Pazarİnci Türkay: Bu filmin hayali yıllardır bizimleydi

İnci Türkay: Bu filmin hayali yıllardır bizimleydi

01.06.2025 - 02:00 | Son Güncellenme:

İnci Türkay’a sorular hazırlamak için internette sörf yaparken acayip hüzünlendim. Çünkü “Sihirli Annem”den bu yana geçen 22 yılda, diziden tanıdığımız birçok ünlü göçtü bu dünyadan…

İnci Türkay: Bu filmin hayali yıllardır bizimleydi

Ali Eyüboğlu - İki yıl önce 47 yaşında uykusunda ölen “Sihirli Annem”in senaristi Gamze Özer’le sohbetlerimiz geldi aklıma… “Kınalı Kar” döneminden tanıdığım Gamze Özer, evlenip Rodos’a yerleştiği dönemde de iyi bir haber kaynağımdı. Çünkü suyun karşı yakasında da dizi dünyası için senaryo yazmaya devam ediyordu. Mekânı cennet olsun. “Sihirli Annem” dizisinin başrol oyuncusu olarak izlediğimiz İnci Türkay, yıllar sonra bu kez cuma günü vizyona giren “Sihirli Annem: Hepimiz Biriz” filmiyle sinemaseverlerin karşısında.

Haberin Devamı

İnci Türkay’la nostalji yaşadığı Alkent Etiler Sitesi’ndeki Da Lupo’da buluştuk. Senelerce oturduğu Etiler‘deki mülkünü satıp Londra’da ev alan oyuncuyla ekrandan uzak yıllarının nasıl geçtiğini, yeni filmini, Londra serüvenini, yılın büyük bir bölümünü Asos’ta geçiren eşi Atilla Saral’la ilişkilerini konuştuk.

Dizinin senaristi Gamze Özer genç yaşta öldü, Defne Joy Foster da öyle. Mümtaz Sevinç, Ayla Arslancan, Oğuz Oktay, Lale Oraloğlu ve Metin Serezli gibi rol arkadaşlarınızı kaybettiniz. Bu konuda neler söylemek istersiniz? 

Bu isimleri yan yana duyduğumda, içimde tarifsiz bir sızı oluyor. Her biri, hayatıma sadece mesleki değil, insani olarak da dokunmuş çok özel insanlar. Özellikle Gamze Özer... O benim çok yakın dostumdu. Kalemi kadar kalbi de güçlüydü. Onunla geçirdiğimiz zamanlar, paylaştığımız hayaller ve kahkahalar bugün hâlâ kulağımda. Eksikliği sadece profesyonel anlamda değil, çok derin, çok kişisel bir boşluk. 

Haberin Devamı

Metin Serezli benim ustamdı. Yıllarca aynı sahneyi paylaştık tiyatroda. Sadece oyunculuğuna değil, hayattaki duruşuna da hayrandım. Onunla sahnede olmak her seferinde bir okul gibiydi benim için. Nezaketi, zarafeti, her zaman aklımda. 

Defne Joy Foster’ın ışığı çok özeldi. Onun enerjisi sete adımını attığı anda yayılırdı. Mümtaz Sevinç’in ağırbaşlılığı, Ayla Arslancan’ın tatlılığı, Oğuz Oktay’ın içtenliği, Lale Oraloğlu’nun asaletli duruşu… Her biri birer yıldız gibi geçti hayatımızdan. Ve en son Seda Fettahoğlu… Onun kaybı hâlâ çok taze. Onlarla geçirdiğim zamanları, öğrendiklerimi, paylaştıklarımızı hep hatırlıyorum. Bazen bir replikte, bazen bir bakışta, bazen bir sessizlikte yeniden karşılaşıyoruz. Hayat, bizlere ne kadar kıymetli olduğunu bu ayrılıklarla hatırlatıyor. 

İnci Türkay: Bu filmin hayali yıllardır bizimleydi

“Sihirli Annem” dizisinin asistanlarından Mustafa Kotan’ın “Sihirli Annem: Hepimiz Biriz”in yönetmeni olacağını öğrendiğinizde ne düşündünüz? 

Mustafa’yı ilk günden beri tanırım. “Sihirli Annem” setine dördüncü asistan olarak geldiğinde bile içindeki enerji, özeni ve sevgisi hemen hissediliyordu. 20 yıldır bizimle. Sadece işini yapmakla kalmadı, hepimizin kalbini kazandı. Zaman içinde kendini çok geliştirdi hem teknik olarak hem de insan ilişkilerinde inanılmaz bir yol aldı. Bu işi, bu ekibi, bu dünyanın ruhunu çok iyi biliyor. O yüzden duyduğumda hiç şaşırmadım. Mustafa’nın bu projeye yönetmen olarak imza atması hem çok kıymetli hem çok anlamlı. Geçmişin emeği, bugünün gururu oldu onun bu yolculuğu.

