21.01.2010 - 02:04 | Son Güncellenme:
ANKARA Milliyet
Taraf gazetesi, emekli Orgeneral Çetin Doğan’ın Birinci Ordu Komutanlığı sırasında, Ak Parti hükümetine karşı “Balyoz Harekât Planı” adı altında 12 Eylül askeri müdahalesini model alan bir darbe planı hazırladığını iddia etti. Taraf’taki haberde, 5 bin sayfayı aşan belgelerden oluşan planın içinde, İstanbul’da bazı camilerde cuma namazından sonra bomba patlatılmasının öngörüldüğü de kaydedildi. Doğan ise görevini meşru zeminlerde yapmış olduğunu belirterek, ordu komutanlıklarında iç tehdit konusunda harp oyunu ve seminerler yapılmasının doğal bir uygulama olduğunu kaydetti. Ancak, camii bombalanması, uçak düşürülmesi gibi iddiaları kesin bir dille reddetti.
Taraf gazetesinde dün yayımlanan haberde, 2002 - 2003 yıllarında “Balyoz” adı altında darbe planı hazırlandığı ve planla ilgili 5 bin sayfayı aşan belgeler bulunduğu ifade edildi. İşte Taraf’ın haberindeki plandan satırbaşları:
Camiye düzenekli bomba
- Planın “Vazife” bölümünde “Balyoz Komutanlığı, ülke bütünlüğünü korumak, milli birlik ve beraberliği sağlayarak muhtemel bir iç savaşı ve kardeş kavgasını önlemek ve laik demokratik düzenin işlemesine mani olan sebepleri, bir daha hortlamamak üzere ebediyen ortadan kaldırmak maksadıyla; derhal, AKP iktidardan uzaklaştırılacak ve mevcut irticai yapılanmayı şiddetle bertaraf ederek, belirlenen kadroları iktidara getirerek laik devlet otoritesini ve varlığını yeniden tesis edecektir” deniliyor.
- Plan “Çarşaf”, “Sakal”, “Suga” ve “Oraj” kod adları verilen 4 eylem planını içeriyor.
- Darbe sırasında gözaltına alınacakların ve el konulacakların listeleri, darbe sonrasında uygulanacak hükümet programının en ince ayrıntısına kadar anlatıldığı planda, 29 general ve 133 subayın isimleri yer alıyor.
- Çarşaf planına göre, Fatih Camii’nde cemaate en yakın ayakkabılığa cep telefonu düzenekli patlayıcı yerleştirilmesi, cuma namazının farzının kılınmasının ardından patlatılması öngörülüyor. Sakal planı ise Beyazıt Camii’nin şadırvanına bırakılacak bir çantanın ezandan 10 dakika önce patlatılmasına yönelik. İki camide de olayların ardından provokatörler aracılığıyla cemaatin kışkırtılması isteniyor. Bu saldırıların kameralarca kayda alınması, ardından internetten yayımlanması planlanıyor.
- Ege’de çatışma yaratmayı hedefleyen Oraj hava harekât planında ise Türkiye ile Yunanistan’ı savaşın eşiğine getirebilecek gerilim eylemi anlatılıyor. Bu planda “Mümkünse bir uçağımızın Yunan Hava Kuvvetleri tarafından düşürülmesi sağlanacak, bu gerçekleşmediği takdirde ÖZEL FİLO personelinden bir pilot uygun zaman ve yerde atış yapmak suretiyle kendi uçağımızın düşürülmesi sağlanacaktır” deniliyor.
- Oraj çerçevesinde, gece yarısı cübbeli, sarıklı ve çarşaflı grupların ellerinde yeşil bayraklar ve molotof kokteylleri ile Hava Müzesi’ni basarak müzedeki uçakları tahrip etmeleri planlanıyor.
- Planda “3. ve 8. Ana Jet Üs Komutanlıkları başta olmak üzere tüm hava birlikleri nizamiyelerine şeriat isteyen gruplar tarafından saldırılar düzenlenecek, mülki amirlerin izinleri beklenmeden olaylara müdahale edilecek, şüpheli olduğu gerekçesiyle bazı şahıslar belli sürelerde alıkonulacaktır. Gerekli durumlarda silah kullanmaktan çekinilmeyecektir” ifadeleri kullanılıyor.
- Darbe sırasında gerçekleştirilecek gözaltı ve el koyma süreçleri ile darbe sonrasında uygulanacak hükümet programı, gözaltına alınacak gazeteciler ve “öngörülen Bakanlar Kurulu üyeleri” listeleniyor.
