Kültür SanatNeden sevişirken Ahmet Kaya dinleriz?

Neden sevişirken Ahmet Kaya dinleriz?

20.02.2004 - 00:00 | Son Güncellenme:

Onun şarkıları 80'li yılların ortasında iyice sessizleşmiş sokaklardan çok, hâlâ iyi kötü bir özgürleşme umudu veren yatak odalarına uydu

Neden sevişirken  Ahmet Kaya dinleriz






Tanıklıklara, ifadelere dayanarak soruyorum: Neden Türkiye'de çok sayıda erkek veya kadın, onun politik söylemi ve çağrışımlarıyla uzaktan yakından ilgili olmasa da sevişirken Ahmet Kaya dinliyor?
Ahmet Kaya müziğinin seksüel etkisi nereden kaynaklanıyor ya da Türkiye'de seks yapmak bazen veya çoğu zaman Ahmet Kaya müziğinin çağrıştırdıklarına mı tekabül eder?
Ve elbette o zaman şu soruyu da sormak lazım: Türk despotizmini, ona karşı kışkırtan şeylerden biri ve önemlisi onun hayatımızın her odasına ve özellikle de burasına girmiş olması mıydı?

Hücre evinden yatak odasına
Ahmet Kaya şarkılarının, Yusuf Hayaloğlu ve kendisinin kaleminden akan liriklerinde kullanılan, gönderme yapılan hücre evi ortamı, illegalite koşulları, karanlıkta eylem, ihanet, cezalandırılma, devrim yolu ile hazzın arka sokakları arasındaki kararsızlık gibi temel motifler; yasak lehvalarıyla bezeli, engellerle döşeli Türkiye yatak odalarındaki eylemlilik haliyle çakışmıştı.
Kaya'nın çıkış yaptığı 80'li yılların ortasında askeri faşizm dönemi hâlâ bütün şiddetiyle sürüyordu ve onun şarkıları, iktidarın daima denetlemek istediği; 'cinsel hayatı bir kontrol edebilirse artık her şeyi kontrol altında tutabileceği' saptamasından yola çıkarak, gücünü yeniden ve yeniden sınamak ve bilemek için gözetlediği, takibe aldığı, kapısını çaldığı, bastığı, tecavüz ettiği Türkiye yatak odalarına, artık iyice sessizleşmiş, eylemsizleşmiş Türkiye sokaklarından daha çok, daha iyi (hatta tam) uymuştu.
Ahmet Kaya şarkılarının daha başından karşı karşıya kaldığı siyasi uyumsuzluk, onun siyasi söylemi ile 80'lerin ortasındaki siyasi atmosfer arasındaki zamansal kayma, anakroni; onu hâlâ iyi kötü bir özgürleşme umudu veren yatak odalarına yerleştirdi.
Yorgun Demokrat inip kalkan bir göğüsün üzerine koyarak başını, yorgunluğunu atmaya çalışan bir figürdü.
Kaya'nın sadece sol kesimle değil, hızla heterojen bir kitle ile de buluşması biraz da, hatta çokça onun şarkılarının bu seksüel etkisinin sonucu muydu?
Çünkü Türkiye cinsel hayatı, 12 Eylül faşizminde bütün o sokaklarda evlilik cüzdanı sormalar, parklardan, pastanelerden sevgili toplamalar, eşcinsel sürgün etmeler, karakolda taciz etmelerle iyice sürdürülemez bir hal almış olsa da, zaten her zaman büyük mücadeleler gerektiren bir faaliyet alanı olmuştur.

Seks ile suçun bireşimi
Bugün hâlâ bu ülkede gençler ve eşcinseller için seks yapmak, eylem koymak gibi bir şeydir. Böylesi bir etkiyle çıkılır yataktan.
Seks, hâlâ bir suç işlemiş olma duygusu bırakıyor özellikle gençlerde, kadınlarda ve eşcinsellerde.
Ahmet Kaya da, şarkılarının bu ülkenin seksüel hayatına bu denli denk düştüğünü biliyor olmalıydı.
Seks ile suçu, şiddeti müthiş bir ustalıkla bireştiren Atilla İlhan'ın şiirlerine düşkünlüğü, bu şiirlere yaptığı şahane besteler bunun işareti olabilir mi?
Ahmet Kaya'nın geçen ay Biraz da sen ağla adlı bir albümü çıktı. Albümdeki olağanüstü şarkılardan biri de Attila İlhan'ın Jilet Yiyen Kız şiirinden yapılan: "Gece gündüz tek düşüncem/ Kasıklarımdaki ince sızı/ Artık kimseyle sevişemem/ Anladım sevişmek kırmızı."
İlhan'ın bir yerinde "Kızıl demirden bir ünlem/ Salınması yangın yalazı/ Korkmasam öpmeye eğilsem/ Dişleri elektrik kırmızı" dediği şiiri "Jilet yiyen kız Merih'li gecem/ Birlikte bulacağız belamızı/ Sonumuz kuşkusuz cehennem/ Kırmızı kırmızı kırmızı" diye sürüyor.
İşte böyle kırmızı şeylere dokunuyor Kaya'nın şarkıları: Devrimin kırmızısı, ölümün kırmızısı, seksin kırmızısı.
Ve bu şarkılar bütün odalarına girip çıkıyor hayatımızın.


POPULER KÜLTÜR












KEŞFETYENİ
Elendikten sonra ilk kez açıkladı! 'İki kişiye kırgınım'
Elendikten sonra ilk kez açıkladı! 'İki kişiye kırgınım'

Cadde | 28.05.2025 - 11:13

Yağmur Banda, elendikten sonra çok konuşulacak açıklamalarda bulundu.

Yazarlar