Siyaset Başbakan 3 çocuk ısrarını sürdürüyor

Başbakan 3 çocuk ısrarını sürdürüyor

13.05.2008 - 14:32 | Son Güncellenme:

.

Başbakan 3 çocuk ısrarını sürdürüyor

AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, aileyi köreltmek, aileyi yok etme anlayışına hiçbir
zaman sıcak bakmadıklarını belirterek, "Eğer Tayyip Erdoğan, ’Bu ülkede her ailede en az 3 çocuk olmalıdır’ diyorsa, işte bu düşünceyle diyor. Bunu söylerken 2040, 2050 Türkiye’sini düşünerek söylüyor" dedi. Partisinin grup toplantısında konuşan Erdoğan, 10-16 Mayıs tarihlerinin Özürlüler Haftası olduğunu hatırlatarak, geçmişte bu haftada sadece umutların dile getirildiğini, sorunların sayıldığını, özürlülerin talepleri ve ihtiyaçlarının hep geleceğe ertelendiğini söyledi. "Bugün, özürlüler haftasını bambaşka duygularla kutluyorsak, şüphesiz bu durum AK Parti hükümetlerinin eseridir" diyen Erdoğan, yürüttükleri siyasetin esasının insana hizmet olduğunu, bütün insanlara olduğu gibi özürlülere de daha güzel, daha yaşamaya değer bir Türkiye sunmanın gayreti içerisinde olduklarını kaydetti. Özürlü vatandaşlarla ilgili konularda, gerek mevzuat gerek uygulama bakımından büyük adımlar attıklarına dikkati çeken Erdoğan, "Bizim için her insan özeldir, her insan değerlidir, kıymetlidir, her insan hak ettiği imkan ve haklara sahip olabilmelidir" diye konuştu. Başbakan Erdoğan, 5378 sayılı Özürlüler Kanunu ile özürlülük alanında
yaşanan sorunlara çağdaş ve kapsamlı çözümler içeren bir yasal düzenleme gerçekleştirdiklerini anımsatarak, dün özürlülerle ilgili konfederasyon ve federasyon başkanlarından oluşan bir heyetle uzun bir görüşme
yaptıklarını, tüm meseleleri tek tek değerlendirdiklerini kaydetti. Özürlü vatandaşların, "Devrim niteliğinde kanuni değişiklik" olarak adlandırdıkları yasayla, eğitimde feda edilecek fert olamayacağı anlayışıyla, özel eğitim ve destek eğitimini tüm özürlüler için vermeye başladıklarını belirten Erdoğan, şunları kaydetti:
"184 bin 825 özürlü çocuğumuza kişi başına 403 YTL tutarında özel eğitim desteği veriyoruz, her ay. Üniversite okuyan özürlülerimiz için öncelikler ve kolaylıklar sağladık. Başkasının yardımı olmadan hayatını sürdüremeyecek durumda olan özürlülerimize çağdaş modellerle bakım hizmeti vermeye başladık. Bu kapsamda yaklaşık 56 bin kişiye bir asgari ücret tutarında bakım desteği veriyoruz. 2002 yılında işçi kadrosundaki yıllık istihdam 10 bin 883 iken, bizim dönemimizde bu rakam ortalama 20 bin 200 olmuştur. Özürlü vatandaşlarımızın 2022 sayılı yasa kapsamında aldıkları aylıklarını da yüzde 200 ila 300 oranında artırdık, kendilerine 160 ile 240 YTL arasında özürlü aylığı veriyoruz. 2007 yılında 328 bin özürlü kardeşimize, 710 milyon YTL ödeme yaptık. Bu kapsamda borçları sebebiyle sıkıntı yaşayan, sürekli hacizlerle karşı karşıya kalan yaklaşık 81 bin özürlü kardeşlerimizin borçlarını
bildiğiniz gibi geçen hafta sildik. Bunu da temizledik. Son olarak Sosyal Güvenlik Yasasıyla, özürlü çocuğu olan annelerimize 5 yıl önce emekli olma imkanı getirdik."
Başbakan Erdoğan, sağlam temeller üzerinde daha ileri hedefleri tutturacaklarına olan inancını dile getirerek, özürlüler ile hayat arasındaki engelleri ellerinden geldiğince ortadan kaldıracaklarını, bu konuda daha sorumlu, bilinçli ve duyarlı olacaklarını vurguladı.

