20.03.2007 - 00:00 | Son Güncellenme:
ABANT PLATFORMUNDA ALEVİLİK TANIMI YAPILMASI TARTIŞMA ÇIKARDI Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı'nın düzenlediği 13. Abant Platformu toplantısında "Aleviliğin tanımının yapılması"na ve sonuç bildirgesine bazı Alevi örgütü temsilcileri tepki gösterdi. Temsilciler, "Aleviliğin tanımını Aleviliği yaşayanlar yapar" dedi. Alevilik alanındaki çalışmalarıyla tanınan yazar Reha Çamuroğlu ise bu görüşe karşı çıktı. Görüşler özetle şöyle: Prof. İzzettin Doğan (Cem Vakfı Başkanı): "Alevileri tanımlayacak olan Alevilerin kendileridir. Başkasına inancınızı tanımlama yetkisini veremezsiniz. Öyle bir yetki, inanç özgürlüğünü de ortadan kaldırır. AİHM'de böyle diyor. AİHM'de 'Devletlerin, kurumların başkalarının inancını tanımlama yetkisi yoktur' görüşü var. Laik ya da seküler dediğimiz devlet yapısında, devletin inançları tanımlama yetkisi yoktur. Onun için, Diyanet ya da Diyanet'e destek veren başka bir kuruluşun 'Alevilik, Sünnilik, Şafilik şudur' gibi bir tanımlama yapması AİHM'ye ve laik devlet kavramına aykırıdır." Laik devlet yapısına aykırı Ali Rıza Uğurlu (Cem Vakfı Alevi İslam Din Hizmetleri Başkanı): "Aleviliğin tanımını Aleviler, yaşayanlar yapmalıdır. İnancı, onu yaşayan yapar. Sünniliğin tanımını biz yaparsak doğru olur mu? Elbette olmaz." Kendi içinde tartışılır Hıdır Elmas (Alevi Vakıflar Federasyonu 2. Başkanı): "Geçmişte kurum ve kuruluşlarımız yoktu. Ama, şimdi Alevi Vakıflar Federasyonu, Alevi kurumları var. Tartışılması gereken konular kendi kurumlarımızda tartışılmalı, 'Abant'larda, özel yerlerde kimsenin bunu tartışmaya hakkı yok. Bu kırıcı bir şey. Önüne gelen Alevilikle ilgili bilgiler verirse, bu bizi incitir. Tartışma, öz Alevilerin dedeleriyle, bizlerle, kurumlarla olmalı. Aleviler kendi içinde tartışmalı." 'Abant'larda tartışılamaz Reha Çamuroğlu (Yazar): "Bildiride, Aleviliğin tanımı olarak verilen bölüm, Hollanda'da yapılan Alevi dedeler toplantısının sonuç bildirgesinden alınmıştır. Orada verilen tanım, Alevi dedelerinin yaptığı bir toplantıdan çıkan sonuçtur. Türkiye'de inanamadığım bir şey var. Araştırmadan, herhangi bir şeyin aslını öğrenemeyiz. Bir hücum mantığı var. O bildiri okunurken, o tanımın nereden alınıdığı da okunmuştur. Alevi meseleleri bütün Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının meseleleridir. Sünnilerin bir meselesi varsa, o da bütün Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının meselesidir. Biz demokratik bir ülkede yaşıyoruz. Yasal ve toplumsal adap sınırları içinde herkes birbiri hakkında görüşünü söyleyebilir. Bu nasıl bir mantıktır? 'Aleviler üzerine Sünniler laf söyleyemez! Bir kişi herkese terbiyesizlik etmiştir. Maalesef, terbiyesizlik ve hakaret daha medyatik oluyor. Birileri Aleviler ile Sünnilerin ayrı gettolarda yaşamasıni istiyor." Gettolarda mı yaşayacağız? Fethullah Gülen cemaatine yakınlığıyla bilinen Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı'nın ev sahipliğinde geçen hafta sonu İstanbul'da yapılan Abant Platformu toplantısında Alevilik konusu ele alındı. Akademik camianın yanı sıra Alevi cemaatinin 45 temsilcisinin de katıldığı toplantıda hazırlanan sonuç bildirgesi tartışmalara neden oldu. Yazar Reha Çamuroğlu tarafından okunan sonuç bildirgesinde, Aleviliğin İslamı bir kimlik olarak benimsediği vurgulandı ve belirleyici öğenin İslam olduğunu kaydedildi. Metinde, 2005 yılında Hollanda'da, 2006 yılında da Karacaahmet Sultan'da yapılan "Alevilik İslamdır" diye özetlenen Alevilik tanımı tekrarlandı.Hüseyin Gazi Derneği Başkan Yardımcısı Ali Yıldırım, Abant Platformu'nun Alevilik hakkında yetkisi olmadan tanımlama yaptığını belirtti. Yıldırım, "Bu İznik Konsülü mü? Bir sivil toplum kuruluşu Aleviliği nasıl tanımlar ve 'Alevilik şudur' diye karar alır? Bu kendi iç sorunumuz" diyerek Çamuroğlu ile tartıştı. Metne itirazları olduğunu belirten bazı Alevi temsilciler de Yıldırım'a destek verdi. Tartışma neden çıktı?