SiyasetABD `zenci İngilizcesi'ni tartışıyor

ABD `zenci İngilizcesi'ni tartışıyor

05.01.1997 - 00:00 | Son Güncellenme:

Türkiye'de "yasa zoruyla Türkçe" tartışılırken, Batılı ülkelerde dil ve imla reformları konuşuluyor

ABD `zenci İngilizcesini tartışıyor

TÜRKÇE'ye çeki düzen verilmesi için hazırlanan bir yasa tasarısıyla başlayan dil tartışması, değişik şekillerde Batılı ülkelerde de yapılıyor. ABD son günlerde yoğun bir şekilde "zenci İngilizcesi"ni tartışırken, Almanya'da "imla reformu" konuşuluyor. Dil tartışmasına ilk katılan ülkelerden Fransa'da ise, Fransızca'yı korumak için uzun süre önce alınan önlemler hala sıkı bir şekilde uygulanıyor.

Eğitim düzeyi düşük siyahların konuştuğu, değişik aksanı, klasik İngilizce'nin kurallarını bozan "kendinden menkul" grameriyle diğer etnik grupların anlamakta güçlük çektiği "şivenin" ayrı bir dil sayılıp sayılamayacağı tartışılıyor. Bu şivenin adı "Ebonics", yani "Abanozca" ya da "siyah İngilizce".
Milliyet Washington Muhabiri Yasemin Çongar'ın haberine göre, ülkeyi, sendikacılarından yazarlarına kadar tam anlamıyla ikiye bölen ve derin bir kültürel - etnik kimlik arayışının yansıması olarak açık bir yaraya dokunan "siyah İngilizce" tartışması, California eyaletinde geçen ay alınan bir karar üzerine alevlendi.
Oakland kenti Eğitim Kurulu 28 binlik siyah öğrenci nüfusunun, okul sistemi içinde giderek daha başarısız olduğu saptamasından yola çıkarak, bu öğrencilerin eğitilebilmesi için, öncelikle öğretmenlerinin "siyah İngilizce"yi öğrenmeleri ve derslerde kullanmaları gerektiği yönünde karar aldı. Ancak karar, "Abanozca"yı resmileştirerek, öğretilen ayrı bir dil haline getirilmek istendiği şeklinde yorumlandı.
İlk tepki, federal hükümetten geldi. "Siyah İngilizce"nin İngilizce'den ayrı bir dil olarak tanınamayacağını bildirildi. Bu açıklama, "Abanozca"nın gerçekten de temel farklılıklar içerdiği ve Afrika dillerine dayanan bir kökeni olduğu görüşünü savunan bazı siyah etnologları ayağa kaldırdıysa da, kamuoyunda genelde kabul gördü.

Adalet Bakanı Jacques Toubon, 1993'te Kültür Bakanlığı'na getirildiğinde, çiçeği burnunda merkez sağ iktidarın ilk yasalarından birini "Fransız dilinin korunması" için çıkardı.
Paris muhabirimiz Mine Saulnuier'nin bildirdiğine göre, 1994'ün başından beri yürürlükteki yasa, özellikle İngilizce sözcüklerin günlük kullanım dilinden atılmasını amaçlıyordu. Toubon Yasası'na göre, reklam panolarından film adlarına varıncaya kadar, kamuya yönelik tüm metin ve medya dilinde arı, duru Fransızca kullanılması öngörülüyor. İngilizce ya da yabancı dil kullananlar 600 - 600 bin frank (12 milyon - 12 milyar lira) kadar para cezasına çarptırılıyor. ABD ve İngiliz ürünleri veren lokantalar, yemek listelerinde, kendi özgün dillerinin yanı sıra yemeklerin Fransızca çevirilerini vermekle yükümlü.
Yasayla radyo, televizyon ve gazeteleri saran "O.K." gibi kısaltılmış İngilizce sözcükler ortadan kayboldu. Kültür Bakanlığı'nın yasayla getirdiği en önemli yaptırımlardan biri de, sergi, film gibi etkinliklere yasaya uymamaları durumunda yardım yapılmaması oldu. Buna göre, yasa çıktığında gösterimde bulunan "Smoking" ve "No Smoking" adlı filmler yasadan sonra çekilmiş olsaydı, devlet sübvansiyonu alamayacaktı.
İlk günler alaylara konu olan, ancak Toubon'un cesaretle, "kültür farklılığı hakkı"na dayandırarak parlamentodan geçirdiği yasa, bugün Fransa'nın kıskançlıkla bağlı olduğu "özgün politika"sının bir parçası ve hiç yadırganmadan uygulanıyor.

Almanya'da geçen yılın sonunda bütün eyaletlerin Eğitim Bakanları ve Federal Hükümet tarafından benimsenen, Almanca yazım kurallarında değişiklikle ilgili "İmla Reformu" tartışmalara yol açtı.
Bonn muhabirimiz Mehmet Aktan'ın haberine göre, Ağustos 1998'de Almanya'da yürürlüğe girmesi beklenen yeni uygulama için 31 Temmuz 2005'e kadar bir geçiş dönemi kondu. Yeni kurallar okullarda gösterilmeye başlanırken, haber ajansları ve gazeteler, resmi makamlar ve özel şirketler ve halkın büyük kısmı, bir geçiş dönemi içinde yeni kuralları uygulamaya başlayacak.
Yazarlar ve halkın "gereksiz" diye eleştirdiği yeni uygulama, Almanca kelimelerin yazımına belli kurallar getirirken, yabancı kelimelerin de ağızda okunduğu gibi yazılması kolaylığını sağlıyor.
Bu değişikliklere, Alman iş dünyasından da eleştiri geldi. Çünkü birçok şirket, kağıt başlıklarında ve ürettiği malın kullanım, tanıtım bildirimlerinde değişiklikler yapmak zorunda kalacak. Almanca yayın yapan, dünyaca ünlü 12 haber ajansı, 1 Ağustos 1998'de yeni kuralları uygulamaya başlayacak.