Milliyet Executive Eğitim gerçekten şart mı?

Eğitim gerçekten şart mı?

14.07.2023 - 04:29 | Son Güncellenme:

ABD'de 2010'dan bu yana liseden mezun olup, üniversiteye kayıt olanların sayısı, istikrarlı biçimde azalmış; pandemide ise çok daha keskin bir düşüş var. Peki neden?

Eğitim gerçekten şart mı

MURAT YEŞİLDERE/ Egon Zehnder Kıdemli Ortak/murat.yesildere@egonzehnder.com- Mayıs ayında ABD'de üniversite lisans eğitimini tamamlayan oğlumun mezuniyet töreni etrafında yaklaşık iki hafta zaman geçirdim. Üniversite mezuniyet töreni etrafında odaklanan seyahatin sonunda, lisans eğitiminin gerekliliğini sorgulayarak Türkiye'ye geri döndüm. Her yıl, ABD'de yaklaşık iki milyon öğrenci, 6 bine yakın farklı üniversitede lisans eğitimini tamamlayarak "hayata atılıyor". Yani lisans eğitimine yönelik ilgi hiç de az değil... Ancak 2010 yılından bu yana liseden mezun olup, üniversiteye kayıt olanların sayısı, istikrarlı bir biçimde her yıl azalmış; Kovid sırasında ise çok daha keskin bir düşüş yaşanmış. Geçen sene (2022) lise mezunlarının sadece üçte ikisi (yüzde 62) üniversitelere kaydolmuşlar. Bu azalışın arkasındaki sebep ise Gallup'un yaptığı bir araştırmanın sonuçlarında kendini fazlasıyla belli ediyor. Yaklaşık 10 yıl önce, 18 - 29 yaş grubundaki gençlerin yüzde 74'ü "üniversite lisans diplomasına sahip olmanın çok önemli olduğunu" dile getirirken, bugün bu oran yüzde 41'e düşmüş.

Haberin Devamı

Diplomanın katkısı

Gençlerin üniversite lisans eğitimine bakışlarını nesil farklılıkları ile açıklamaya çalışıp, gene bir "Z nesli fetişi" yapmaya başlamadan önce, diplomanın hayatlarına getirdiği katkının nasıl değiştiğini yorumlamak gerekli. Geçtiğimiz sene içinde Burning Glass Institute isimli araştırma kurumunun yaptığı çalışmalara göre orta seviye beceri isteyen işlerin yaklaşık yarısında (yüzde 46) üniversite eğitimi ve diplomasının gerekliliğinin kalmadığı ortaya çıkıyor; aynı çalışma yüksek beceri isteyen işlerin de üçte birinde (yüzde 31) üniversite derecesi gerekliliğinin anlamını yitirdiği sonucunu veriyor. Bu verileri sadece bir araştırma kurumunun sonuçları olarak "etiketlemeden" önce, aynı verilerin pratiğe dönüşmüş yansımalarını da göz önüne almak gerekli. Geçen yılın başından beri aralarında Pennsylvania, New Jersey, Utah ve Maryland'in de bulunduğu birçok eyalet, kendi organizasyonlarındaki birçok iş için üniversite diploması istemekten vazgeçtiler. Benzer bir akım özel sektore de yansıdı; Google, IBM, Delta Havayolları ve General Motors gibi sektörlerinde lider dev şirketler de, istihdam edecekleri birçok rol için üniversite diploması aramayı bıraktı. ABD'de merkezi hükümetin de, artarak, benzer bir yaklaşım içinde olacağı öngörülüyor. Özetle, gençlerin üniversite eğitiminden giderek uzaklaşması ve özellikle istihdam fırsatları açısından eskisi kadar önemli görmemesi iş pazarının gerçekleri ile paralellik arz ediyor.

Haberin Devamı

Ücretteki fark...

Bu eğilime alternatif olabilecek farklı bir araştırma ise, istihdam pazarı odaklı çalışma yapan Lightcast firmasının verilerinden geliyor; buna göre, son 12 yılda, istikrarlı olarak, ABD'de 4 yıllık üniversite eğitiminin ardından alınan diplomanın, istihdam pazarına giren yeni mezunlarda ilk yılın ardından, ücret seviyesinde yüzde 25'e varan bir olumlu fark yarattığı görülüyor. Ancak pazardaki gelişmeler Lightcast'in verilerinin daha az rağbet gördüğünü de gösteriyor. ABD'de yapılan farklı araştırmalar, diplomaya sahip mezunun tamamladığı üniversite ve eğitim alınan alan kadar, kazandırılan ve hemen kullanılabilecek pratik becerilerin iş dünyasında, istihdam kararlarında karşılık bulduğuna işaret ediyor. Sadece ABD'de değil, dünyanın her yerinde, hatta Türkiye'de de işverenlerin en çok şikâyet ettikleri yeni mezunların işte bu pratik becerilere sahip olmadan iş pazarına geldikleri yönünde. Bu bağlamda ABD'de birçok üniversitenin daha kısa süreli sertifika ve mesleki eğitim programlarını oluşturarak, pazarın taleplerine cevap vermeye çalıştıkları da gözüküyor. Ne diyelim, darısı Türkiye'nin ve Türk üniversitelerinin başına!