Kültür Sanat ÖZGE FIŞKIN 30 yaşında

ÖZGE FIŞKIN 30 yaşında

25.09.2003 - 00:00 | Son Güncellenme:

ÖZGE FIŞKIN 30 yaşında

ÖZGE FIŞKIN 30 yaşında






Saçlarımı ilk defa İstanbul'a gelirken boyattım. Kırmızı pabuç giymemi, kulağıma sekiz küpe takmamı yadırgamayacak şehre geliyordum. Biz Ankara'da hafta içinde evlerde toplanır; hafta sonları Manhattan'a giderdik. Sabaha kadar yıllardır dinlediğimiz şarkıları hiç bıkmadan hep bir ağızdan söyler, hep birlikte dans ederdik. Kimin ne giydiğine bakmaz, kimin iyi, kimin kötü dans ettiğini fark etmezdik. Kokain çekmezdik ama "Kokain!" ( J.J Cale'in şarkısı ) diye haykırırken zevkten uçardık.
Uçardık ama İstanbul'da müziğin âlâsı var efsanesine inanırdık. Kokain'le uçuyorsak, İstanbul'da bizi kimse tutamazdı. Gel gör ki uçmak bir yana, şöyle sadece müziğe kapılıp gidemeyeli yıllar geçti.

Pavyondan rock bar'a
Manhattan, Türk filmlerinin çoğu pavyon sahnesinin çekildiği Beyoğlu 'Olimpia' pavyonunun yerinde. Son yıllarda Rus revü kızları dans ediyordu Olimpia'da. Konsomatrisler dolaşıyordu mekanda. Pavyon eğlencesi eskisiyle kıyaslanmayacak ölçüde azalmıştı, kayda değer para kazandırmıyordu artık. 10 yıldır Ankara'da Manhattan'ı işleten Taner Akdoğan, Olimpia'yı aldı. "Bildiğin tipik pavyondu burası. Duvarda aynalar, kırmızı kadife perdeler, konsomatrisler ve Rus kızlar. Bir şampanya 350 milyon liraydı. İşler düşmüştü, bana devrettiler," diyen Taner, İstanbulluların hep yeni bir şeylerin peşinde olduğunu; Manhattan'ınsa değişmeyecek bir kitle yakalamaya çalıştığını söylüyor.

Ankaralıların heyecanı
Beyoğlu'ndaki yeni mekânında Manhattan'ın açılış gecesinde, İstanbulludan çok Ankara'dan göç edenler birbirini kucakladı. Sahneye ilk çıkan Kel Cemal'di. İstanbul kitlesini gördük. Ankaralılar da İstanbullulara uydu. Kendilerini müziğe bırakıp akamadılar yine, dans etmek ayıpmış gibi kastılar vücutlarını. 'Kim kiminle gelmiş, kim ne giymiş, kim ne içiyor?' daha cazipti yine. 40 yıllık şarkıları ilk defa duyuyor gibiydiler. Kel Cemal'in ömür boyu damarlarında akan Rolling Stones, Beach Boys, Beatles, Eric Clapton şarkılarını eskimeyen hissiyatla söylemesi, dinleyenleri heyecanlandırmıyordu.

Gecenin sonuna doğru
Kel Cemal'den sonra, Özge Fışkın sahne aldı. 20'lerinin başında Ankara Manhattan'da sahne alan Özge de sonradan İstanbul'a demir atanlardan. Buna rağmen, İstanbul seyircisine hâkim. Onunla beraber, kasılan bedenler biraz olsun gevşedi. Bense, yıllardır kaygan zeminde aynı kalma mücadelesi vermenin yorgunluğuyla, özlediğim insanlara sarıldım. Altı yıldır ilk defa kendimi dansa kaptırmanın tadını çıkardım. Kendini sereserpe bırakmanın ruh ve kafa sağlığı için en büyük enerji olduğunu düşünerek, şarkı söyledim. Eşim beni kucaklayıp, "Bu gece ne güzelsin!" dedi.

"İstanbul'a geldim Sertap'ı tanıdım. Binlerce kişinin karşısına çıkıyorum şimdi. Büyük işler İstanbul'da yapılabiliyor. Çok mekan var, insanlar rengarenk, kaynayan hayat, 24 saat yaşayan şehir, durmayan insan sirkülasyonu, herşey burada. Tabii zemin kaygan, tutarlı kalmak zor. Üretimi ve yaratıcılığı besliyor bu şehir. Ankara kısır döngüye sokuyor. Hız yüksek tabii. Zamanı hoyratça kullanma şansı yok.
Ankara'da herkes birbirine net. İstanbul insanı hep aralık kapılar bırakarak konuşur. Kesin yargılarda bulunmaz. Herkes birgün birbirine lazım olacağını düşünür. Zemin hep kaygandır. Samimiyetsizlik, kumpas hat safhadadır. Hep temkinli olmalı."



POPULER KÜLTÜR


Bir gün şehre bir film gelir
Azizelikten fahişeliğe
Kocadağ'ın ardı
Dansta iki şehrin farkı
Ne oldi Laz'a ne oldi boyla?
Tereyağı defilesi...
Neyse halimiz söyler kafemiz
Sanayi devrimi ve popüler kültür
"Büyüyünce 'Meşhur' Olucam"! Yaşasın Meşhuriyet Çağı!
Arsızlık gençliğin diline vurdu
Metroseksüellerin ayak sesleri
Harry Potter 'gerçekten' doğdu mu?
Bi yeşil çay, bi fal!
Fastfood'un çoğu ZARAR!
Atatürkçülüğün böylesi
Folklor değil "poplor"!
ABD'ye hayır, Cola'ya evet!
Guevara yer misiniz?!
Ört apışını bakiim!
POPUN YARIM ASRI