PazarTopkapı Sarayı Müzesi

Topkapı Sarayı Müzesi

02.06.2002 - 00:00 | Son Güncellenme:

Bu yıl ilk kez verilen Vehbi Koç Ödülü, Topkapı Sarayı’nın oldu. Böyle bir kurumu desteklemek için önemli. Çünkü müze devletin değil, bizimdir

Topkapı Sarayı Müzesi

Topkapı Sarayı Müzesi

Bu yıl ilk kez verilen Vehbi Koç Ödülü, Topkapı Sarayı’nın oldu. Böyle bir kurumu desteklemek için önemli. Çünkü müze devletin değil, bizimdir

Dünyanın en güzel noktasında yer alır. Bir elden, bir vakitte çıkmış değildir. Aslında muhteşem, üç kıtada hükmeden ama mütevazı bir askeri imparatorluğun hükümdar evidir. Şehri fetheden genç dahi mareşal, kim bilir;
"Bum nevbet mizened der tarem-i Afrasyâb
Perdedar-i mikoned der kasr-ı kayzer ankebud"
(Afrasyab’ın balkonunda baykuş nevbet çalıyor, Kayzerin kasrında örümcek perdedarlık yapıyor) mısralarını terennüm ettiği, Bizans kayzerinin sarayında oturmak istememiştir. Her halükarda Topkapı Sarayı bir devrin ve bir mimarın eseri değildir. Ama planında ve tersiminde bütün şark saraylarında (hatta Bizans’ta) da görülen bir uyum vardır. Devlet, devletin felsefesi ve tebaa ile ilişkileri bu yapıya yansımıştır. 15. yüzyıldan 18. yüzyılın sonuna kadar, inşa edilen pavyonların içinde bir şeye benzemez bölümler olduğu gibi, zarif mütevazı kısımlar (Matbah-ı Amire) bir üniversal imparatorluğun yükseldiği Kubbealtı; IV. Murat’ın trajik, dağdağalı ama zarif iç dünyasını aksettiren Revan ve Bağdat köşkleri, çinileriyle ebedileşen Veliaht Dairesi, tarihimizin en ilginç olaylarının geçtiği Harem’deki Altın Yol bu saydığım bölümlerdendir. Dış Avlu’ya (Bâb-ı Hümayun / Emperyal Kapı) denen dış kapıdan girilir. Bâbüsselam (gişelerin bulunduğu kapı) devletin yönetildiği bölüme açılır. Bu geniş avluda her üç ayda bir ulufe alan yeniçeri ortalarının gulgulesini seyreden, başkentteki sefir süfera ve devletlilere Osmanlı’nın askeri gücü teşhir edilirdi. Avluya bazen ayak direyen, padişahla görüşmek için gelen yeniçeriler de doluşurdu. Osmanlı tarihinin nahoş sayfalarıdır. Nihayet Bâbüssaade’den Saray’ın Enderun kısmına geçilirdi. Topkapı’nın haremi padişahın evidir. Harem sadece harem değildir, o da bu dünyanın bir parçasıdır; her şeyden evvel bir okuldur. Harem’e her giren kız padişahın müstefrişesi olacak değildi; devşirme sisteminin gereğidir, devletin ve padişahın yarattığı bir hizmetli kapıkulu sınıfının kadın üyesidir. Topkapı’nın 19. asra ait ilk evi Mecidiye Kasrı’dır. İstanbul’un hoş noktalarından (Sultan Selim Camii’nden Haliç’i seyreden bir küçük kasır yaptırdığı da malum) deryayı seyretmeye bayılan Sultan Abdülmecid’in eseridir.

