Kültür Sanat Fontana’dan suya övgü senfonisi

Fontana’dan suya övgü senfonisi

13.03.2022 - 07:00 | Son Güncellenme:

Bill Fontana’nın Türkiye’deki ilk solo sergisi “İo’nun Yeni Sesi”; İstanbul Boğazı, Şerefiye ve Yerebatan sarnıçlarının tınılarını kaydeden bir suya övgü senfonisi.

Fontana’dan suya övgü senfonisi

Seray Şahinler - Ses ve mekân üzerine yaptığı deneysel projelerle tanınan Bill Fontana’nın Türkiye’de merakla beklenen ilk solo sergisi Arter’de ziyarete açıldı. Yarım asırlık kariyerinde felsefe, antropoloji, mimari ve mitolojiden beslenen Fontana’nın ilhamı bu kez İstanbul’dan…

Haberin Devamı

Fontana’nın eserlerin önemli bir bölümü, CERN’deki Büyük Hadron Çarpıştırıcısı, Londra’daki Millennium Bridge, Normandiya sahilleri, San Francisco’daki sis düdükleri, balta girmemiş ormanlar, hidroelektrik türbinler ve kentsel alanlar gibi farklı kaynaklardan veri toplayan canlı dinleme ağları oluşturuyor. Sanatçı, görsel ve mimari mekânlara ilişkin algılarımızla etkileşim kurarak bunları birer ses heykellerine dönüştürüyor. Sanatla teknolojiyi buluşturarak özellikle çevre hassasiyetine eğilen Fontana, Arter’in siparişi üzerine hayata geçirdiği “İo’nun Yeni Sesi”nde İstanbul Boğazı’nın çeşitli noktalarında, Bizans döneminden kalan Şerefiye Sarnıcı ve Yerebatan Sarnıcı’nda gerçekleştirdiği video ve ses kayıtlarını temel alıyor.

Haberin Devamı

Bir ses heykeli

“İo’nun Yeni Sesi”, ismini İstanbul Boğazı’na veren İo’nun mitolojik hikâyesinden alıyor aslında. Hikâye kısaca şöyle: İo, Yunan mitolojisinde Zeus’un karısı Hera’nın ilk rahibesi olarak kabul edilir. Zeus, İo’ya âşık olur ve onu Hera’nın gazabından korumak için beyaz bir ineğe dönüştürür. Hera’nın intikam almak için kendisine musallat ettiği at sineğinden kaçmaya çalışırken sürekli yer değiştirmek zorunda kalan İo, İyonya Denizi’ni aştıktan sonra İstanbul Boğazı’nı da yüzerek geçmesiyle Boğaz’ın “sığır geçidi” anlamına gelen “Bosphorus” ismini almasını sağlar.

Fontana’nın sekiz kanallı dijital kayıt cihazı, akustik mikrofonlar, hidrofonlar ve ivmeölçerlerden oluşan taşınabilir kayıt stüdyosu aracılığıyla İstanbul’da topladığı ses verilerinin “yeniden konumlandırılması”, bu seslerin gece hoparlörlerle Yerebatan Sarnıcı’nda yayınlanması yoluyla gerçekleştirildi. Şerefiye Sarnıcı’ndan görsellerin yer aldığı projeksiyonla izleyiciyi karşılayan Karbon salonunda Fontana’nın sarnıçtaki ses kayıtları bu duvara yakın konumlanan sekiz hoparlörlük bir matris üzerinden duyuluyor. Bir ses heykeli olarak addebileceğimiz proje, suyun belleği açısından da önemli. Hayatın kırılganlığını su üzerinden işaret eden Fontana, kendi yaşam ortamını tahrip eden “bugünü” tarihi referansla aktarıyor.

Haberin Devamı

Barış çağrısı

Bir küpün altı yüzünün mekân içindeki dağılımını çağrıştıran altı yüzlü video yerleştirmesi sarnıçlara Boğaz’ın sesini ve suyunu taşıyor. Boğaz ve sarnıçların ses alışverişinde görsel ve sesin birbirine manzumesine tanık oluyoruz. Bill Fontana aynı zamanda bir müzisyen. Henüz 12 yaşındayken ilk senfonisini yazmış. Dolayısıyla tınıların müzikal kürasyonunu da başarıyla sağlıyor. Bu bir suya övgü senfonisi… Açılış toplantısında konuşan Arter Direktörü Melih Fereli, serginin barış çağrısı yaptığına dikkat çekti. Rusya-Ukrayna arasındaki savaşa değinen Fereli, “Bu serginin başlangıçta sesle sanatın oluşmasına bir övgü olsun diye düşünmüştük. Tabi ki hâlâ daha öyle. Fakat Rusya’nın Ukrayna’ya karşı acımasızca bir işgali var. Fontana’nın hümanist bir sanatçı olması vesilesiyle ve benim de öyle olmamdan ötürü bu serginin çığlığının ve çağrısının dünyadaki kalıcı barış olmasını istiyoruz. Ukrayna’daki savaş ve dünyadaki despotizm bir an önce bitsin” dedi.

Haberin Devamı

Notre Dame’ı kaydediyor

Bill Fontana şu sıralar 15 Nisan 2019’da meydana gelen dramatik yangında hasar gören Paris’teki tarihi Notre Dame Katedrali için bir proje hazırlığında. Yangında hasara uğramamış iki çanın sesini kaydeden sanatçı, “sessizliğin sesine önem vermeye başladım” diyor. Katedralde yer alan 10 çanın çalmadığı zaman bile bir tınıya sahip olduğuna dikkat çeken Fontana, yeni projesinin önümüzdeki yaz sonuna doğru Arter’de sergileneceğinin müjdesini de veriyor.