Siyaset 'AB çifte standart anlayışını bırakmalı'

'AB çifte standart anlayışını bırakmalı'

26.05.2017 - 02:30 | Son Güncellenme:

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne (AB) katılım sürecinde ortaya konulan siyasi engellere dikkati çekerek, “Yapıcı tutumumuza karşılık samimiyet, dürüstlük ve çifte standartların ortadan kaldırıldığı bir yaklaşım bekliyoruz” dedi. Çavuşoğlu ayrıca, “YPG Rakka’da DEAŞ’la mücadeleyi değil toprak elde etmeyi hedefliyor. Onları desteklemenin, terörist oluşumları desteklemek olduğunun farkına varılması gerekiyor” dedi.

AB çifte standart anlayışını bırakmalı

Çavuşoğlu, İtalyan La Stampa gazetesine verdiği mülakatta, gündeme ilişkin soruları yanıtladı. Çavuşoğlu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Brüksel ziyaretinde yapacağı görüşmelerin Türkiye açısından AB katılım sürecinde çok önemli olacağını, fakat bunun için AB’nin de temsilcileri aracılığıyla samimi bir tavır sergilemesi gerektiğini ifade etti. AB’ye katılım sürecinde Türkiye’nin teknik engellerden ziyade siyasi engellerle karşılaştığını vurgulayan Çavuşoğlu, “Yapıcı tutumumuza karşılık samimiyet, dürüstlük ve çifte standartların ortadan kaldırıldığı bir yaklaşım bekliyoruz” ifadelerini kullandı.

Çavuşoğlu, “Türkiye’de, yaşanan derin travmanın yeterince anlaşılmadığı hissinin uyandığını ve karşı karşıya kaldığımız bu idrak eksikliğinin Türk kamuoyunda tepkiye yol açtığını söyleyebiliriz. Tabii ki idam cezası konusu, parlamentomuz zemininde tartışılacak ve referanduma gidilip gidilmeyeceği ancak parlamentodan geçmesi halinde bir karara bağlanacaktır” değerlendirmesinde bulundu.

‘AB sözünde durmadı’

Çavuşoğlu, göç mutabakatına ilişkin olarak şunları kaydetti:

“Göç konusunda genel olarak ilkeli bir yaklaşım sergilememiz gerekiyor. Yeni fasılların açılacağından bahsetmiştik fakat böyle olmadı; aynı şekilde, üzerinde konuştuğumuz vize serbestisi de henüz hayata geçmedi. AB tarafının üzerine düşen sorumlulukları alması konusunda ısrarcıyız çünkü biz payımıza düşen çabayı sergilemekte ve taahhütleri yerine getirmekte, üstelik bunu güçlü ve kararlı bir şekilde yapmaktayız. Avrupa’nın sözünde durmadığı bir diğer nokta ise meşhur 3 milyar avroluk meblağ ki bunun yalnızca 700 milyonunu kullanabilmiş durumdayız. Suriyeli göçmen ve sığınmacıların yaşam koşullarını daha da iyileştirebilmek adına taahhütlerimizi yerine getirebilmemiz için geri kalanının da gecikmeksizin elimize ulaşması çok önemli.”