Milliyet Executive Onarıcı tarımla kaldıraç olacak

Onarıcı tarımla kaldıraç olacak

08.01.2024 - 04:09 | Son Güncellenme:

Kırsal ekosistemlerin verimliliğini artıracak modeller geliştiriyoruz. Türkiye'de onarıcı tarım ve bütüncül yönetim anlayışının yerleşmesini sağlayarak sistemsel dönüşümün tetikleyicisi, Onarım Çağı'nın kaldıracı olmayı amaçlıyoruz."

Onarıcı tarımla kaldıraç olacak

Ebru Sungur- Sürdürülebilirlik, iklim kriziyle mücadele için yetmez, onarmamız da lazım..." Böyle diyor, Anadolu Meraları CEO'su Yasemin Kireç... Anadolu Meraları, iklim kriziyle mücadele ve adaptasyon süreçlerine onarıcı sistemler kurarak destek olan bir sosyal girişim. Dünyada onarıcı tarım ve bütüncül yönetimin öncüsü, uluslararası Savory Enstitüsü'nün Türkiye'deki tek gözesi (hub) ve uluslararası sosyal girişim ağı Ashoka Network'ün de bir parçası. Yasemin Kireç anlatıyor: "2013 yılından bu yana onarıcı tarım ve bütüncül yönetim alanında eğitimler veriyor, yüksek ölçekli işbirliği modelleri hayata geçiriyoruz. İsveç, ABD, İspanya, Moğolistan ve Mısır ekibimizin eğitim ve proje faaliyetleri yürüttüğü ülkelerden. İnsanların hem birbiriyle hem de gezegenimizle uyum içinde yaşamayı öğrendiği bir dünya için Türkiye'de onarıcı tarım ve bütüncül yönetim anlayışının yerleşmesini sağlayarak sistemsel dönüşümün tetikleyicisi, Onarım Çağı'nın kaldıracı olmayı amaçlıyoruz."

Haberin Devamı

Tüm halkalarda dönüşüm

Misyonlarını, "Gıda hakkını, tarım ve hayvancılığın geleceğini tehdit eden iklim krizi karşısında gözetmek ve doğal afetlere dirençli, üretirken toprağı iyileştiren, ekolojik, ekonomik ve toplumsal onarımı aynı anda sağlayan onarıcı sistemler kurarak, tarladan çatala zincirin tüm halkalarında dönüşümü başlatmak" şeklinde özetleyen Kireç, şöyle devam ediyor: "Bu vizyon ve misyona dair stratejimiz ve iş modelimiz, bütüncül yönetim, onarıcı tarım pratikleri içeren hizmetler sunarak bireylerin, toplulukların, kurumların ve ekosistemin kaynaklarını harekete geçirebilme kabiliyetlerini artıran ve kapasitelerini geliştiren işbirliği modelleri tasarlamak. Global ölçekte şirketler, yerel düzeydeki çiftlikler, sosyal girişimler ve kamu kurumları arasında güç birliği sağlayacak ve kırsal ekosistemlerin verimliliğini artıracak modeller geliştiriyoruz. Zincirin tüm halkalarında, sistemsel dönüşümü başlatma misyonumuzu gerçekleştirmek, iklim değişikliği nedeniyle tehdit altında olan gıda hakkı çözüm süreçlerine destek olmak ve tüm bunları yaparken ekolojik, ekonomik ve toplumsal onarımı sağlamak için bu girişimci yaklaşımın zaruri olduğu inancındayız."

Haberin Devamı

İki kuzen kurdu

Anadolu Meraları sosyal girişimini aynı zamanda kuzen olan Durukan Dudu ve Volkan Büyükgüngör'ün kurduğunu belirten Yasemin Kireç, "Amerika'daki Savory Enstitüsünden bütüncül yönetim eğitimini aldıktan sonra Türkiye'de bu metodu uygulayarak onarıcı tarım ve hayvancılık üzerine çalışmaya başladılar. Gıda ve tarım ekosisteminde üretirken, bu ekosistemin içine girdikçe sistemsel dönüşümün gerekliliğinin daha da farkına vardılar. Bu dönüşüm için de, bütüncül bir yaklaşımla, ekosistem olarak çalışmanın kilit bir rol oynadığını gördüler. 'Anadolu Meraları' bu eksikliği kapatma misyonuyla doğdu ve bundan sonraki süreçte, kendileriyle benzer bir yaklaşımla hayatı ve sistemi dönüştürmek isteyen pek çok kişiyle yolları kesişti, bunlardan biri de benim" diyor.

