Kültür Sanat İngiltere’nin Oscar adayı Türkiye’den

İngiltere’nin Oscar adayı Türkiye’den

30.11.2021 - 07:01 | Son Güncellenme:

Kadına yönelik şiddetin Türkiye’deki boyutunu anlatan “Dying to Divorce/Ölümüne Boşanmak” belgeseli, En İyi Uluslararası Film kategorisinde İngiltere’yi Oscar’da temsil edecek.

İngiltere’nin Oscar adayı Türkiye’den

Müjde Işıl - Oscar yarışında En İyi Film kadar dikkat çeken, bazen daha da prestijli olabilen En İyi Uluslararası Film kategorisinde yarış, önümüzdeki sene epey çekişmeli geçecek gibi görünüyor. Birbirinden iddialı yapımların aday gösterildiği yarışta İngiltere’yi “Dying to Divorce/Ölümüne Boşanmak” adlı belgesel temsil edecek. “Dying to Divorce”, Türkiye’de kadına yönelik şiddeti ve buna karşı verilen hukuki mücadeleyi anlatıyor. Bir başka ülkenin Türkiye merkezli filmle Oscar yarışına katılışına daha önce de şahit olmuştuk. Türkiye’den kaçak göç trajedisini konu alan, bir bölümü Türkiye’de çekilen, senaryosunda Feride Çiçekoğlu’nun da imzasının olduğu “Reise der Hoffnung/Umuda Yolculuk” İsviçre’ye, o zamanki adıyla Yabancı Dilde En İyi Film Oscarı’nı getirmişti. Altı sene önce de Deniz Gamze Ergüven imzalı “Mustang”, Fransa adına yarışmıştı.

Haberin Devamı

“Dying to Divorce”, istatistiksel olarak her üç kadından birinin şiddete maruz kaldığı Türkiye'de, Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu'nun açtığı davaları takip ediyor. Platform avukatlarından İpek Bozkurt ve temsilcilerinden Ayşen Ece Kavas’ın anlatımlarıyla kadınların yaşadığı travmalar ve erkek egemen zihniyetin açtığı yaralar irdeleniyor belgeselde. Arzu, 14 yaşındayken babası tarafından kendisinden 10 yaş büyük biriyle evlendiriliyor. Evlilik dayanılmaz bir noktaya gelip de Arzu boşanmak isteyince, bu kararın bedelini ödetmek isteyen kocası tarafından defalarca vuruluyor. Kübra ise Londra’da bir televizyon kanalında çalışırken kocasıyla evlenip Türkiye’ye dönüyor. Kızının doğumunun hemen ertesinde bir tartışma sırasında kocasının şiddetine maruz kalıyor. Bunun sonucu Kübra’nın geçirdiği beyin hasarı ise kocası tarafından doğumdan kaynaklı diye savunuluyor.

Haberin Devamı

Beş yıllık mücadele

Belgeselin ortaya çıkış süreci birkaç yıl öncesine dayanıyor. Yönetmen Chloe Fairweather, gazeteci Christina Asquith ile farklı bir konuda kısa film çekerken, Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu’nun çalışmalarını öğreniyor. Platformun üzerinde çalıştığı davalar ve bu davalardaki kadınların uğradığı şiddet onu çok etkiliyor. Yapımcı Sinead Kirwan ile bu konuyu uzun metraj haline getirmek için kolları sıvıyor. Belgeselin tamamlanması beş seneyi buluyor.

Fairweather, verdiği röportajda belgeselini şöyle tanımlıyor: “Bu film, Türk kadınlarını istismara karşı korumak ve şiddet uygulayanları adalete teslim etmek için mücadele eden cesur bir avukat olan İpek Bozkurt'un çalışmalarını takip ediyor. Beş yılda tamamlanan film, İpek'in ve temsil ettiği kadınların bakış açısıyla çekilmiş içten bir yapım. Onların gözünden, kadın hak ve özgürlüklerindeki kısıtlamalara karşı ve bağımsızlıkları için verdikleri inanılmaz mücadeleye, kocalarının açtığı korkunç yaraların üstesinden gelmelerine tanık oluyoruz.”
Umut Vakfı’nın raporuna göre 2020'de Türkiye genelinde 527 kadın cinayeti kaydedildi. Bu cinayetlerinin 248’i ateşli silahlarla, 124’i kesici aletlerle işlendi. 155 kadın ise boğuldu, darp edildi, yakıldı, yüksekten atıldı. Chloe Fairweather, “Dying to Divorce” ile amacını şöyle açıklıyor: “Bu durum hakkında farkındalık yaratmak istiyorum ama aynı zamanda insanların filmdeki kadınların inanılmaz gücü ve cesaretinden ilham almasını da istiyorum.”

Haberin Devamı

40. İstanbul Film Festivali programında yer almamasıyla da gündeme gelen belgeselin Oscar’daki yolculuğu merakla takip ediliyor. En İyi Uluslararası Film kategorisinde Türkiye’yi ise Semih Kaplanoğlu imzalı “Bağlılık Hasan” temsil ediyor.

Yazarlar