26.10.2021 - 07:00 | Son Güncellenme:
Seyhan Akıncı - Osmanlı İmparator-luğu’ndan İran’a ve Hindistan’a uzanan geniş bir coğrafyada hayat bulan minyatür; kendine has boyama tekniği, çok ince işlenmiş, küçük boyutlu ve özel anlatım dili olan bir resim sanatı. Yüzyıllar boyunca farklı kıtalarda sayısız sanatçıyı etkileyen minyatürün üstü zamanla “tozlandı”. Günümüzde çalışmalarıyla minyatürün tozunu attıran, dikkat çeken isimler var. Öyle ki minyatürü sıkıcı bulduğunu söyleyenler bile yapılan “oyunbozanlıklar”a kayıtsız kalamıyor. Apple’ın Bağdat Caddesi’nde açtığı mağazanın dışını kapatan bariyerin üzerindeki minyatür çalışması merak uyandırmıştı. Bu renkli ve özel çalışmaya imza atan isim Murat Palta’ydı. Biz de bu vesileyle minyatürü günümüzle buluşturan sanatçılar Murat Palta ve Şermin Ciddi’ye resimli hikâye anlatıcılığının 21. yüzyıldaki yolculuğunu sorduk.
‘Oyunbozanlık yaptım’
Yaptığı minyatür çalışmalarıyla pek çok kişinin ilgisini çeken Murat Palta, Apple’ın da dikkatinden kaçmamış olmalı ki yeni mağazalarının duyurusunu onun minyatür çalışmasıyla yaptılar. Mağazanın önündeki bariyere minyatür yapan Murat Palta hikâyenin nasıl geliştiğini şu sözlerle anlatıyor: “Dev bir binanın benim işimle kaplanmış olması başlı başına yeterliyken Apple’ın, açılacak mağazasının konumunu ve bölgenin yapısını da hesaba katarak bir hikâye anlatmamı istemesi benim için çok önemliydi. Bu hikâyede yer almak heyecan verici; her ne kadar klasik tabirle geleneksel minyatür sanatını popüler kültürle yorumlasam da... En değer verdiğim kısım hikâye anlatıcılığı. Bunu yaparken minyatür sanatını turistik bir ürüne çevirmekten kaçınıyorum. Öte taraftan tarih ve kültür fetişizmine de girmiyorum. Doğal olarak insanların yaptığım iş konusunda samimi olduğuma inandıklarını görüyorum. Minyatürü önceden çok ciddi ve sıkıcı bulduklarını fakat çalışmalarımdan sonra daha farklı yaklaştıklarını söyleyen çok sık mesaj alıyorum. Bu beni mutlu etmeye yetiyor. Ben böyle bir misyonerliği hiçbir zaman üstlenmedim fakat yaptığım oyunbozanlığın işe yaradığını görmek benim için büyük bir motivasyon.”
“Geçmişten geleceğe köprü kurmak istiyorum”
Diğer yandan minyatüre olan ilgi her geçen gün artıyor. Geçtiğimiz yıl Pera Müzesi’nin ev sahipliği yaptığı “Minyatür 2.0: Güncel Sanatta Minyatür” buna tanık olduğumuz en yakın örnek. Çalışmalarını ABD’de sürdüren sanatçı Şermin Ciddi minyatürü tuvale taşıyarak merak uyandırıyor. ABD’deki önemli sanat tarihi profesörlerinden oluşan bir jüri tarafından “Torpedo Factory Art Center”ın daimi sanatçısı seçilen Ciddi, buradaki stüdyosunda üretimlerine devam ediyor. Minyatürün büyük bir zenginlik olduğunu ifade eden Şermin Ciddi sözlerini şöyle sürdürüyor: “Tarihte ufak boyutlarda kitap sanatı olarak kalmış ancak büyük bir zenginlik olan minyatürü, resmin bir kolu olarak kabul ettiğimizde sayfa aralarından kurtarıp duvarlarda özellikle tuval üzerine taşımalıyız. Minyatür olağanüstü bir çaba, tarih, sanat tarihi, araştırma, resim bilgisi ve müthiş bir hayal gücü istiyor. Bu uzun ve yorucu bir yol ve yıllarınızı alır. Klasik dönem öğrenme ve beslenme dönemidir. Bu dönemde çok güçlü beslenir ama kendinizi geliştirmezseniz bu yola devam etmek mümkün değildir. Tekrar eder durur ve taklitten öteye gidemezsiniz. 21. yüzyıldayız, bulunduğumuz yerden ve zamandan olaylara bakmamız gerekiyor. İçinde bulunduğumuz atmosfer nedeniyle eski bir döneme ait bir konu bile bugüne ait modern ve çağdaş şekilde yorumlanmalı. En büyük arzum, kendi düşüncem, yorumum, çağdaş ifademle geçmişten geleceğe bir köprü kurmak ve bu çok zengin sanatımızı gelecek kuşaklara bırakmak.”