir bakıma, yazarın gazeteci kişiliği kitapta yansımasını bulmuş. Bu açıdan bakıldığında, kitabın en ilginç yanlarından biri, medyadaki klişelerden daha bağımsız, daha gerçekçi bir militan figürünün karşımıza çıkması ve bu insanın aslında militan olmayanlara da yabancı olmayan, derin bir geçmişle hesaplaşma sürecine girmesi olarak nitelenebilir.

Zaman ve mekan hassasiyeti
Ülsever romanlarında mekan ve zamana dair somut ayrıntılara özel bir önem gösteriyor. Örneğin kitapta geçen kentler de başlı başına birer figür gibi. Ülsever Beyoğlu’nu, meyhane ve sokaklarını uzun uzun, ayrıntılı biçimde resmediyor.
Ayrıca Ülsever’in yılın belirli aylarını geçirdiği İtalya’nın kuzeyindeki Fabriano kasabası da tarihi dokusuyla kitabın önemli odaklarından biri.
Yazarın daha önceki romanlarındaki gibi “İtirafçı”da da zaman hassas biçimde betimlenmiş. Olayların gün ve saatleri kesin olarak veriliyor; hatta romanda verilen tren tarifeleri, uçak saatleri ve uçuş süreleri gerçekle bire bir örtüşüyor. Ülsever’in polisiye romanın matematiğine gerçekten özen gösterdiğini, romanda ortaya çıkan kaotik durumu zamanla belirli bir düzene sokup çözmeye gayret ettiğini söylemek mümkün.

EN ÇOK OKUNANLAR

KEŞFETYENİ

İlgili Haberler