Haberin Devamı

"BİZİM İÇİN HER GÜN ANNELER GÜNÜ..."

Erdoğan, bu haftanın aynı zamanda, "Aile haftası" olarak kutlandığını, Pazar günü de "Anneler Günü" olduğunu hatırlatarak, "Gerçi bizim için her gün, Anneler Günü....Biz kalkıp da bunu farklı yaklaşımlarla bir günü, Anne Günü olarak ilan etmeyi, anaya saygısızlık olarak görürüz. Bizim inancımızda, bizim değerlerimizde annelerin ayaklarının altı öpülür. Çünkü cennet, annelerin ayakları altındadır. Özelliği burada..." dedi. "Ana başa taç imiş/Her derde ilaç imiş/ Bir evlat pir olsa da/ Anaya muhtaç imiş" dörtlüğünün de boşuna söylenmediğini kaydeden Erdoğan, "Biz bu anlayışla analarımıza yaklaşırız. Sevgili anneciklerimize bu saygı içinde ulaşmanın gayreti içerisinde oluruz" diye konuştu. Kendi siyasi anlayışlarında, muhafazakar ve demokrat kimliğinde, parti olarak yola çıkarken hedefe aileyi koyduklarını anlatan Erdoğan, aile hedefli bir anlayışla yolculuğu devam ettirdiklerini vurguladı.

Haberin Devamı

"DÜŞÜNCELERİMİN ARKASINDAYIM"

"Aileyi köreltmek, aileyi yok etmek...Bu anlayışa hiçbir zaman sıcak bakmadık, bakmıyoruz" diyen Erdoğan, şöyle konuştu: "Eğer Tayyip Erdoğan, ’En az bu ülkede her ailede 3 çocuk olmalıdır’ diyorsa, işte bu düşünceyle diyor. Bunu söylerken 2040, 2050 Türkiye’sini düşünerek söylüyor. Genç ve dinamik bir Türkiye’yi korumanın ve ileriye götürmenin düşüncesiyle söylüyorum. Hani o bazı kuru sıkı bahaneler var ya... Bu bahanelerin hepsi, farklı yerlerden
taşınan ve ülkemin geleceğini karartmaya dönük düşüncelerdir. Bunlara katılmıyorum. Bu kadar açık söylüyorum ve düşüncelerimin de arkasındayım. Bazıları çıkar böyle, edep, adap dışı yaklaşımlar sergileyebilirler. Ama şu anda dünyada, gelişmiş ülkelerde bile bunun ne nedenli önemli olduğunu o yaşayanlar kendileri söylüyorlar. Üste para,
destek veriyorlar, ’Yeter ki nüfusu artıralım, gençleştirelim’ diye. Biz ülkemizi bu duruma düşürmek istemiyoruz. Bakın her yerde ne konuşuyoruz, konuştuğumuz şey şudur; ’Biz güçlü bir ülkeyiz.’ Neye dayanarak bunu söylüyorsun?’Çünkü bizim nüfusumuz gençtir’ diyoruz. Niye, bunu kullanıyorsun o zaman? Kullanma. Lafla, ’Nüfusum gençtir’ demenin bir anlamı yok. Şu andaki hesaplarla eğer bizim artış oranımız, şu andaki hızıyla giderse biz 2037 yılında yaşlanan bir nüfus dönemine giriyoruz. Ondan sonra bunun bedeli çok ağır olacaktır ülkemize. Bu hassasiyeti ben milletimden istiyorum. Milletime de özellikle bu kişisel tavsiyemi yapıyorum. Kabul edenler olur, etmeyenler olur. Bunun bir mecburiyeti yok. Ben sadece söylüyorum."