Haberin Devamı

Şimdiye kadar “İyi ki yapmışım” dediğiniz neler var? 

En büyük ‘İyi ki’m kesinlikle oğlum; onun varlığı hayatımın en anlamlı, en güzel parçası. 

Spor ya da özel beslenme programları gibi ritüelleriniz var mı? 

Her işimi kendim yaparım, her yere yürüyerek giderim, her şeyi yerim ama bence hayatın en önemli kelimesi ‘doz’. Her şeyi yeteri kadar yapmak önemli. Ve tabii gülmek, pozitif ve iyiliğe motive olmak çok önemli.

İnci Türkay: Bu filmin hayali yıllardır bizimleydi

‘‘Sevdiğiniz bir günlüğü açmak gibi’’

“Sihirli Annem” dizisinden tam 22 yıl sonra “Sihirli Annem: Hepimiz Biriz” filminde aynı karakteri oynamak için kamera karşısına geçince neler hissettiniz? 

Haberin Devamı

Sanki yıllar sonra eski, çok sevdiğiniz bir günlüğü açmak gibi. Betüş benim için sadece bir karakter değil; yıllar boyunca izleyicinin kalbine dokunan, sevgiyle, neşeyle, umutla büyüttüğümüz bir dost. Betüş’le yeniden buluşunca hem geçmişin tatlı anıları gözümde canlandı hem de bugün daha anlamlı oldu. 

Sete adım attığım an, o eski aile ortamı, çocukların neşesi, yarattığımız o büyülü dünya sanki hiç kaybolmamış gibiydi. Seyircimizin sevgisiyle yeniden hayat bulmak… Bu tarifsiz bir mutluluk. İçimde hem eski Betüş’ün heyecanı vardı hem de bugünkü Betüş’ün olgunluğu. Ve en önemlisi, yıllar geçse de sevginin, iyiliğin ve hayallerimizin kaybolmadığını bir kez daha gördüm. 

İnci Türkay’ın 22 yıl öncesini ve bugünü anlatın dense, neler söylersiniz? 

22 yıl önce yola çıktığımda içimde güçlü bir merak, bitmek bilmeyen bir öğrenme arzusu ve dünyayı tüm yönleriyle keşfetme isteği vardı. Hayal kurmaya tutkuyla bağlıydım. O günkü coşkum, bugün hâlâ içimde aynı tazelikle yaşıyor. Zamanla değişen şey ise belki daha çok gözlem yapan, daha derin düşünen, kendini ve dünyayı daha çok sorgulayan birine dönüşmem oldu. 

Haberin Devamı

Geçen zamanda kendimle yarıştım çoğu zaman. Konfor alanımın dışına çıkmak, benim için bir cesaret göstergesi değil, neredeyse bir gereklilik oldu. Çünkü üretmek sadece dış dünyaya değil, iç dünyaya da bakmayı gerektiriyor. Edebiyat, felsefe, psikoloji sadece ilgi alanlarım değil, oyunculuğumun da beslenme kaynakları oldu. Arayışım sadece sahnede değil, yaşamın her anında devam etti. Bugün de aynı yolda yürüyorum. Hâlâ şaşırabiliyorum, hâlâ öğrenmeye çalışıyorum. Belki de farkı şu: Cevaplardan çok, iyi sorular sormanın peşindeyim. 

Nasıl bir karakterle seyircilere ters köşe yapmak istersiniz? 

Benim için önemli olan, her rolün içinden bir parça kendimi bulabilmek ve izleyiciye samimi bir hikâye sunmak. Belki güçlü, sıra dışı ama aynı zamanda kırılgan bir karakterle seyircilerimi şaşırtmak isterim. 

“Londra beni her yönüyle büyüledi”

Yıllardır Londra’da yaşıyorsunuz. Niye Londra? 

Yaklaşık 25 yıl önce dil okuluna gitmek için Londra’ya gittiğimde, burası beni her yönüyle büyülemişti. Sanatı, doğası, kültürü… Hepsi bir arada, âdeta yaşanabilir bir masal şehri gibiydi. O an kendi kendime söz verdim: “Belki ben değilsem bile, bir gün çocuğum bu imkânlardan faydalanacak,” dedim. Londra, sadece bir şehir değil; insanı dönüştüren, hayal gücünü ve yaratıcılığını besleyen güçlü enerjisi olan bir yer. Burada olmak, sadece yaşam alanımı değil, dünyaya bakışımı da zenginleştirdi. 

22 yılda neler değişti bıraktığınız İstanbul’da? 

