Siyaset AK Partili vekilden keskin çıkış

AK Partili vekilden keskin çıkış

27.09.2013 - 12:00 | Son Güncellenme:

Hükümetin son şeklini vermeye çalıştığı demokratikleşme paketinde ana dilde eğitime yer verilmeyeceği iddiası Kürtler arasında tartışma konusu olmaya devam ederken Ak Parti Diyarbakır Milletvekili Galip Ensarioğlu, Kürtlerin anadilde eğitimden vazgeçmeyeceğini söyledi.

AK Partili vekilden keskin çıkış

Ensarioğlu, "Ana dille eğitim, vatandaşlık tanımı, barajın düşürülmesi Kürt sorununun çözümünde en önemli üç meseledir. Ana dilde eğitim evrensel demokratik haktır. Kürtler, Kürt sorununun çözümünde bunu 'olmazsa olmaz' gibi görüyor. Bu talep karşılanmadığı müddetçe Kürtler tatmin olmayacak, Kürt sorununu çözülmüş kabul etmeyecek" dedi.

Haberin Devamı

Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın "Anadille eğitim ülkeyi böler", "Anadilde eğitim isteyen Kuzey Irak’a gitsin" açıklaması tartışmaya devam edilirken, Ak Parti Diyarbakır Milletvekili Ensarioğlu, anadilde eğitimi, "Kürtlerin olmazsa olmazı” olarak değerlendirdi.

Ak Parti içinde sadece Kürt milletvekillerinin değil birçok milletvekilinin de ana dilde eğitime sıcak yaklaştığını ifade eden Ensarioğlu, Kürtlerin talepleri için artık silaha gerek kalmadığını söyledi. Ensaroğlu, sorularımıza şu yanıtları verdi:

* Demokratikleşme paketinde anadille eğitimin yer almayacağı belirtiliyor? Sizin tavrınız nedir?
- Anadille eğitim, vatandaşlık tanımı, barajın düşürülmesi Kürt sorununun çözümünde en önemli üç meseledir. Anadilde eğitim evrensel demokratik haktır. Kürtler, Kürt sorununun çözümünde bunu ‘olmazsa olmaz’ gibi görüyor. Bu talep karşılanmadığı müddetçe Kürtler tatmin olmayacak bu ülkede. Kürt sorunu çözülmüş kabul etmeyecek. Ancak Ak Parti hükümeti döneminde Kürtlerin resmi olarak kabulü, yani 80 yıllık ret, inkâr, asimilasyon politikasına sayın Başbakan 2005’te son verdi. Bunlar çok önemli reformlardır bu ülke için; ama nihai hedef, 'Kürt sorunu çözüldü’ diyebilmemiz için bu ülkede, ana dilde eğitimin verilmesi gerekir. Anadilde eğitim, vatandaşlık tanımı, barajın düşürülmesi, yer, yöre isminin iadesi, yerel yönetimlerinin güçlendirilmesi; bu gün Kürtlerin talepleri artık bunlar. Bunlar için adam öldürülmez, savaşılmaz, silah çekilmez. Bunlar için siyaset yapılır. Bu ülke de de siyasi zemin bu meselelerin tartışılmasına, elde edilmesine olanak tanıyor. Siyasi zemin mevcuttur.

Haberin Devamı

Özerklik şartı

Avrupa Yerel Yönetimler Özerklik Şartı'na Türkiye’nin koyduğu çekingelerin kaldırılması; bunun olabileceği söyleniyor, ki olmalı. Bu öz yönetim, yerinden yönetim dediğimiz, Kürtlerin veyahut bir başka grubun kendi kendini yönetimini tatmin eden bir şeydir. Bunlar önemli.
Kürtler Lozan’da azınlık değil. Ama çoğunluğun hakkından da azınlığın hakkından da faydalanamıyor. Burada siyasi bir aldatılmışlık var. Kürtler aldatıldı orada. Bugün bunun çözülmesi gerekiyor.

Haberin Devamı

Türkiye’de ana dil 'hak mıdır, değil midir’ tartışması var. Henüz o konuda bir uzlaşma yok. Ancak bu sorun çözülmediği müddetçe bu tartışma da bitmeyecek, Kürtler bu haktan vazgeçmeyecek. Eninde sonunda da olacak bu ülkede.