- Haberde “Hükümeti devirme amaçlı girişimlere zaman kaybetmeden başlanması gerektiğini ifade eden Doğan, bu hedefe yönelik olarak, her yıl düzenlenen rutin Birinci Ordu Plan Seminerleri’nde değişikliğe giderek iç tehdit olgusunu dış tehdidin önüne alıyor ve söz konusu semineri, hazırlattığı darbe planını kamufle eden jenerik bir senaryo çalışması olarak lanse ediyor” deniliyor.
2003’te emekli oldu
1940 Trabzon doğumlu olan Çetin Doğan 1999’da orgeneralliğe terfi etti ve Ege Ordu Komutanı oldu. Doğan, Ağustos 2001’deki YAŞ’ta
1. Ordu Komutanlığı’na getirildi. TSK’da 1. Ordu Komutanlığı’na kıdemli orgeneralin atanması bir teamül. Ancak 2001 YAŞ’ında bu teamüle uyulmayarak, kıdemli olmayan Doğan 1. Ordu’ya atandı. Doğan 2003’te de emekliye ayrıldı.
Meclis’e alçak uçuş tehdidi
Taraf’taki habere göre, Oraj hava harekât planı kapsamında hükümetin sıkıyönetim ilan etmesi sağlanıncaya kadar faaliyetlere aralıksız devam edilecekti. Planda, “Meclis’in sıkıyönetim ilan etmesi için gerekli oy oranı yakalanamazsa, Ankara Ticaret Odası’nın davetlisi olarak Ankara üzerinde hava gösterileri yapılacak, TBMM ’nin çalıştığı gün üzerinden alçak uçuşlar yapılarak TSK’nin varlığı hissettirilecektir” ifadelerinin yer aldığı öne sürüldü. Çarşaf planı bölümünde ise operasyon timinin cep telefonlarının, evlerinde ve eşlerinde olması istenerek, operasyon günü yeni telefonlar dağıtılacağı belirtildi.
Oraj, Suga, sakal, çarşaf
“Balyoz” ana başlığı altındaki planın diğer isimleri, öngörülerle ilginç benzerlikler taşıyor. “Çarşaf” ve “Sakal” planları, cemaatlerin yoğun olduğu İstanbul’un Fatih ilçesinde eylemler içeriyor. Plana adını veren “Oraj” ise bir havacılık terimi. Fransızca karşılığı “fırtına” olan “Oraj” havacılıkta da “şiddetli türbülans” anlamına geliyor. “Suga” ise bir denizcilik terimi. “Geminin demir attıktan sonra başkaca manevra yapmaması durumunda, demir zincirinin tutulması için kullanılan çelik veya demir şerit çembere verilen isim.
Doğan: TSK’nın her kademede planı vardır
“Balyoz Güvenlik Harekât Planı ”nda imzası bulunduğu öne sürülen dönemin 1. Ordu Komutanı Çetin Doğan iddialara önce internetten ardından televizyondan yanıt verdi. Camilerin bombalanacağı, uçakların düşürüleceği ve hükümete darbe yapılacağı iddialarına internet sitesine yaptığı açıklamada “İç tehdide karşı koruma görevi kapsamında TSK’nın her kademesinde elbette planları vardır” diyen Doğan, Star TV’de “Yok böyle bir şey. Bu uydurma bir senaryoyla monte ediyorlar. Meşhur bir tabirle, kopyala ve yapıştır usulüyle” dedi.
Doğan, ilk değerlendirmeyi www.t24.com.tr adlı internet sitesine yaptı.
İç tehdit olarak değerlendirilen bölücü ve irticai gelişmelerin emniyet ve asayiş planları çerçevesinde elbette ele alındığını kaydeden Doğan, söz konusu plan ve senaryoların Cumhuriyeti koruma ve kollama görevinin gereği olarak hazırlandığını ifade etti. Söz konusu planların ele alındığı harp oyunları ve seminerlere genelkurmay başkanları, kuvvet komutanları, ordu komutanları ve beraberlerinde getirdikleri general ve subayların “gözlemci” olarak katıldığını belirten Doğan, “Görev nedeniyle bu komutanların katılamadığı etkinliklere mutlaka kendilerini temsilen bir üst rütbeli generalin görevlendirilmesi rutin bir uygulama” dedi.