Haberin Devamı

"BEN HALİMDEN MEMNUNUM, KEŞKE BEŞ, ALTI OLSAYDI"

Konuşmasına, "Ben halimden memnunum" diyerek sürdüren Başbakan Erdoğan, şunları kaydetti:
"Ben öyle hamdolsun, çocuklarımla hemhal oldukça...Dört tane var, keşke beş olsaydı, altı olsaydı. Ama dörtte kaldı. Bütün bunları da samimi dileğim olarak söylüyorum. İnançlı olarak söylüyorum, bilimsel olarak söylüyorum. Bu işin bilimsel temeli var. Ama diğerleri bilimsel konuşmuyor, tam aksine bilim dışı konuşuyorlar. Ha, ’Türkiye’nin
geleceği yaşlı olsun, nüfus düşsün’ diyorlarsa, o ayrı mesele. Ama şöyle bakalım, gelişmiş ülkelere, acaba bizim durumumuzda olanlar var mı? Var, nasıl var; örneğin Yunanistan, şu anda nüfusu yoğun şekilde azaldı. Ama yaptıkları yanlışı da öyle zannediyorum ki anlamış durumdalar. Çünkü ciddi manada nüfus düştü, gayrı safi yurt içi hasıla yüksek görülsün diye herhalde...Ama ciddi anlamda bir düşüş onlarda söz konusu...Şimdi de nasıl artar diye onun hesabını yapıyorlar."

Haberin Devamı

"İYİ YETİŞTİRME BİZİM SORUNUMUZ"

Toplumsal dokunun sağlamlığının aile yapısının gücüyle doğru orantılı olduğunu kaydeden Erdoğan, şunları kaydetti: "Efendim, ’İyi yetiştireceksin’ İyi yetiştirme olayı bizim sorunumuz, siyasilerin sorunu, devleti yönetenlerin sorunu. Eğer sen kalkar da bu ülkede okul yapmazsan, hastaneleri ve doktorları geliştiremezsen, artırmazsan, ’Yeterli değil’ dersen...Neresi yeterli değil? Bugün Almanya’da bir öğretim üyesine 24 tıp öğrencisi düşerken, benim ülkemde
bir öğretim üyesine 3.9 öğrenci düşüyor. Hesap ortada, orada 24, bizde 3.9. Biz laf üretmişiz, iş üretmemişiz ki...İlk defa şimdi okullar artıyor. Doğu’da, Güneydoğu’da, Karadeniz’de, Türkiye’nin dört bir yanında ADSL sistemiyle yavrularımız buluşuyor. Şimdi gittiğimiz her yerde bilişim teknolojileri sınıflarını okullarımızda görüyoruz. İşte
buyurun üniversitelerdeki attığımız adımlar, hamleler. Evelallah bu ülke patlayacak, göreceğiz. Bilimde, sanatta, kültürde, her şeyiyle...Şu anda Anadolu’da her yerde adımlarımızı atıyoruz, tohumlamayı yapıyoruz, temeler oluşuyor ve neticesini de alacağız. Hiç bundan endişeniz olmasın. Gelecek bu noktada aydınlıktır. Güçlü ve geniş aile yapımızı korumamız, aile değerlerini yaşatmamız, aile içinde sağlanan dayanışma ruhunu canlı tutmamız büyük önem taşıyor. Bütün iletişim organlarını güçlü tutmamız, ahlak değerlerine özellikle sahip çıkmamız, bütün bunlar önemli. Bu milletin kendi değerlerinden taviz vermemesi gerekir. Her milletin kendine has değerleri vardır. Türk milletinin de kendine has değerleri vardır, gelenekleri, görenekleri var. Bunları bizim sağlam, diri tutmamız lazım ki ayaklarımız yere sağlam bassın. Taklitçi değil, mukallit değil, kendi öz benliğini koruyan bir aile yapısı olarak bizim ortada olmamız lazım. Budur asıl olan, önemli olan. Bunu korumamız lazım." Hükümet olarak sosyal hizmet politikalarını da sosyal yardım hizmetlerinin de temelinde aile bütünlüğünü korumak, zayıf düşen aile yapısını güçlendirmenin yattığını anlatan Başbakan Erdoğan, "Aile kültürü, geleneksel yapımızın da temelidir. Tüm Türkiye olarak ’Biz de
bir aileyiz’ diyebildiğimiz oranda gücümüze güç katabilir, birlik ve bütünlüğümüzü koruyabiliriz. Aile fertlerinin samimiyeti, şefkati, yardımlaşması, kucaklaşması gibi tüm bölgelerimiz, tüm vatandaşlarımız birbiriyle kenetlenmeli, bir ailenin fertleri olarak kendisini görebilmelidir" diye konuştu.