Kültür Sanat "Müziğin türlere göre ayrılmasını doğru bulmuyorum"

"Müziğin türlere göre ayrılmasını doğru bulmuyorum"

23.07.2020 - 18:41 | Son Güncellenme:

Kendimi Gecelere Veremem teklisi ile dikkat çeken Cem Pilevneli geçtiğimiz günlerde Petek Pansiyon adını taşıyan ilk stüdyo albümünü yayınladı. Müzikte sınırlar çizmeye karşı olduğunu belirten ve bunu albümdeki parçalara da yansıtan Cem Pilevneli albümü üzerine konuştuk. Sahnede olmayı özlediğini belirten Cem Pilevneli bunun için her an hazır olduğun ifade etti.

Müziğin türlere göre ayrılmasını doğru bulmuyorum

İhsan Dindar - milliyet.com.tr

Haberin Devamı

 

Dünya zor bir dönemden geçiyor. Korona virus pandemic sürecinde günleriniz nasıl geçti? Müzik dışında neler yaptınız?

Sokağa çıkma yasaklarından hemen önce köpeğimi de alıp Datça’ya arkadaşlarımın yanına gittim. Şehirden olabildiğince uzaklaşmaya çalıştım. Onun haricinde çok okudum. Doğa yürüyüşleri yaptım, kendimi müzikten biraz uzaklaştırmaya çalıştım. Uzun bir albüm çalışmasından sonra başka bir şeyler yapmaya ihtiyacım olduğunu hissetmiştim.

 

 Pandemi hayatlarımızda kırılma süreci oldu. Bu süreçte üretim oldu mu?

Tabii. 3-4 yeni fikir üstüne çalıştım. Ama normal çalışma tempomun ve motivasyonumun çok altındaydım. Müzik benim için hayatın çok içinde. Zaten amacım hayattan güzel parçalar yakalayıp bunları anlatmak. Bu süreçte müzik yapımcısı ya da şarkıcı değil de daha çok dinleyici rolünün bana iyi geldiğini söyleyebilirim.

Haberin Devamı

 

3 temmuzda yeni albüm çıktı. Biraz hazırlanış sürecinden bahsetmek istiyorum Petek Pansiyon’un, nasıl gelişti hazırlık süreci?

“Kendimi Gecelere Veremem” single’ımdan sonra Amerika’dan Türkiye’ye döndüğümde kafamda bir albüm projesi vardı. Ama ne zaman albüm yapabilme mertebesine geleceğimi bilmiyordum. Tahmin ettiğimden hızlı gelişti her şey diyebilirim. Bir buçuk iki sene kadar onlarca şarkı yaptım. Neredeyse her gün stüdyoda 8-9 saatimi geçiriyordum. Daha sonra da yaptığım şarkılardan en iyi olduğunu düşündüğüm 6 tanesini albüme seçtik.

 

Müziğin türlere göre ayrılmasını doğru bulmuyorum

Kenan Doğulu prodüktörlüğünde bir albüm var karşımızda. Albümün ruhuna nasıl bir etkisi oldu?

Kenan her şeyden önce benim için müthiş bir söz ve beste okulu. Bana verdiği tüyolar, düşündükleri ve yol alışı gerçekten çok fazla şey kattı. Sound ve fikir olarak beni hep yaptıklarımın üzerine bir şeyler koymak için yönlendirdi. Beni bir besteci olarak bu albüm çalışması sürecinde 4- 5 adım ileriye götürdü diyebilirim. Ayrıca bunca zamandır sevdiğiniz ve dinlediğiniz birisinin sizin işinizi sevip onaylaması gerçekten onur verici ve motive edici bir durumdu. Bir sanatçı olarak saygı duyduğunuz insanların size “Yürü” demesi kesinlikle adımlarınızı sağlamlaştırıyor.

Haberin Devamı

 

Albüme ilk klip de geldi. Yönetmen koltuğunda Murad Küçük var. Klip mekanı hem albümün ismi hem de sizin geçmişinizle ilintili. Hikayesini sizden duyabilir miyiz?