Doğan özetle şunları kaydetti:
“İç tehdide karşı koruma görevi kapsamında TSK’nın her kademesinde elbette planları vardır. Bununla ilgili olarak Gnkur. Hrk. başkanlığım döneminde İçişleri Bakanlığı ile protokol da imzalanmıştır. İç tehdit sadece bölücü tehdidi değil, irticai tehdidi de kapsar. Bu kapsamda EMASYA (Emniyet ve Asayiş) planları seminerlerde elbette ele alınmıştır. Silahlı kuvvetlerin eski bir mensubu olarak daima meşru bir zeminde bulundum. Şahsıma yönelik çirkin bir iftira kampanyasında bulunanların asıl hedeflerinin ben değil TSK olduğunu biliyorum. Halen Ergenokon savcılarını mahkemeye verdim. Dava süreci devam ettiği için bu konuya girmek istemiyorum. ”
‘TSK’yı pasifize etme faaliyeti’
Ardından Star TV Ana Haber Bülteni’nde Uğur Dündar’ın sorularını yanıtlayan Doğan iddialara ilişkin olarak “Nefretle, şiddetle kınıyorum. Böyle bir şeyi Silahlı Kuvvetler’den düşünmek. Halkımızın kutsal saydığı mekanlara bomba atmak, Silahlı Kuvvetler’de mevcut olanların yapabileceği Hiçbir şey değil. Bu ancak ve ancak benim şahsımda, her şeyden evvel, Silahlı Kuvetleri sindirmek, pasifize etmek faaliyetidir” dedi.
Doğan iddialara şu yanıtları verdi:
İMZA ATMADIM: Harp oyunlarımızda Silahlı Kuvvetler’in görev yeri, kuvvet yeterliliği her kademede yapılır. Hem iç tehdit hem dış tehditler değerlendirilmiştir. Buna kolordu komutanları ordu komutanları olarak katılmıştır. Benim ordu komutanı olarak imza atmam söz konusu değildir.
DARBE İDDİALARI: Yok böyle bir şey. Bu uydurma bir senaryoyla monte ediyorlar. Meşhur bir tabirle, kopyala ve yapıştır usulüyle. Ben şunu söylüyorum, şu anda yaptığımız bütün planların, yazışmaların hepsi Silahlı Kuvvetler’in arşivinde var. Herhalde, Silahlı Kuvvetler herhalde ihtilal yaparken, ordunun da başına geçiyorum. Bu hasta bir ruhun saplantının eseri. Darbeye her zaman karşı olmuşumdur. Çünkü darbeler, siyasete susamış, başa geçme olanağı bulamamış insanların iyi niyetli askerleri, subayları kullandıkları kendi emellerine hizmet eder. Demokratik mücadelemi son nefesimi verinceye kadar devam ettireceğim.
FATİH CAMİİ’NE BOMBA VE UÇAK DÜŞÜRÜLMESİ: TSK, vatandaşının kutsal saydığı kutsal mekânlara saldırıda bulunması, uçağı düşürmesi... Böyle bir plan olmasına imkân yok. Alçakça Türk ordusunun uçağını düşürmek, kutsal bir mekânı bombalamak gibi, hıyanetlik ancak onu yazanların bu senaryoyu yazanların kafası...
HABER MERKEZİ, İSTANBUL Milliyet
‘Sıkışınca Ergenekon kullanılıyor’
Emekli Orgeneral Çetin Doğan, 1 ay önce Maya dergisinde yayınlanan röportajında, Tokat Reşadiye ve Bingöl’de 33 askerin şehit edilmesinin Ergenekon ile ilintilendirilmesini “iğrenç bulduğu”nu söylemişti. Doğan özetle şunları anlatmıştı:
“AKP iktidarda kaldığı sürece ‘zıvanadan çıkan Türkiye’yi siyasal, ekonomik ve sosyal açıdan rayına oturtmak’ ümitsiz bir vaka olarak görülüyor. Halkın algılama yetisinin azaltılmasının evrensel reçetesi dozunda afyon kullanmak, gündemi değiştirmek, korku salmaktır. Kutsal günlerde aşevi açmak, kömür ve erzak dağıtmak, bu kapsamdaki yeni buluş ve uygulamalardır... Diğer taraftan halkımızın bir bölümünün, Sayın Başbakan’ın Führer misali ‘Dediği dedik, çaldığı düdük’ duruşundan pek hoşlandığı, söylevleri ve anlattığı masallarla kan şekerleri düşerek tatlı rüyalara daldıkları görülmektedir...Ergenekon örgütünün varlığı henüz kanıtlanmamış olmakla beraber, ülkemizde belli çevrelerin günah keçisi olduğu, iktidarın elinin sıkıştığı zamanlarda spekülatif yeni bir iddia üretilerek, ülke gündemine oturtulduğu görülmektedir.”
