Kültür Sanat Hem popüler hem riskli

Hem popüler hem riskli

03.08.2021 - 07:00 | Son Güncellenme:

Pandemiyle hız kazanan çevrimiçi müzayedelerle sanat piyasası hareketlendi. Fakat sahte eser satışı ve uzman olmayanların sürece dahil olması endişe veriyor

Hem popüler hem riskli

Seray Şahinler - Pandemi sürecindeki hızlı dijitalleşme sanata da yansıdı. Birçok müze ve galeri sergilerini, çevrimiçi ortamda izleyiciyle buluşturdu. Büyük sanat fuarları çevrimiçi düzenlendi. Sanat piyasasının kalelerinden olan müzayedeler de bu süreçte çevrimçi olarak düzenlenmeye başladı. Bir süredir Avrupa başta olmak üzere dünyanın birçok yerinde çevrimiçi satışlar yapılıyordu fakat pandemi bu satışlara ivme kazandırdı. Artık sadece bir web sitesiyle satılacak eserlerin künye bilgisi ve fiyatını paylaşmak

Haberin Devamı

müzayedeyi yapmak için yeterli oluyor. Peki sanat eserinin çevrimiçi satışı ne anlama geliyor? Çevrimiçi müzayedeler sanat piyasasında nerede duracak? Bu müzayedeler İstanbul dışındaki sanatseverler için yeni bir alan açtı. Anadolu’nun birçok köşesinden eser satın alımları başladı. Dijital satışların artması sanat ekonomisini dinamikleştirse de çevrimiçi müzayedeler için bazı tehlikeleri beraberinde getiriyor. Yahşi Baraz, Haldun Dostoğlu ve Ahu Antmen ile çevrimiçi müzayedeleri konuştuk. 

“Çıkmaza girebilir”

Yahşi Baraz (Galeri Baraz’ın kurucusu)

 Bir-iki senedir böyle bir hareket var Türkiye’de. Yurt dışında da başladı. Daha önce yerel açık artırmalar yapıyordu ama daha sınırlı bir gruba hitap ediyordu. İstanbul dışındaki zenginlerin çocukları sanat işine girdi. Değişik Anadolu şehirlerinden satın almalar başladı. Daha çok internet üzerinden 10 bin ila 20 bin liraya kadar olan eserleri alıyorlar. İleride daha pahalı resimler almaya başlayacaklar. Yurt dışında yaşayan Türkler de çevrimiçi müzayadelere katılmaya başladı.  Bu faydalı bir şey ama şuna dikkat etmek lazım, sanat açısından bakarsanız üçüncü dördüncü sınıf eserler de var. Bu bir çıkmaza gidebilir ve yozlaşmaya yol açabilir. Yurt dışında bunu uzmanlar yapıyor fakat buradakilerin sanat bilgisi çok sınırlı ve ne bulurlarsa koyuyorlar. Bizdeki koleksiyoncuların çoğu Türk resmi alıyor. Bu da ileride bir sıkışma yaratacak. Yeni kuşak ressamlar da çok kopya resimler yapıyor. Bu da problem. En büyük sorun ise Türkiye’de cesur eleştirmenin olmaması. Dostluklar bozulacak diye hep övgü yazıları yazılıyor. Genç kuşaktan iddialı yazarlar çıkmalı.

Haberin Devamı

“Denetim ve kontrol yok”

(Galeri Nev’in kurucusu)

Haldun Dostoğlu:  Çevrimiçi müzayede yeni bir faaliyet alanı değil. Çok uzun zamandır tüm dünyada müzayede evleri tarafından uygulanıyor. Son bir buçuk yıldır dünyada ve ülkemizde giderek yaygınlaşmasının nedeni ise malum pandemi nedeniyle yüz yüze müzayede imkânı kalmaması veya azalması olduğu kesin.  Çevrimiçi müzayede yapabilmek için gerekli olan yazılımın çok ucuz olması bu alana alıştığımız, bildiğimiz müzayede evleri dışında ve konuya çok hâkim olmayan kişilerin de girmesine neden oldu. Bu nedenle hem kendi bünyelerinde olmayan, başkalarının elindeki eserleri satışa çıkaranlara rastladığımız gibi, yine bünyelerinde uzman eksperler barındırmayan kurumların bilerek veya bilmeyerek oldukça çok sayıda gerçek olmayan sahte eserleri satışa sunduklarını gözlemliyoruz. Tek önerim, herhangi bir denetim ve kontrolün olmadığı bu alandan mümkün olduğu kadar uzak durmak gerektiği.

Haberin Devamı

“Market alışverişi gibi”

(Sanat Eleştirmeni ve akademisyen)

Ahu Antmen:   Hayatımızın her alanının “çevirimiçi” hale geldiği bir dönüşüm sürecinde, sanat piyasasının çevirimiçi müzayedeler aracılığıyla bu sürecin bir parçası olması kaçınılmaz. Ama aslında işin doğasına aykırı bir durum da var: Çok pahalı sanat eserlerini, market alışverişi formatı içinde görüyorsunuz. Bu durum, eserlerin statüsüne ilişkin farklı bir algı yaratıyor. Sanat dünyası ve piyasasının değer üretme mekanizmaları çokluk/sıradanlık değil, tekillik/seçkinlik gibi kavramlara dayanır; dolayısıyla bu çevrimiçi sistemin, istenen olumlu sonuçları vermesi zor. Ancak internetten alışveriş deneyimiyle büyüyen daha yeni kuşak alıcının çoğalmasıyla durum değişebilir. Öte yandan, geleneksel olarak kapalı kapılar ardında işleyen bir piyasanın nispeten daha şeffaflaşmış olması sevindirici.