Hem iyiye giden yanları hem zorlukları var. Şehir büyüdü, hareketlendi, kültürel anlamda daha zenginleşti ama trafik ve yaşam koşulları da maalesef zorlaştı. İstanbul hâlâ büyüleyici, hâlâ insanı içine çeken bir şehir ama bu değişimle beraber daha sabırlı ve dayanıklı olmayı da öğrenmek gerekiyor.

“Bu film Gamze’ciğimin hayaliydi”

Bu film için size teklif nasıl geldi? Çekimler ne kadar sürdü? Kamerayı özlemiş miydiniz?

Aslında bu filmin hayali yıllardır bizimleydi. Gamze’ciğim hayattayken “Bir gün bu hikâyeyi beyazperdede anlatmalıyız,” derdi hep. Hepimiz çok istiyorduk ama bir türlü bize inanan, bu hayali gerçekten taşıyacak bir yapımcı bulamamıştık. Bu yüzden yıllarca sadece güzel bir hayal olarak kaldı. Taa ki Polat Yağcı ve Poll Films’le yollarımız kesişene kadar. Dolayısıyla bu teklif geldiğinde hiç düşünmeden “Yaşasın, tamam,” dedim. Çünkü bu film sadece bir proje değil; yılların özlemi, emeklerin karşılığı ve sevgi dolu birlikteliğimizin sonucu oldu.

Bu ekibi çok özlemişim çünkü onlar benim ailem gibi. Yıllar boyunca birlikte büyüdük, güldük, paylaştık. O yüzden sete adım attığım an, sanki yıllar hiç geçmemiş gibi hissettim. O dünyaya yeniden dönmek tarifsiz bir mutluluk.

“İnci’s Drama Club eylülde İstanbul’da”

Ekranlardan uzak kaldınız peki, sanattan kopmamak için Londra’da neler yaptınız? 

Londra’da sanattan hiç kopmadım, başka bir şekilde içinde olmanın yollarını buldum. Kurduğum İnci’s Drama Club ile hem çocuklara hem yetişkinlere yaratıcı drama dersleri veriyorum. 23 Nisan ve 29 Ekim gibi özel günlerde konsoloslukla birlikte kutlamalar düzenleyip, sahnede güzel işler çıkarıyoruz. Çocukların enerjisi benim için her zaman büyük bir ilham kaynağı. Harika bir ekibim var. İngiltere ve Avrupa’nın zengin tiyatro dünyasında çok fazla oyun izledim, workshop’lara katıldım, sürekli kendimi geliştirmek, yeni şeyler öğrenmek için çabaladım. Bir arkadaşımla açtığımız YouTube kanalıyla hayatın farklı alanlarına dokunmaya çalışıyoruz. 

Ve en heyecan verici haber: İnci’s Drama Club İstanbul’a geliyor! Eylül ayında burada da şubelerimizi açıyoruz. Sanatın dili evrensel ve bu yolculuğu ülkemde, çocuklar ve yetişkinlerle paylaşmaya devam etmek çok kıymetli. 

Anladığım kadarıyla bundan böyle daha sık İstanbul’da olacaksınız. Seveceğiniz bir dizi teklifi gelse kabul eder misiniz? 

Evet, İstanbul’da daha çok vakit geçirecek olmaktan heyecanlıyım. İçime sinen, uygun bir proje olursa seve seve kabul ederim. 

“Eşimle biraz yakın, biraz uzak dengeli bir ilişki yürütüyoruz”

Siz Londra’da yaşıyorsunuz, eşiniz Atilla Saral ise Asos’ta. Yılın kaç ayı birliktesiniz, kaç ayı ayrı geçiyor? Nasıl başardınız bunu?

Aslında tam olarak gün veya ay hesabı yapmadım. Rakamlarla da aram pek iyi değil ama genel olarak yazları Asos’a geliyorum, o cennet Kuzey Ege’ye. Arada kısa seyahatlerimiz, tatillerimiz oluyor. Bu şekilde hem çok yakın hem de biraz uzak, dengeli bir ilişki yürütüyoruz. 24 saat beraber olmayı ben pek beceremem, kendimden bile sıkılırım açıkçası. O yüzden birbirimize alanlar bırakmak bizim için çok değerli. Bu dengeyi bulmak, ilişkimizin en güzel yanlarından biri. Tabii benim bir oğlum var Ali’m, o hayatımın tam merkezi, her şeyimin odağı.

 

 

KEŞFETYENİ
Sihirli Annem'in Çilek'i evlendi! Düğünden ilk kareler
Sihirli Annem'in Çilek'i evlendi! Düğünden ilk kareler

Cadde | 31.05.2025 - 22:34

Sihirli Annem dizisinde Çilek karakterini canlandıran oyuncu Zeynep Özkaya, pilot sevgilisi Oğulcan Can ile evlendi. Düğünden ilk kareler geldi. İşte detaylar...