Çiçek: Ayaküstü konuşulmaz
Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek, Gölbaşı’nda katlıdığı bir törende konuyla ilgili olarak şunları söyledi: “Son zamanlarda bu tip yayınlar yapılıyor. Ancak bunun gerçekliği nedir, bunu tam bilmeden, gerekli araştırma yapılmadan ve konuyla ilgili açıklamaların tümünü görmeden bir değerlendirme yapmak yanlış ve eksik olur. Türkiye’nin yaşadığı en büyük sıkıntının başında bilgi kirliliği geliyor. Bir konuyla tüm unsurlar ortaya konulmadan değerlendirme yaptığımızda, bunu da siyasetin gündemine oturttuğumuzda vatandaşın kafası karışıyor. Kaldı ki bu tip haberler zaten basın yoluyla veya bir şekilde gündeme geldiğinde yargı makamları suç teşkil eden bir yanı varsa inceliyor ve araştırıyor. Sabırla beklemek bence daha doğru olur. Neticede bir sıfatımız var ve sorumluluk taşıyoruz. Mikrofonlar uzatıldığında ayaküstü beyanda bulunmak bence çok doğru değil.”
ANKARA Milliyet
Eski kuvvet komutanları ifade vermişti
Ergenekon soruşturması kapsamında 2004’te görevde bulunan eski Kara Kuvvetleri Komutanı emekli Orgeneral Aytaç Yalman, eski Hava Kuvvetleri Komutanı emekli Orgeneral İbrahim Fırtına ve eski Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Özden Örnek darbe planlarıyla ve Örnek’e ait olduğu öne sürülen günlüklerle ilgili 5 Aralık 2009’da ifade vermişti. Emekli komutanların ifade verme işlemi yaklaşık 10 saat sürmüştü. Fırtına ve Örnek’in adı bu kez, 2003’te hazırlandığı iddia edilen “Balyoz” planına konu oldu. Söz konusu dönemde Genelkurmay Başkanı Hilmi Özkök, Kara Kuvvetleri Komutanı ise Yalman’dı.
Kuloğlu: Adı bilgi destek planı
Emekli Tümgeneral Armağan Kuloğlu, Taraf gazetesindeki planı “bilgi destek planı” olarak nitelendirerek “bu tür planlar anayasal tüm kuruluşlarca, devlet tarafından onaylanan Milli Güvenlik Siyaset Belgesi çerçevesinde hazırlanır” dedi. TSK tarafından Türkiye Cumhuriyeti’nin varlığını ve güvenliği korumak, üniter yapısı ve özellikle laiklik ilkesinin muhafazası amacıyla hazırlanan bilgi destek planlarının saptırılıp kamuoyunda farklı yorumlara neden olacak şekilde aktarılmaması gerektiğini söyleyen Kuloğlu, şöyle devam etti: “Bu tür planları TSK hazırlar, Milli Eğitim Bakanlığı, gerekirse Çalışma Bakanlığı bile hazırlayabilir. Ancak bunu TSK hazırlayınca olay oluyor. Duruma, zamana ve konuya göre planların hazırlanmasında çeşitli esaslar vardır. Hedef konur, o hedefi yapabilmek için esaslar ortaya çıkar, olgunlaştırılır. Bazı planlar komuta kademesine bile çıkartılmadan arşive kaldırılır. Balyoz planının içeriği gerçeği yansıtmıyor. İçeriği palavradır ve sadece kafa karışıklığı yaratmaya yarar.”
ANKARA ANKA
Kozmik Oda’daki arama bitti
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’a suikast iddiasıyla başlayan soruşturmada Ankara Seferberlik Bölge Başkanlığı’ndaki iki kozmik odada 26 gündür arama yapan Hakim Kadir Kayan, incelemelerini dün akşam tamamlayarak karargahtan ayrıldı. Hakim Kayan, özel yetkili Ankara Cumhuriyet Savcısı Mustafa Bilgili’nin yürüttüğü soruşturma kapsamında Ankara Seferberlik Bölge Başkanlığı’ndaki aramalarına 25 Aralık 2009’da başlamıştı.
Kayan, “Devlet sırrı” kapsamında bilgilerin bulunduğu belirtilen binanın giriş katındaki 11 ve 16 numaralı iki kozmik odadaki belgeleri inceleyerek soruşturmayla alakalı olduğu değerlendirilen belgeleri tutanağa geçirdi. Kayan’ın, neredeyse 1 ayı bulan inceleme sonucunda soruşturmayla alakalı elde ettiği delilleri Cumhuriyet Savcısı Mustafa Bilgili ile paylaşması bekleniyor. Delilleri inceledikten sonra soruşturmaya yön verecek olan Bilgili, yeni deliller ışığında gözaltına alınıp tutuklanmaları istemiyle serbest bırakılan 8 askerin de yeniden ifadesine başvurabilecek.
ANKARA Milliyet