06.11.2020 - 07:03 | Son Güncellenme:
ÖZLEM ÜLKÜ
Karadeniz bölgesinin halk sazlarından olan klasik Karadeniz kemençesi, yörede en çok çalınan ve dinletisi halkıyla bütünleşen enstrümanların başını çekiyor. Trabzon’da yaşayan emekli öğretmen Eyüp Eyüpoğlu ise, 23 yıl önce kurduğu atölyesinde ürettiği kemençeleri yurt içi ve yurt dışında birçok kişiye ulaştırıyor. Hem kemençe sanatçısı hem kemençe yapım ustası olan Eyüpoğlu’nun müziğe karşı ilgisi ve kemençe tutkusu çocuk yaşlarda başlamış: “1960 yılında Maçka Ocaklı köyünde doğdum. Daha 12 yaşındayken komşumuz Hatice Eyüboğlu teyzenin yönlendirmesiyle ilk kemençemi yaptım. Göz kararı ölçülerle deneme yanılma yoluyla ilerledim. Mahallemizde bu hobiyi devam ettiren tek ben oldum.”
Rize Eğitim Enstitüsü’nü bitirip sınıf öğretmeni olarak Antalya’ya atanan üç yıl sonra Adıyaman’ın Kahta ilçesinde göreve devam eden Eyüpoğlu, derslerini de kemençe ile zenginleştirmiş.
Hobi olarak başladı
Görev yaptığı illerde hobi olarak başladığı kemençe imalatının emekli olduktan sonra kendisi için artık bir meslek haline dönüştüğünü dile getiren Eyüpoğlu, sözlerine şöyle devam etti: “Emekli olduktan sonra bu tutkumu insanlara artık kültürel bir değer olarak aktarmaya başladım. Trabzon’a mesleğimin son 8 yılında gelmiştim. İnsanın kendine uğraş bulması gerekiyor diyerek atölye kurmaya karar verdim. Uzun yıllardır verdiğim emekle ustası oldum. Bu sefer çevre bölgelerden kemençe ustaları, tamir ve ayarlar için bana ulaştı. Süreç öyle ilerledi ki bugün itibarıyla 23 yıl oldu. Tam sayı vermek zor olsa da 1400-1500 kemençede emeğim vardır.”
Yurt dışına uzandı
Ustalığın yanı sıra bir kemençe sanatçısı olarak festivallerde sahne alan Eyüpoğlu, Ankara, İzmir, İstanbul başta olmak üzere yurdun dört bir yanında Trabzon’un tanıtım etkinliklerinde usta öğretici ve tanıtıcı olarak görev alıyor. Yaptığı kemençelerin ünü ise sınırları aşmış:
“Kemençe çalan her bölgeye çalışmalarım gitmiştir. Radyo sanatçılarına, düğünlerde çalan halk sanatçılarının çoğuna yolladım. Yurt dışında Almanya, Fransa, Hollanda gibi Avrupa ülkelerinin yanı sıra Amerika dahil dünyanın birçok bölgesine giden kemençem olmuştur. Yunanistan Atina, Kavala bölgelerine de yolladım ve hatta misafirleri olup, festivallerinde jüri üyeliği de yaptım.”
Hedef telli tulum
Eyüpoğlu, Trabzon’a turistik gezi amacıyla gelen misafirlerden isteyenlere kısa dersler verdiğini de söylüyor. Misafir ağırlamayı seven bir toplumun üyesi olarak, bu etkinliklerden hiçbir ücret almadığını da... Eyüpoğlu’nun en büyük hayallerinden biri, güzel sanatlarda öğretmen olan çocuğuna atölyesini bırakmak. Birlikte sıklıkla çalıştığını söylediği çocuğuyla bu geleneği devam ettirmek isteyen ustanın geleceğe dair diğer planları ise şöyle: “Bugünkü gibi aşkla ve şevkle hep çalışıp üretmek içim uğraşacağım. Telli tulum yapmayı hedefliyorum. Nefesle çalınan yöresel bir saz olan tulumu, telle çalınabilecek bir şekilde tasarladım. Bir diğer büyük planım ise, kemençenin anatomisiyle ilgili kitap yazmak. Bu konudaki çoğu bilgileri derledim. Ağaçların desenlerin dokularına kadar bütün ayrıntıları anlatmayı planlıyorum.
‘KARADENİZ İNSANI KEMENÇESİZ OLAMAZ’
Karadeniz denilince ilk akla gelenlerden birinin de kemençe olduğunu vurgulayan Eyüpoğlu, “Nasıl ki hoşmersiz, hamsisiz, turşu kavurmasız olmuyorsa Karadeniz insanı kemençesiz de olamaz. Hayatının o kadar içerisinde, iliklerine kadar işlemiş bir durumda” diyor.
Gençlerin de kemençeye olan ilgilerinin son yıllarda arttığını sözlerine ekleyen Eyüpoğlu, bu gelişmenin oldukça sevindirici olduğunu vurguluyor: “Eskiden ilçelerde, il merkezlerinde gitar ve bağlamaya yönelik kurslar sıklıkla görülürdü. Kemençe daha yöresel kalırdı. Ama artık bu güzel enstrümanın da dünyaya açılan bir kapı olarak görülmesiyle ilgi özellikle gençlerde oldukça arttı. İleride daha da gelişecektir. Kız çocuklarının da ilgisi çok yükseldi. Artık hem kemençe çalıp hem söyleyebilen çok kızımız var.”