 Petek Pansiyon 60’lardan beri yazları açık olan ailemizin oteli. Son yıllarda çevredeki çokca olan kentsel dönüşüm inşaatlarından dolayı bir süreliğine ara vermek için kapatıldı ve o zaman beri de açılmadı. Mimari açıdan ve sanatsal açıdan bence İstanbul’da eşi benzeri olmayan bir bina. İçerisi bana zaman tüneli gibi geliyor. Perdeler, mobilyalar her şey 1960 model. Ben de bu binada kendimi çocukluğumda beri çok iyi hissettiğim için bir odasını müzik stüdyosuna çevirip içine taşındım. Ve neredeyse tüm albümünü burada kaydettim, yazdım ve besteledim. Hem sanatımda hem hayatımda çok büyük yeri olduğu için albümün adını da Petek Pansiyon koymak istedim.

 

Bu görüşüme katılır mısınız bilmiyorum ama bence karşımızda güzel bir füzyon var. Farklı türler bir arada. Ummadığımız bir anda trompet ya da saksafon sesleri duyabiliyoruz mesela...

Haberin Devamı

Tabii ki katılırım. Ben artık müziğin türlere göre ayrılmasını doğru bulmuyorum çünkü bunu böyle söyleyerek kendimize sınırlar çizdiğimize inanıyorum.  Yapmak istediğim, yapılmamış bir şeyi yapmak ve maksimumda kendim kalmak tabi ki dinlenilebilirlik çerçevesinde. Olabildiğince özgür olmak içinde ben bunları kafama takmadım  ve yeni bir şey yaratmak istedim.

 

Böyle bir dönemde albüm çıkarmak sizce idealistlik mi? Çünkü artık piyasa biraz da mevcut koşullar nedeniyle single düzeniyle yoluna devam ediyor.

Benim yeterince parçam vardı, derleyip topladık böyle bir mini bir albüm yaptık. Açıkçası piyasa ne yaparsa biz de öyle yapalım gibi düşünmedik. Ve de üretimin devamı ben de. Şarkılarımın bestesi, sözü ve aranjesini kendim yapıyorum. O yüzden üretim benim için hızlı gelişiyor. Her şeyin haricinde de sabırsızımdır. Yaptığım işi hemen dinleyiciye sunup geri dönüş almak isterim. O yüzden hazır hepsi birikmişken bekletmek yerine konserlerde şarkılarımı dinleyiciyle hep bir ağızdan söylemek istedim.

Haberin Devamı

 

Müziğin türlere göre ayrılmasını doğru bulmuyorum

Her trajedide ilk etkilenen eğlence sektörü oluyor. Pandemiden ilk etkilenen ve bu etkiden muhtemelen son kurtulacak olan da eğlence özellikle de müzik sektörü olacak. Normalde yılın şu dönemi en yoğun konser takviminin yaşandığı zaman dilimi olurdu. Bundan sonrası için konser hazırlığınız var mı?

 Maalesef  böyle bir gerçek var ama ben şu an bile hazırım. Bugün sahneye çık deseniz show’um, ekibim her şeyim hazır sadece ortamın sağlık açısından daha güvenli olmasına ihtiyacımız var. Sonrasında mümkünse sahneden inmeyi pek istemiyorum.

 

 Bu soruyu biraz da besteci ve aranjör kimliğinize yönelik olarak soruyorum. Türkiye'de son yıllarda alternatif müziklerin yükselişi hatta belki de bir altın çağı söz konusu. Bu noktada, alternatif müziğin geleceğini nasıl görüyorsunuz?

 lternatif olarak adlandırılan müzik masaya yeni bir şeyler koyabiliyor. Sanatsal kaygısı olan işler yapılıyor. Bence bu yüzden toplum da daha sıcak yaklaşıyor bu müziğe. Ama alternatifte  kendi içince farklı farklı uçlara sahip yani çok geniş bir yelpaze. Bence dinlenme kaygısının haricinde sanat ve kimlik kaygısı taşıyan her müzik bir şekilde karşılığını buluyor. Alternatig müzikte de bu mevcut diyebilirim.

 

 ihsan.dindar@milliyet.com.tr

Yazarlar