Siyaset Ankara'da bunlar konuşuluyor

Ankara'da bunlar konuşuluyor

19.08.2002 - 00:00 | Son Güncellenme:

Ankara'da bunlar konuşuluyor

Ankarada bunlar konuşuluyor





Kemal Derviş’in istifa edeceği gündü. Kemal Bey’in danışmanlarından biri Başbakanlık Müsteşarı Füsun Koroğlu’nun odasına girdi. Derviş’in istifa mektubunu getirmişti. Füsun Hanım heyecanlandı. Görevinde yeniydi ve kendisine ilk defa bir bakanın hem de Türkiye’yi tartıştıran Derviş’in istifasını içeren mektubu getirilmişti. Hüsamettin Özkan’ın rolünü alan Şükrü Sina Gürel’in odasına yöneldi. Kapıyı aniden açtı. Gürel’in makamında eşi Zeliha Gürel oturuyordu. "Pardon" dedi. Ardından Şükrü Bey makama girdi. Müsteşar Füsun Hanım, heyecanla mektubu uzattı. Bakan Bey aslında müsteşar olmasına karşı çıktığı Füsun Hanım’dan Derviş’in istifasını alınca tebessüm etti. Zeliha Hanım olayı kavrayamadı; "Kim bu kadın?" deyiverdi. Bir an şaşıran Bakan Bey, "Müsteşarımız" deyince Zeliha Hanım, elindeki dergiyi karıştırmaya başladı. Füsun Hanım ise şaşkın ifadelerle odadan çıktı.

MHP, 1999 seçiminde milletvekili seçilen türbanlı adayı Nesrin Ünal’ın Genel Kurul salonuna girerken başını açtırarak bir krizi önlemişti. MHP’ye bu kez de iki başörtülü aday daha başvuru yaptı. Bunlardan biri Kadın Kolları Başkanı Hediye Akdere, diğeri ise Ülküm İşçiler Derneği İstanbul Şube Başkanı Aysel Kurt. İkisi de örgüt içinde tanınan güçlü isimler... İkisi de başörtüsü konusunda sert tutumlarıyla biliniyor. Akdere, adaylığını doğrularken, başörtüsü hakkında konuşmaktan kaçınıyor ancak ekliyor, "hele bir seçilelim, tavrımızı andan sonra ortaya koyarız" diyor. Kurt ise, Milli Savunma Bakanı Sebahattin Çakmakoğlu’nu ziyarete gittiğinde türbanlı olduğu gerekçesiyle kapıdan içeri sokulmamasıyla haber bile olmuştu. MHP yöneticileri her iki aday için şimdiden kara kara düşünmeye başladı.

DYP lideri Tansu Çiller, Bilkent’te oturduğu evinden son derece şikâyetçi idi. Çünkü kendi evi dahil 15 villanın gizli dere sistemi ile yapılan (duvar içi) oluk sistemi hatalıydı ve bu yüzden de duvardan su sızıntısı oluyordu. Tansu Hanım, kendisinin özel işleri ile uğraşan Nalan Kozan’a bu işi halletmesi talimatını verdi. O da İsmail Şentürk adında bir çatı ustası buldu. 2 milyar 750 milyon liraya anlaşma yapıldı ama kontrat yapılmadı. İsmail Usta gizli dereleri açığa aldı, çatıyı onardı, saçakları 70 santim uzatarak eğim verdi. İşini tamamlayan İsmail Usta, Nalan Hanım’a giderek parasını istedi. Nalan Hanım, ustaya 2 milyar verdi. Usta itiraz edince birkaç hafta sonra 175 milyon daha verdi. Zaten ustanın masrafı 1 milyar 900 milyon lira tutmuştu. İsmail Usta, kalan parasının peşine düştü, ama Nalan Hanım’ı aşamadı. İsmail Usta sonunda pes etti. İşçiliği de bedavaya gitti.

Kemal Derviş, YTP ile hareket ettiği dönemde bazı isimlerle sık sık görüşüp bu hareket içinde yer almaları telkininde bulunuyordu. Ancak, Derviş’in kendisi YTP’den kopunca telkinde bulunduğu isimler birden açıkta kaldı. Çünkü onlar arasında öyle isimler vardı ki CHP ve Baykal ile yollarını ayırmışlardı. Derviş, "hadi gelin" dese bile bu kez Deniz Bey onlara sırtını dönecekti. Yani yukarı tükürsen bıyık, aşağı tükürsen sakal misali... Örnek mi? Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Celal Doğan, Bayındırlık eski Bakanı Onur Kumbaracıbaşı, Adalet eski Bakanı Mehmet Moğultay, Çankaya eski Belediye Başkanı Doğan Taşdelen, Dışişleri eski Bakanı Hikmet Çetin, Kültür Bakanlığı eski Müsteşar Yardımcısı Halit Toraman bunlardan birkaçı... Fehmi Işıklar, Bülent Eczacıbaşı, Celal Göle, Oya Ünlü, Hurşit Güneş gibi isimler de Derviş’i şaşkınlıkla izliyorlar.

DYP Genel Merkezi’ne, tekerlekli sandalye kullanan Aydın Menderes için, Tansu Hanım’ın isteğiyle özel bir asansör takılmıştı. Para işlerine ise eli sıkılığı ile bilinen Niğde Milletvekili Doğan Baran bakıyordu. Binaya ucuza bir asansör monte edildi. Ucuza takılan asansör haftada bir bozulmaya ve katlarda kalmaya başladı. DYP’de "Doğan Baran’ın asansörü" fobisi başladı. Kimse asansöre binmeye cesaret etmedi.

MHP’li TBMM Başkanı Ömer İzgi’nin eşi Aysel Hanım, kardeşi ve eniştesini yemeğe çağırdı. İzgi, cerrah olan bacanağı Dr. Bektaş Yıldız ile siyaset konuşmaya başladı. Yıldız’ın "ben de aday oldum bacanak" sözleri, arkasından da "CHP’den aday oldum" demesi İzgi’yi şaşırttı. İzgi, "şaka" sandı ama, Dr. Yıldız, ziyaretten bir gün önce CHP’den Çankaya adaylığı için başvuru yapmıştı. İzgi, sadece "hayırlı olsun" demekle yetindi.