AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik'ten YSK süreci açıklaması: Her şey olağan şekilde yürüyor

AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, AK Parti MYK toplantısı sürerken gündeme dair açıklamalarda bulundu. Çelik, özetle şunları söyledi:

DAEŞ PROPAGANDASINA DESTEK OLUR: (Trump’ın, Müslüman Kardeşleri terör örgütü ilan edeceği açıklaması) Bu son derece vahim bir gelişme olacaktır. Müslüman Kardeşler gibi demokrasiye, hukuka bağlı ve her zaman için şiddetten uzak durmuş bir organizasyonu terör örgütü ilan ederseniz, fırsatı ve ortamı DAEŞ gibi terör örgütlerine açmış olacaksınız. Bu şekildeki bir karar, İslam dünyasındaki tüm demokratik hareketleri bastırma sonucunu doğuracağı gibi, antidemokratik rejimlerin bu tip gruplara karşı sırf onların Müslüman kimliklerinden dolayı güçlü bir baskıyı ortaya koyacaklarını da göstermektedir. Bu aynı zamanda DAEŞ propagandasına verilebilecek en büyük destektir; DAEŞ’in ideolojik cazibesini artıracak birtakım sonuçlar da doğuracaktır. Bu tip kararlar, aşırı sağcılar tarafından çeşitli yerlerdeki Müslüman topluluklara saldırmak için bir kamuflaj olarak da kullanılacaktır. Müslüman Kardeşleri terör örgütü ilan etmek demek, demokrasiye, hukuka bağlılığı, şiddet karşıtlığını mahkum etmek demektir. Umarız bu karar daha sağduyulu şekilde değerlendirilir ve böyle bir yanlışa imza atılmaz.

SÖZ SÖYLEME HAKKI KALMAMIŞTIR: (Kılıçdaroğlu’nun ‘Sarayın emrindeki köleler adalet dağıtamazlar’ açıklaması) Kılıçdaroğlu YSK ile ilgili değerlendirmesinde, bizim baskı ile süreci yönlendirmeye çalıştığımızı söyledi. Hatta bir davadan bahsederken, hakim ve savcılardan ‘sarayın köleleri’ diye bahsetti. Hakim ve savcıların onuruyla oynayan bir kişinin, meşru siyaset alanının içerisinde söz söyleme hakkının kalmadığını söylemek isteriz. Hakim ya da savcıların kararlarını eleştirebilirsiniz ama hakim ve savcılara ‘köleler’ derseniz aynı şekilde bir hitap durumuyla baş başa kalırsınız. Birisi de çıkar, ‘vesayetin kölelerinden’ bahseder. Bir siyasi partinin genel başkanının bu derece basiretsiz, üslupsuz bir şekilde konuşması, Türk siyasi tarihinde görülmemiştir. Hakim ve savcılara ‘köleler’ diyecek kadar ileri giden, hakarette bulunan bir kişinin o zaman hangi meşruiyet alanı üzerinde oturduğunu konuşmak gerekir.

HAYRET SINIRLARINI ZORLUYOR: Bugün Sayın Kılıçdaroğlu şehit verdiğimiz askerimizle ilgili beyanat yayımladı, başsağlığı diledi. Bakın vatandaşlarımız daha önceki konuşmasını hatırlıyor: ‘Türkiye’de beka sorunu yok. ABD’nin desteklediği YPG bize mi saldıracak?’ diyor. İşte YPG bugün bize saldırdı ve bir askerimizi şehit etti. Buna ne diyeceksiniz? Sayın Kılıçdaroğlu’nun her beyanının ömrü bu kadardır. Fakat milletin acı çektiği konularda, bu kadar sorumsuzca beyanların ardı ardına gelmesi, hiç ders çıkarılmaması artık hayret sınırlarını zorluyor. Daha önce de Kılıçdaroğlu, YPG’ye kol kanat gererek, ‘Bizim için YPG terör örgütü değildir. PKK terör örgütüydü ancak YPG’nin şu ana kadar Türkiye’ye veya kendi halkına yönelik bir uygulaması olmadı. Olursa ona da karşı çıkarız. YPG, kendi vatanını kurtarmak için örgütlenmiş bir oluşumdur’ diyor. Bu derece ileri cümleleri, şimdiye kadar Türkiye’nin içinde siyaset kisvesi altında PKK’yı savunanlardan bile duymadık. Ne Türkiye ne CHP tabanındaki kardeşlerimiz bunu hak ediyor.

SONUCA DA SAYGI GÖSTERMEYECEKSİNİZ: CHP, YSK’ya anayasanın 138. maddesini bugün Kılıçdaroğlu’nun konuşmasında bir kere daha ihlal ederek, talimat vermeye kalkıyor. Talimatı bırakın tehdit etmeye kalkıyor. Onu bırakın kendi MYK’larında hangi yargı süreci hakkında hangi kararı vermeyi arzu ediyorlarsa bu şekilde verilmediği taktirde hukukun ortada olmayacağını söylüyor. YSK’nın ne karar vereceğini bilmiyoruz; sürecin patronu hukuktur ama siz bu tehdit, şantaj yoluyla sürekli hedef göstererek, hukuk yoluyla başvurulan süreçlere saygı göstermediğiniz için sonuca da saygı göstermeyeceğinizi ifade etmiş oluyorsunuz. Önemli olan sadece sizin ne dediğinizin hukuk tarafından kabul edilmesidir. Bu eski alışkanlıklarınızı bir kenara bırakın. YSK sizin başkanlık divanınız, parti yönetiminiz; hukukçular divanınızın üyeleri değildir. Beğendiğiniz zaman ‘Hukuk var’ diyeceksiniz; beğenmediğiniz zaman onlardan ‘köleler’ diye bahsedeceksiniz. Türkiye’de yargının, yasamanın, yürütmenin onurunu ihlal eden her cümleyi kınıyoruz.

STRESE MÜSAADE EDİLEMEZ: YSK’ya her gün olağanüstü bir durum varmış gibi talimat vermesine, büyük bir telaş içerisinde davranmasına gerek yok. Memlekette her şey olağan bir şekilde yürüyor. Türkiye’nin demokrasi kapasitesi yüksektir; hukuk geleneği kuvvetlidir. Türkiye yoluna devam ediyor. İşler yolundadır. Vatandaşlarımızın stres altında tutulmasına dönük bir ortam yaratılmasına müsaade edilemez.

DAVET ETSELER DE KABUL ETMEYİZ: 23-26 Mayıs’ta Avrupa Parlamentosu (AP) seçimleri olacak. Seçimlerin yaklaşmasıyla birlikte İslam, Türkiye ve Erdoğan düşmanlığı sezonunu açmış gözüküyorlar. Bu kafayla giderlerse AP’de çoğunluğu aşırı sağcılar ve ırkçılar elde edecek. Eğer AB Manfred Weber gibi adamların kafasındaki bir Avrupa olacaksa böyle bir Avrupa’ya bizi davet etseler bile kabul etmeyiz.

‘Son derece verimli görüşmeler’

Çelik, “Cumhurbaşkanımızın, Başkan Trump ve Başkan Putin’le görüşmeleri son derece verimli geçti. Başkan Trump ile yapılan görüşmede S-400’lerle ilgili ortak komite kurulması ve Suriye meselesi ele alınmıştır. Başkan Putin ile yapılan görüşmede de, bugünlerde tehlikeli birtakım tırmanışların olduğu Libya ve diğer meseleler ele alınmıştır” diye konuştu.