Topkapı Sarayı 19. asırda terk edildi. Sultan Mahmud saraydan pek hazzetmezdi ve burada hemen hiç kalmadı. Ama yeni sarayları Sultan Abdülmecid yaptırdı. Ders kitaplarımızda, saraylar yaptırılıp devlet hazinesinin tüketildiğinden söz ederler. Boş laftır. Bu sempatik saray bir padişahın otağ-ı hümayunu dediğimiz çadır kadar dahi göz almaz. 19. asır devleti böyle bir yerde oturamazdı; ne bir sefir kabul edilir ne bir kabul resmi tertiplenebilirdi. Kaldı ki yeni yapılan Dolmabahçe’yi ve sonraki Beylerbeyi’ni Rusya ve Avusturya’daki saraylarla mukayese dahi edemeyiz. Topkapı Sarayı ihtişamlı devletin mütevazı ve mistik bir yapısıydı. Nitekim bütün padişahlar burada tahta geçti, mukaddes emanetler muntazam ziyaret edilirdi; burada sünnet olmak ve hanedan cenazelerinin burada gasli ve kefenlenmesi adetti.
Saray pek uzun yıllar terk edildiği için harap oldu. Topkapı Sarayı’nı cumhuriyet idaresi onardı. Bugünkü müze kesinlikle müze olabilecek bir mekan değil... Güvenlik sistemini kurup geliştirmek bir dert, salonlar teşhir için uygun bir mekan değil... Hazine’nin, dünyada emsali olmayan çini koleksiyonunun, silahların, padişah kıyafetlerinin ve depodaki nice zenginliğin teşhiri mümkün değil... Millet üst üste geziyor. Sarayın eski atölyeleri (yani bir ara Darphane olan yer) müzeye verilmiyor çünkü Tarih Vakfı’na verilmiş, onlar da "çıkmam" diyor. Bu kadar zenginliği olan bir ülkede halen niçin Milli Müze kurulmaz, anlaşılır gibi değil... Uygun alanda, uygun tersimle yapılan bir milli müze kompleksi kaçınılmaz.
Topkapı Sarayı en zor şartlarda harikalar yaratan, fedakar müzeci kadrolara sahip oldu. 1978’de Kremlin Müzesi genel müdürü Türkiye’ye geldiğinde Topkapı, Efes, Ankara Medeniyetleri müzelerini gezmişti; "Kaç para maaş alırlar, madalyaları var mı?" diye sorduydu. Cevabın ne olduğu malum, o zaman; "Demek ki çok vatanseverler" demişti. Bu bir hiciv değildi. Kendi dünyasının değerlerinin gözlüğüyle durumu ifade ediyordu. Devlet müzelerle baş edemiyor, gerçi 1998’den beri Topkapı Sarayı’na Kültür Bakanlığı trilyonlar yatırdı ama yetmez, yurttaşların keseyi açıp yardım etmesi gerekir. Topkapı’nın müdürü Dr. Filiz Çağman, bu külliyenin eski yazmalar bölümünün sorumlusuydu, tanınmış bir uzmandır. Kendini saraya adamıştır. Topkapı Arşivleri Sorumlusu Ülkü Altundağ hayatını bu eserleri korumaya vakfetmiştir. Müzenin çini eserleri ve silahlar gibi bölümleri de vardır.
Bu yıl ilk defa ihdas edilen Vehbi Koç Ödülü Topkapı Müzesi’ne verildi. Böyle bir kurumu desteklemek için örnek bir başlangçtır. Müzeye yapılan bağışlar, Hazine Dairesi’nin yeniden düzenlenmesi de bu cümledendir. Müze devletin değil, bizimdir. Bizim tarihimizin ifadesidir; koleksiyonlar ve binalar zarar görür, geriler, yıpranırsa bizim kimliğimizde boşluklar ve yaralar meydana gelir. Müzenin girişleri biraz pahalı görünüyor. Bu işin de düzenlenmesi gerekir. Vakıa toplu okul gezilerinde öğretmen ve öğrencilerden ve emeklilerden ücret alınmıyor. (Vatandaşların yarısı ücretsiz giriyor). Topkapı sadece mücevher hayranlarının dolduracağı bir saray müze değildir. Bir tarihi yorum mekanı olmalıdır. İstanbul gibi muhteşem bir kentin de milli bir müzeye sahip olması bu yüzden gereklidir. Bence bu yılki fetih yıldönümünün en anlamlı olayı, İstanbul’u fetheden hükümdarın evine dikkatlerin çekilmesi; restorasyonuna para ayrılması ve büyük bir ödülün ilkinin bu müzeye verilmiş olmasıdır.




PAZAR




























KEŞFETYENİ
Survivor'da yine olay! İsmail Balaban'ın cezası belli oldu
Survivor'da yine olay! İsmail Balaban'ın cezası belli oldu

Cadde | 15.05.2025 - 00:38

Acun Ilıcalı konseyde İsmail'in aldığı cezayı açıkladı. İşte Survivor'da merak edilen detaylar...

Yazarlar