* Ak Parti, ülkeyi böleceği gerekçesiyle mi bu düzenlemeyi getirmiyor?
- Hayır, CHP ve MHP bu konuyu istismar ediyor, Ak Parti’nin üzerine çok geliyor. Ak Parti’nin attığı adımlarda 'PKK ile anlaştı, PKK ile anlaşarak anayasa yaptı, yasalar yaptı' gibi eleştiriler getiriyorlar. Türkiye’nin demokratikleşme sürecine katkıda bulunmadıkları gibi bizim de adım atmamızı zorlaştırıyor. Biz yeter ki bunun bir hak olduğunu kabul edelim. Ettikten sonra Ak Parti hakkı teslim eden partidir.
* BDP Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş, hükümet adım atmazsa biz TZP Kurdi aracılığıyla Kürtçe eğitimi yaygınlaştıracağız diye açıklama yaptı.

- Demirtaş’ın hamlesi siyasi bir hamledir. Neticede bir siyasi partinin genel başkanıdır. Kendi politikalarında Kürt sorununu temel aldıkları için, sorunun çözümünde farklı araçları devreye sokabilirler. Buna yasal bir engel de yok. Başta kendisi öğrensin diyeceğim ama o kursa kendisi de gitse iyi olur. Başka BDP milletvekillerinin de o kursa ihtiyacı var.

Haberin Devamı

* PKK’nın çekilmeyi durdurması ve Öcalan’ın mesajını nasıl değerlendiriyorsunuz?
- Öcalan kendisine rağmen yapılan bütün eylemleri sahiplenmiştir. Öcalan örgütünü çok iyi kortrol eden, çok iyi tanıyan bir liderdir ve kendi örgütünde, kendisine rağmen bugüne kadar olan her şeyi sahiplenmiştir. Çekilme ile ilgili onun talimatı vardı. Örgüt Öcalan’ın talimatına uymamıştır.

PKK aynı zamanda siyaset yapıyor. Seçimler yaklaştığı için silahı da bir seçim aracı olarak görüyor. Ve silahın seçimde sandığa nasıl yansıdığını da iyi biliyor. Kürtleri de iyi tanıyor. Bu silahın seçimdeki avantajını da seçime kadar sürdürmek istiyor.

BDP üzerinde PKK vesayeti var

* Çekilmenin durması nedenleri arasında KCK operasyonlarının sürmesi sıralandı.
- Bu süreç başladığından beri KCK tutuklamaları durmuştur, tahliyeler başlamıştır. Ancak yasal düzenlemeler Meclis açıldıktan sonra yapılacak. Yasal düzenlemelerden sonra tahliyelerin sayısı artacaktır. Ancak hiçbir KCK’lı yakalanmasın diyorsanız; KCK yasadışı bir yapılanmadır. Mevcut yasalarımıza göre KCK’nın resmi faaliyetini yürüten insanlar bu kanun karşısında neticede suç işlemiş sayılırlar ve bu devlet bunu yapmak zorundadır. Ancak KCK’lı olmayıp ta KCK davasından zarar gören siyasilerin, akademisyenlerin, gazetecilerin, insan hakları savunucularının bu kadar pervasızca KCK davalarından dolayı tutuklanmaları ve içerde kalmaları kabul edilemezdir. İkisi birbirinden farklı şeylerdir. BDP’nin siyasetini belirleyen PKK’dır, adaylarını belirleyen PKK’dır. Keşke belirlediği insanlar yerine kendileri siyaset yapsalar da bu ülkede insanlar ölmese, silah olmasa... Bugüne kadar Türkiye Cumhuriyeti devletinin bölgede Kürtler üzerine uyguladığı baskıyı değişen, dönüşen devlet düzeninin içinde bugün PKK yapmaya çalışıyor. Onun için silahlı vesayetin devlet kanadından kalktığı gibi PKK’nın da siyaset üzerindeki vesayetinin kalkması, silahlar bırakıldıktan sonra PKK’lıların sosyal siyasal hayata entegrasyonunun sağlanması gerekir.