Balat, Nişantaşı, Berlin

Her şey yönetmen Ezel Akay’ın Balat’a taşınma hayaliyle başladı. Güzel bir ev, altında da bir dükkan istiyordu. Önce bir şarküteri açmayı düşündü. Ama kısmet meyhaneyeymiş... Agora 1890 adını taşıyan meyhane semtin sevilen mekanlarından biri haline geldi zamanla. Akay şimdi hayalini genişletiyor. Önce Nişantaşı, daha sonra Berlin...

Ezel Akay’ın Agora Nişantaşı adını taşıyan yeni meyhanesi bir ay kadar önce açıldı. Yönetmenin Balat’taki mekanını bilenler için yeme-içme anlamında bir sürpriz yok. Aradaki
tek farkı “Nişantaşı Agora tam bir mahalle meyhanesi gibi. Burada yaşayan insanlar geliyor. Genelde yürüyerek... Oysa Balat’a İstanbul’un her yerinden insanlar geliyor”
diye açıklıyor Akay.

“Turşular da özel peynirler de...”

Yönetmenliğin de faydasını görmüş Akay. “İşletmecilik, benim setlerden alıştığımdan farklı değil. İnsanlarla mücadeleyi gerektiriyor” diyor. Yollarda geçen hayatın faydası ise tedarikçi dostlar edinmekte görülmüş. Mekanın malzemeleri Antakya, Gaziantep ve Trakya gibi üç ana merkezden geliyor. “Antakya’dan örneğin kurutulmuş, dövülmüş biber acılısı geliyor. ‘Acılı, ekşili Antakya’ diyoruz. Bir tek Antakyalılar bilir. Kırklareli’nden dört yıl bekletilmiş bir beyaz peynir alıyoruz. Gürkaşlar... En özenli üretilen beyaz peynirlerden biri... Ankara, Çubuk’tan aldığımız özel turşular var” diye anlatıyor usta yönetmen.

Turşularla birlikte kendi lakerdalarını, balık pastırmalarını yaptıklarını söylüyor övgüyle. “Özellikle nane turşusu” diyor: “Osmanlı mutfağının en incelikli lezzetlerinden biri.” Dana yanak ve dilden yaptıkları söğüşe de vurgu yapıyor. Her mevsimin otunu kullandıklarını da, üstelik sadece Ege otları değil; Karadeniz ve İstanbul çevresinden gelen otlar da var, anlatıyor.

Ezel Akay yemek yapmaktan, sofrada olmaktan zevk alan insanlardan. İster Balat’takine isterseniz de Nişantaşı’ndaki yeni Agora’ya gidin, ünlü yönetmeni önlüğüyle görebilirsiniz. Agora çok yakında Berlin’de de yerini alacak. Ayın birkaç gününü Almanya’da geçirdiği için Akay’ı orada da önlüğüyle görebileceksiniz...

“Bu işten bir de film çıktı”

Ezel Akay’dan yeni film müjdesi de var: “Yazar arkadaşım Gürsel Korat’la birlikte ‘Aşçı ve Prenses’ adlı bir yemek filmi yazdık. Türkiye-Çin ortak yapımına dönüştü. Bir Selçuklu aşçısıyla bir Şaman kadın aşçının, prensesin maceraları diyebileceğimiz bir film... Hem Anadolu’dan, ta Selçuklu’dan hem de Asya’dan yemek kültürüne baktık.”