Sürdürülebilirlik yetmiyor

Uzun dönemdir farklı sektörlerin gündem maddesi haline gelen sürdürülebilirlik kavramının, dünyanın içinde bulunduğu krizlere karşı yeterince çözüm sunamadığını vurgulayan Kireç şöyle devam ediyor: "Bugün artık çok daha geniş bir kesimde sürdürülebilirliğin ötesinde, 'onarım'a duyulan ihtiyaca dair büyük bir farkındalık var. Anadolu Meraları olarak biz 10 yılı aşkın bir süredir bu perspektifle ilerliyoruz. Onarımın sadece toprakta, ekolojik bir onarım değil, aynı zamanda ekosistemin diğer paydaşlarını da içeren sosyolojik ve ekonomik bir onarım da olması gerektiğini, bunun ancak sistemsel dönüşümle mümkün olduğunu bugün artık birçok kurum anlamış durumda. Bu paydaşlar, rekabet etmek yerine işbirliği yapmanın ne kadar önemli olduğu dile getiriyor ve bu yönde adımlar atıyorlar. Onarımın bir hayal değil, onarıcı tarımın da, onarıcı pratiklerin çok ötesinde, bütünü gözeten bir iş modeli olduğunu anlatıyoruz. Bu anlayış, global ölçekte farklı alanlardan özel sektör aktörleri ve politika yapıcıların da giderek ilgi alanına girmiş durumda."

Haberin Devamı

İsveç'te 3 ay kırsal yaşam deneyimi sunuyor

Haberin Devamı

Yasemin Kireç, yeni projelerini şöyle anlatıyor: "Bu yaz, Regenhive girişimimizin Regenhive Onboarding projesi hayata geçecek. Regenhive'ın İsveç'te bulunan yerleşkesinde, 3 aylık bir yolculuk olarak tasarlanan, katıcılımcılara kırsalda bir ekosistemin içinde yaşama dair bilgi ve deneyim kazandıracak, onları destekleyecek bir program. Ekosistem olarak birbirimize destek olmamızı sağlayacak ağ kurma çalışmalarımız ve bunun için geliştirdiğimiz Regenhive Online Platformu daha aktif çalışmaya başlayacak. Yakın zamanda hayata geçirmek istediğimiz gıda-tarım alanında çalışan gençlerin kapasitesini geliştirme üzerine bir projemiz var. Deprem bölgesindeki tecrübelerimiz ve afet bölgesi deneyimimiz artıyor. Depremden sarsılan coğrafyada tarımsal onarım konusunda neler yapabileceğimizi araştırıyor ve çeşitli kurumlarla görüşmeler yürütüyoruz.

Yeni iş fikirlerini hayata geçirdi

Anadolu Meraları, onarım ekosistemine destek olacak girişimler yaratıyor. Yasemin Kireç şu bilgileri veriyor: "Bunlardan biri SafiMera, onarıcı tarım yoluyla ekosistemleri korumanın ötesinde onaran ve bunun yaygınlaşmasına hizmet eden bir girişim. Onarılma yolculuğunda olan topraklarda yetişen ve sadece otla beslenen hayvanların onarıcı, adil, besleyici et ve et ürünlerini türeticilerle buluşturma hedefiyle yola çıktı. Faaliyete başladığımız 2017 yılından bu yana Türkiye'nin birçok şehrinde bizimle bu yolda yürümek ve aynı zamanda besleyici ve sağlıklı hayvansal gıdaya ulaşmak isteyen çok sayıda türeticimizle SafiMera gıda ekosistemini büyüttük. SafiMera, online ortamda organize ettiği siparişlerinin yanı sıra, birçok büyük şehirdeki satış noktalarına gönderdiği onarıcı, adil ve besleyici şarküteri ürünlerini türeticilere ulaştırdı." Bir diğer girişim olan RegenHive'da "İnsanları, bir güçlendirici geri bildirim döngüsü içinde kapasite oluşturmaya, keşfetmeye, gelişmeye ve yeniden üretmeye nasıl sistemli bir şekilde teşvik edebiliriz?" sorusuna odaklandıklarını anlatan Kireç, şöyle devam ediyor: "Bu soruya 3 simbiyotik bileşenden oluşan kapsamlı bir ekosistem olan RegenHive'ı inşa ederek cevap veriyoruz. Topluluk Kuluçka Merkezi Köyler, onarıcı girişimlere öğrenme ve gelişim kaynakları sunan fiziksel merkezler, bölgesel ölçeklendirmeyi teşvik ediyor. Kapasite ve dağıtım programları, onarıcı girişimciler ve paydaşlar için talep üzerine eğitim ve altyapı sağlayarak dinamik bir öğrenme topluluğu oluşturuyor. Yakın zamanda ekosistemimizin etki ve verimliliğini artıran araçlar, eşleştirme ve kitle fonlamadan başlayarak hukuki ve yazılı altyapı destekleri de sağlayacak." Kireç, ekoloji ve teknolojiyi birleştirdikleri RegenSense konusunda da şunları söylüyor: "Aynı isimle geliştirdiği, uzaktan gözlem teknolojileriyle, ekosistemin sağlığının takip edilmesini ve onarıcı tarım uygulamalarının etkisinin ölçülmesini sağlayan bir ürünü var. Uydu görüntülemesinin, drone görüntülemesinin ve araziden toplanan bilgilerin, yapay zekanın bir dalı olan makine öğrenmesi teknolojisiyle işlenmesiyle topraktaki organik karbon miktarının ve çeşitli içeriklerin ölçülmesini, su döngüsünün, enerji akışının, biyoçeşitliliğin ve bunların pek çok kırılımının gözlenmesini sağlıyor."