Marilyn Monroe ile Kraliçe Elizabeth'in büyük buluşması! 'Tüm rujunu yalamış'

Marilyn Monroe 1956 yılında 'Prens ve Şov Kızı' filmin çekimleri için İngiltere’ye gitti. Monroe'nun İngiltere yolculuğu için büyük umutları vardı.

Amacı saygın bir oyuncu olan ve yönetmenliğe soyunan Lawrence Oliver ile çalışabilmekti. Olivier’ın amacı ise Monroe ile gişesine katkı sağlamak ve işi biraz daha popüler hale getirmekti.

Oliver’ın züppe tavrı Monroe'yu şok etmişti ve sahne korkusuyla tanınan aktris, repliklerini sürekli değiştiriyor, sete gitmeyi erteliyor ve bazen soyunma odasından çıkmayı reddediyordu. 

Üstelik uyku ve kilo verme haplarına bağımlı olan Marilyn, aşırı dozda uyuşturucu kullandığından şüphelenilerek bir sabah erkenden hastaneye kaldırıldı.

Üç günlük çekimleri kaçırmıştı ve sonra işe geri döndü. Bütün bu yaşananlardan bir kaçış olarak Monroe, Kraliçe II. Elizabeth ile tanışmayı hayal etti.

Yıl 1956’yı gösteriyordu ve nihayetinde 30 yaşındaki Marilyn Monroe, o esnada yeni filmi 'The Battle of the River (River Plata Muharebesi)'ın Kraliyet Komutanlığı Performansı’na katılmak için davet aldı.

Kraliçe II. Elizabeth’le tanışacağı gün olan 29 Ekim’de Marilyn Monroe, filminin setine bile gelmedi. Bunun yerine saçını ve makyajını yaptırdı ve ardından birkaç personelin yardımıyla özel seksi lame elbisesini, ardından da uzun eldivenler ve platform sandaletlerini giydi.

Parfümünü sıktı, kocası ve ortak yapımcısı Milton H. Greene ile birlikte arabaya bindi. Michelle Morgan tüm bu yaşananları anlattığı 'Marilyn Kraliçeyle Tanıştığında' adlı kitabında yazanlara göre şoför, Londra'daki Empire Tiyatrosu’nun önünde dururken, sanki tüm İngiltere dışarıda toplanmış gibiydi.

Monroe kocaman gülümsedi, sonra muhteşem elbisesini ortaya çıkarmak için pelerinini geri attı. Fotoğrafçılar çıldırmış gibi peş peşe flaşları patlattı, çığlık atan hayranları Monreo’nun göz kamaştırıcı elbisesine bakmaktan kendini alamadı.

O sırada orada bulunan Jane Morgan ise burnunu çekti ve "Bayan Monroe, böyle giyinmek için korkunç bir aşağılık kompleksine sahip olmalı" diyerek bağırdı.

Monroe için bütün bunlar önemsizdi. Çünkü bu olay İngiltere'deki kasvetli dört ayının en önemli olayıydı.

Aksi takdirde yorucu bir çekim, depresyon, yeni prodüksiyon şirketinin dağılması ve aşırı dozda uyuşturucu ile damgalanacaktı.

Elizabeth siyah, tam etekli bir elbise ve elmas ve zümrüt bir taç içinde, gergin aktris elini tutup reverans yaparken ona yukarıdan aşağı süzerek baktı. 

Marilyn Monroe heyecandan karşısında bir prens varmış gibi reverans yapmaya devam etti. Sonra ikili, Monroe ve Miller'ın Windsor Şatosu yakınlarında yapmaktan keyif aldıkları bisiklet gezileri hakkında birkaç dakika sohbet etti.

Monroe için unutulmaz bir akşamdı. Gazetecilere verdiği demeçte, "Kraliçe çok sıcak kalpli, çevreye tatlılık yayıyor" dedi.

Basın, kraliyet yetkilileri ve birçok aktör, Monroe'nun kraliçeyi ve kız kardeşini gölgede bırakan açık elbisesine duydukları dehşeti dile getirirken, Elizabeth'in kendisi bunu fark etmemişe benziyordu.

Kraliçe bir arkadaşına, “Bayan Monroe'nun çok tatlı bir insan olduğunu düşündüm. Ancak onun için üzüldüm çünkü o kadar gergindi ki tüm rujunu yalamıştı" dedi.