Milliyet ExecutiveModaya meydan okuyor

Modaya meydan okuyor

10.05.2023 - 04:02 | Son Güncellenme:

Sokak modasında bir dünya markası olma hedefiyle yola çıkan girişimci Seyhan Selçuk, Bad Bear'in arkasında "meydan okuyan bir ruh" olduğunu söylüyor.

Modaya meydan okuyor

AYLİN RANA AYDİN- Girişimci Seyhan Selçuk, 'Bad Bear' (İngilizce 'Kötü Ayı' anlamına geliyor) markasıyla sokak modasında adından söz ettirmeye başladı... Yıllık üretimi 1 milyonu geçen Bad Bear'in hedefinde ise Avrupa'da söz sahibi olmak var. Şirketin yakın zamanda Barselona'da mağaza açma planı da bulunuyor. Markanın ismini koyarken, özgür karakteri ve meydan okuyan tarzıyla farkını ortaya koyan bir ruhu tanımlamak istediklerini dile getiren Seyhan Selçuk, markanın hikâyesini şöyle anlatıyor: "Bundan 10 yıl önce işimden yeni ayrılmıştım. 'Ne yaparız, ne ederiz' derken bir fikir ortaya atıldı ve 'Biz kendimize bir marka yapalım' dedik. Evimin küçük bir odasında başladık. Eşyalarını çıkarttık dışarıya ve 'biz burada yaparız' dedik. İlk kemerle başladık. Neden kemer? Çünkü kemerin bir sezonu yok. İade almak gibi bir durum yok. Kemer 12 ay reyonda durabilen bir ürün. Kemer üretimleri yaptık ve mağazalara dağıttık. Arkasından diğer ürünler geldi. Sonra baktık ki eve sığamayacağız küçük bir ofis yaptık. İşin başlangıcı böyle. Evimizin küçük bir odasından bugün 150 kişiye yakın bir ekibe kadar büyüdük." 17 yaşından beri sektörle iç içe olduğunu belirten Selçuk, "Çeşitli markalarda çalıştım ve yöneticilik yaptım. Aslında en alttan başlayarak satış danışmanı olarak çalıştım. Oradan başlayarak yönetici koltuklarına kadar uzanan bir serüvenim var. Profesyonel bir iş hayatından sonra zaten oradaki birikimlerin devamı biraz... Bir de satış için çevremiz var. Bugün bildiğiniz bütün büyük zincirlerle çalışıyorduk. Çalışırken iş buraya kadar geldi" diyor.

Haberin Devamı

'40 bin adet ürün yapsaydım'

Sunduğu ürünlerde 'sokak stili'ni yansıttıklarını dile getiren Selçuk, bu tarz ürünleri tercih etme sebebini ise şöyle anlatıyor: "Hikâye çok ilginç aslında... O ilk dönem, şu anda da pek farklı olmamakla beraber, dışarı çıktığımda herkeste basic'ler, siyahlar, beyazlar... Çok standart işler vardı. Biz ilk tekstil koleksiyonumuzu yaptığımızda, çok küçük bir adetti, 20 bin adet bir tişört yapmıştık. Üzerinde böyle anormal baskılar, kocaman kuru kafalar, farklı renkler... Rengarenk bir koleksiyondu. Sonra çevremdekileri çağırıp, 'Koleksiyona gelip bir bakın' dedim, 'Nasıl olmuş, fark yaratabilir miyiz?'... Hâlâ aynı mantıkla yürütüyorum şirketi. Koleksiyona baktılar, kimse de sesini çıkarmadı. Bu bahsettiğim benim sektörün liderleri. Eşim de sektörde çalışıyor. O da beni eleştirdi: 'Bu koleksiyonu nasıl satacaksın?' dedi. Ben de 'Her şeyi diğerleri gibi yaparsam nasıl bir marka yaratacağım? Nasıl farklılık çıkartacağım' dedim. Herkes biraz zor bir koleksiyon olduğunu belirtti. Ben inandım ve 'Artık yola çıktım, batarsam da batayım' diye düşündüm. Koleksiyonu dağıttık ve zincir departmanlarla başladık. O gün keşke 40 bin adet ürün yapsaydım. Ürün girdikten sonra üçüncü ayında ürünler bitti. İnsanların bu yöndeki açlığını hissettik biz. Sonrasında evrimleşti, iş oraya kadar gitti. Diğer markalar da biraz fark etti bunu artık ortalık da renklenmeye başladı. Bugün de koleksiyonu gördüğünüzde bizde basic bir şey yok. O basic'lerin içinde mutlaka renkli, aradan yaramazlığımızı anlatan bir hikâye var. Koleksiyon böyle başladı, buraya kadar da geldi." Markanın art direktörlüğünü kendisinin yaptığını ancak güçlü bir tasarım ekibinin de olduğunun altını çizen Selçuk, "Ama markanın çizgisi yani hiç ayrılmayan o standart çizgisi, art direktörlüğü hâlâ bende" diyor.

Haberin Devamı

Modaya meydan okuyor

'Cinsiyetsiz koleksiyon'

Selçuk, markayı en çok hangi yaş aralığının tercih ettiğini ise şu sözlerle açıklıyor: "Aslında plan biraz teenage (genç) grubuydu. Ama teenage'den öteye de gitti. Bugün 45 yaş üstü birçok kişi Bad Bear giyiyor. İçinde farklı bir şey arayanlara, renkli sevenlere, basic içinde de bir hareketi arayanların tamamına aslında hizmet verebiliyoruz. Çoğunluk erkekler, aslında 90'a 10 gibi bir oran. Ama önümüzdeki dönemlerde kadın koleksiyonlarında ciddi farklılıklar olacak. Ondan sonra kadın müşterilerimiz çoğalacaktır.'

Haberin Devamı

'Hiçbir şey şansla değil...'

Seyhan Selçuk, genç girişimcilere tavsiyelerini de şöyle açıklıyor: "Çalışmak zorundayız. Hiçbir şey şansla değil. Eğitilmek ve çalışmak zorundayız. İşime aşığım, sorsanız 'hobin nedir?' diye benim hobim çalışmak. Çalışmadan bir yere varmak mümkün değil. Hele bizim bulunduğumuz coğrafyada hiç mümkün değil. Şans da bir yere kadar..."

EN ÇOK OKUNANLAR

KEŞFETYENİ

İlgili Haberler