
Evli, 3 çocuk babası olan Şehzadeler Kaymakamı Fatih Genel, 1994 yılında 'efsane vali' olarak anılan Recep Yazıcıoğlu'nun görev yaptığı Erzincan'da stajyer olarak mesleğe adım attı. Bugüne kadar Türkiye'nin çeşitli illerinde önemli görevlerde bulunan Genel, Burdur'un Çavdır ilçesinde başladığı kaymakamlık görevini; Afyonkarahisar, Giresun ve Kilis'te vali yardımcılığı, Sivas Gemerek, Balıkesir Havran, Çanakkale Biga, Adana Yüreğir ve İzmir Bornova kaymakamlıkları izledi. Kaymakam Genel, halen Manisa'nın tarihi ilçesi Şehzadeler'de görevini sürdürüyor.Balıkesir Havran'da 2006 yılında görev yaparken, Sultan Abdülhamid ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin merhum Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş'ın hayatından ilham alan kaymakam Genel, geleneksel okçuluğa başladı. Okçuların başparmağını korumak için kullandığı zihgir yapımını da öğrenmeye başlayan Genel, kendi zihgirini kendisi yaparak bu sayede el sanatlarına olan ilgisini de keşfetti. Manda boynuzundan yapılan zihgir üretimini sanat haline dönüştüren kaymakam Genel, bu alanda Kültür ve Turizm Bakanlığı'ndan 2016 yılında ustalık belgesi aldı. Boynuzlardan artan malzemeleri değerlendirmek amacıyla çeşitli objeler ve kolyeler tasarlayan Genel, zamanla eski kılıç ve bıçakların restorasyonuna da yöneldi. Rahmetli babasının mesleği olan demirciliği de öğrenen Genel'in ürettiği el yapımı Çerkez bıçağı, Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından 'tasarım tescilli kültürel eser' olarak kabul edildi. Genel, 2018 yılında ise geleneksel bıçak ustalığı belgesi almaya hak kazandı.
Bürokratlığının yanı sıra dörtnala koşturduğu at üzerinde ok atmasıyla dikkati çeken Kaymakam Genel, evinin bahçesinde kurduğu atölyesinde yaptığı el emeği eserleri, makam odasında sergiliyor. Sultan Abdülhamid'in marangozluğu, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin merhum Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş'ın fotoğrafçılığı gibi büyük devlet adamlarının uğraşlarından esinlendiğini belirten kaymakam Fatih Genel, "Onlar zaman bulabildiyse biz de bulabiliriz' diye düşündüm. Önce fotoğrafçılıkla ilgilenmeye başladım. Sonra ata olan merakım gelişti. Atlı okçulukla ilgilenmeye başladığımda bunun geleneksel sanatları tetiklediğini fark ettim. Çünkü at üstünde ok atmak istiyorsanız; kılıç, deri, eyer, ok ve yay gibi birçok konuda bilgi sahibi olmanız gerekiyor" diye konuştu.
'DEMİRCİ VE NALBANT OLAN BABAMIN ETKİSİ OLABİLİR'
El sanatlarına ilgisinin zihgirle başladığını, okçuların başparmağını korumak için kullandığı bu aparatı tanıtmak amacıyla yaklaşık 500 kişiye yaptığını ve bu sayede Kültür ve Turizm Bakanlığı'ndan ustalık belgesi aldığını anlatan kaymakam Genel, "İlk olarak zihgir yapmaya başladım. Bu ürün, manda boynuzunun sadece sivri uç kısmından üretiliyor. Geriye kalan kısmını ise atmak istemedim. Artan parçalarla çeşitli objeler ve figürler tasarlamaya başladım. Daha sonra kolye gibi aksesuarlar yaptım. Ardından eski bıçak ve kılıçları restore etmeye başladım. Çünkü Osmanlı da aynı malzemeleri kullanıyordu. Sonra düşündüm; neden eskilerini onarmakla yetiniyorum, yenisini yapayım dedim. Rahmetli babam da demirciydi. Aynı zamanda nalbanttı. Çünkü eski nalbantlar kendi demir işlerini de yapmak zorundaydı. Çocukken onun demircilik becerilerine tanıklık ettim. Belki onun da etkisi olmuştur. Zamanla ben de demir dövme sanatını öğrenmeye başladım. Bu alanda da Kültür Bakanlığı bana ustalık belgesi verdi. Ürettiğim Çerkez bıçağı, Türkiye'de bu tasarımla yapılmış ilk örneklerden biri. Dünyada benzerleri Rusya'nın Kafkasya bölgesinde bulunuyor, ancak Türkiye'de bu özgün tasarımda yok" dedi.
'SANATIN DEĞERİ BİLİNMELİ VE DESTEKLENMELİ'
Kaymakam Genel, "Ziyarete gelenler şaşırıyor. 'Böyle bir kaymakam odası görmedik, burası müze gibi, sanat galerisi gibi' diyorlar. Bu yorumlar beni mutlu ediyor. Eski eserlere, kültürümüze ait olan objelere sahip çıkmayı seviyorum. Onları restore ediyor ve yaşatmaya çalışıyorum" diye konuştu.
Türkiye'de el sanatlarının genellikle hobi düzeyinde başladığına ancak sürdürülebilir olamadığına dikkati çeken Genel, bu alandaki üretimin ekonomik karşılık bulmasının önemli olduğunu ifade etti.Kaymakam Genel, "Çevremde, eskiden resimle, sanatla ilgilenip artık yapmayan birçok kişi var. Bu işlerin sürdürülebilir olabilmesi için ticari bir değeri de olması gerekiyor. Zihgir hariç, çünkü onu Türk halkına bir borç olarak görüyorum. Bugüne kadar en az 500 kişiye ücretsiz zihgir yaptım ve yapmaya da devam edeceğim. Ancak bıçak gibi ürünlerin ticari yönü de olmalı. Almanya'da bir el yapımı bıçağın 1500 avroya satıldığını gördüm. Türkiye'de 150-200 avro olsa, ustalar bayram eder. Bu nedenle sanatın değeri bilinmeli ve desteklenmeli" diye konuştu.
'ERTELEMEYİN, HEMEN BAŞLAYIN'
Yaptığı işleri aynı zamanda bürokratik yaşamı daha anlamlı kılmanın bir yolu olarak gördüğünü belirten kaymakam Genel, birçok kişinin hayalini kurduğu üretken yaşamı ertelememesi gerektiğini vurgulayarak, "Aslında yaptığım şey, bürokrasiyi daha keyifli hale getirmek. Birçok kişi, emekli olduktan sonra marangoz atölyesi açmak, resim yapmak gibi hayaller kurar. Ben de onlara diyorum ki; hayallerinizi ertelemeyin, hemen şimdi başlayın. Özellikle kamu görevinde olanlara seslenmek istiyorum. Hayallerinizi emekliliğe bırakmayın. Ne yapacaksanız, bugün yapın" dedi.