‘Atlarla gittik uçakla geldik’

Başbakan Ahmet Davutoğlu, Türkiye, Kazakistan ve Orta Asya ülkelerinin önünde büyük fırsatlar olduğunu vurgulayarak, “Gereksiz rekabetler ve çatışmalar yerine artık bu Avrasya coğrafyasını bir barış coğrafyası yapmak durumundayız. Yapamazsak bu coğrafya çatışmaların, etnik, mezhebi dini çatışmaların ve terörün, Afganistan’da oluşturduğu gibi tehdit gibi terörün tehdit olmasına yol açarız. Bugün Türkiye’nin etrafından birçok ülkede, başta kardeşimiz ve dostumuz Suriye ve Irak olmak üzere ülkede yaşanan gerilimler hepimize ders olmalıdır” dedi. Davutoğlu, kendisine atlarla ilgili hediye edilen bir kitap üzerine, “Atlarla gittik, uçaklarla geliyoruz” diye espri yaptı.

Davutoğlu, Londra ve Mardin’in ardından geçtiği Kazakistan’ın başkenti Astana’da resmi temaslarda bulundu. Hoşgörü ve Barış Sarayı’nda düzenlenen Uluslararası Türk Akademisi’nin organize ettiği konferansa katıldı. Saraydaki kütüphaneyi gezen Davutoğlu, raflarda yer alan Stratejik Derinlik isimli kitabını imzaladı. Burada akademi öğrencileri tarafından sunulan yöresel müzik ve ilahiyi dinleyen Davutoğlu, daha önce altı kez Kazakistan’ı ziyaret ettiğini hatırlattı.

‘Ata yurduma geldim’

“Hamdolsun bugün ata yurduma geldim. O asırlarca süren yolculuklardan sonra kimimiz Asya’nın batısında kimi Asya’nın merkezinde, doğusunda aynı dili örfü kültürü muhafaza ettik. Birçok zor günler yaşadık ama dilimizi, örfümüzü kardeşlerimizi unutmadık” diyen Davutoğlu, adının Hoca Ahmet Yesevi’den geldiğini kaydederek, “Kardeşlerimizin bir toyu, şöleni olsa biz herkesten daha çok onu hisseder onlardan daha fazla mutlu oluruz” diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Nazarbayev’in, 8. Cumhurbaşkanı Turgut Özal ile yaptığı ilk görüşmede Özal’a, “Türkiye’de kaç Kazak var” sorusunu yönelttiğini anımsatan Davutoğlu, “Sayın Özal o zaman ‘Ben dahil 70 milyon Kazak var’ demişti. Nüfus sayımını yeni yaptık. Şimdi de ben dahil 78 milyon 600 bin Kazak var” ifadelerini kullandı.

Davutoğlu, Avrasya coğrafyasında rekabetin değil tamamlayıcılığın, karşılıklı gerginliğin, çatışmanın değil barış ve istikrar ortamının egemen olmasını istediklerini ifade etti.

İstanbul’un diğer bir adının da “Asitane” olduğu bilgisini paylaşan Davutoğlu, şöyle devam etti:

“Astana ve Asitane... Asitane başkent. Astana ne kadar gelişirse biz Asitane’de, İstanbul’da oturanlar o kadar mutlu oluruz. Asitane nasıl dünyanın en büyük havalimanına sahip olduğunda Astana sahip olmuş gibi sizler mutlu olursunuz. Büyük imkanlar var önümüzde. Gereksiz rekabetler ve çatışmalar yerine artık bu Avrasya coğrafyasını bir barış coğrasını yapmak durumundayız. Yapamazsak bu coğrafya çatışmaların, etnik, mezhebi dini çatışmaların ve terörün, Afganistan’da oluşturduğu gibi tehdit gibi terörün tehdit olmasına yol açarız. Bugün Türkiye’nin etrafından birçok ülkede, başta kardeşimiz ve dostumuz Suriye ve Irak olmak üzere ülkede yaşanan gerilimler hepimize ders olmalıdır. Ülkeler birlik ve beraberliklerini korudukları zaman komşularıyla iyi ilişkiler geçirdikleri zaman kalkınabilirler. Türkiye ve Kazakistan iki istikrar adasıdır.. Türkiye’nin istikrarı etrafa istikrar getirir, Kazakistan’ın istikrarı da yine çevresine istikrar getirir.”

‘İddialı barış projesi’

Davutoğlu’na kalpak, kaftan ve yöresel çalgı ile bazı kitaplar hediye edildi. Teşekkür eden Davutoğlu, atlarla ilgili bir kitaba bakarken, “Atlarla gittik uçaklarla geldik” diye espri yaptı.

Adriyatik’ten Çin’e kadar büyük bir coğrafyada Türk dünyasını keşfetmeye başladıklarını anlatan Davutoğlu, “Bu coğrafyayı barış kuşağı haline getirmemiz için birlikte çalışmamız gerekir” diye konuştu.

Türkiye üzerinde Kars’tan itibaren İstanbul’a kadar hızlı tren demiryolu rehabilitasyonu yaptıklarını, Marmaray’la birleştirecek hattın Londra’ya kadar uzandığını belirten Davutoğlu, “Bu tren yolunun doğu tarafında Bakü-Hazar geçişi, Aktav-Kazakistan üzerinden Çin’e ulaşmasını istiyoruz. Bu iddialı bir barış projesidir. Farklı kültürlerin nasıl İpek Yolu’nda tanışmış olmaları barış getirmişse, biz tüm Avrasya’yı geçecek olan bu kuşağın bir barış yolu olacağına inanıyoruz. Aynı kuşakta karayolu taşımacılığının da geliştirilmesini istiyoruz” dedi.

Kazakistan ile Türkiye coğrafyasının bir enerji kuşağı haline geleceğini belirten Davutoğlu, “Türkiye’nin limanları Kazakistan limanlarıdır.. Türkiye ile Kazakistan’ın potansiyeli birleştiğinde biliniz ki Türkiye’nin tüm limanları Kazakistan’ın limanları olacaktır ve Kazakistan’ın malları ve ürünleri dünyanın her yerine Türkiye’nin limanlarından ulaşacaktır” dedi.

Nazarbayev’le 3 saate yakın görüşme