Siyaset Başbakan Yardımcısı Akdağ'dan Nuriye Gülmen ve Semih Özakça çıkışı

Başbakan Yardımcısı Akdağ'dan Nuriye Gülmen ve Semih Özakça çıkışı

01.11.2017 - 09:49 | Son Güncellenme:

Başbakan Yardımcısı Recep Akdağ, Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile görevlerinden ihraç edilen Nuriye Gülmen ve Semih Özakça'nın durumlarına ilişkin, "Sağlık Bakanlığımız bu vatandaşlarımızı çok yakından takip ediyor. Hukukun kendisine verdiği çerçevede müdahale etme imkanını buluyorlar. Müdahale edilmeye çalışıldığında, 'Siz nasıl müdahale edersiniz bunlara' itirazları ile karşılaşıyoruz. 'Bunların ölmelerine göz göre göre müsaade etmeyin' diyen çevrelerden geliyor bu itirazlar. Aslında bu iki insanın hayatını düşünen herkesin buradaki fiile son verilmesi için onları teşvik etmesi lazım" ifadelerini kullandı.

Başbakan Yardımcısı Akdağdan Nuriye Gülmen ve Semih Özakça çıkışı

Başbakan Yardımcısı Recep Akdağ, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda, Başbakanlık ve bağlı kuruluşlarının 2018 yılı bütçeleri üzerindeki görüşmelerde, milletvekillerinin sorularını yanıtladı.

Haberin Devamı

Başbakan Yardımcısı Akdağ, Başbakanlığın kendini feshettiğine yönelik iddialara ilişkin, bunun söz konusu olmadığını, milletin verdiği bir karar sonucu böyle bir durumun oluştuğunu söyledi. Milletin verdiği karara herkesin saygı göstermesi gerektiğini belirten Akdağ, "Millet yaptı mı buna itiraz olmaz. Şu anda bir fesih yok. Biz Başbakanlık bütçesi için buradayız." değerlendirmesinde bulundu.

Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması (FETÖ/PYD) operasyonları sonucu devlet tarafından en konulan işletmelere Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonunun (TMSF) kayyum atamasına ilişkin bir soru üzerine Akdağ, TMSF'nin kendisine yüklenen görevleri hakkıyla yerine getirdiğini ifade etti. TMSF'nin, FETÖ meselesinden sonra şirketlere kayyum atama işinde de büyük bir başarı sağlandığını dile getiren Akdağ, "Şirketlere atanan kayyumların yönetimi gayet başarılı. Ortada büyük bir başarı var. Bugün TMSF güzel yönetiliyor. TMSF ile Sayıştay arasındaki görüş farklılıkları olduğuna ilişkin söylemleri anlayamıyorum. Bir taraftan 'Hukuka aykırılık var' deniliyor, öbür taraftan bunun suç teşkil etmeyeceği söyleniyor. Hukuka aykırı bir şey varsa idari yaptırım olur en azından." diye konuştu.

Haberin Devamı

AVRUPALILARIN BİZE VERECEĞİ DERS YOK

Diyarbakır Fidanlık Kampı'ndan Ezidilerin zorla Mardin'in Midyat ilçesine götürüldüğüne yönelik iddialar hakkındaki soruyu da yanıtlayan Akdağ, Diyarbakır'daki söz konusu bölgede çok zor ve olumsuz koşullarda yaşayan Ezidilerin, Midyat'ta daha iyi şartlardaki bir kampa taşındığı bilgisini verdi. Akdağ, Birleşmiş Milletler (BM) çatısı altındaki örgütlerin kamplara sürekli girip çıktığını dile getirerek, "Sivil toplum girip girmiyor olduğu zaman hangi sivil toplumun buraya girmeye hakkı olduğu tartışılabilir. BM'nin işin içinde olması benim için önemlidir. Türkiye'deki kamplarda verilen hizmetlerin dünyanın hiçbir yerinde bugüne kadar sığınmacılara verilemediğini iddia ediyorlar. Çok özel bir iş yapıyoruz. Elbette bu kamplarda farklı kültürler farklı insanlar, farklı yapılar arasında zaman zaman sıkıntılar yaşanmış olabilir. Sonuçta bir şehirden bahsediyoruz." açıklamasını yaptı.

Haberin Devamı

Bu kapsamda yürütülen çalışmaların hepsinin insani amaçlarla yapıldığını kaydeden Akdağ, şöyle devam etti: "Batılılarla yapılan anlaşmalarda, 'şöyle oldu, böyle oldu', bizi eleştiriyorlar. Gerçekten ben buna gülümsüyorum. Adamlar bir tane mülteciyi ülkelerine almamak için uğraşıyorlar ondan sonra mültecilerin hakları hususunda bize akıl öğretecekler. Bunu nasıl kabul edebiliriz? Hadi 3 milyonun yarısını da onlara verelim, baksınlar. Dikenli teller mi çevirmediler, yapmadıkları edepsizlik kalmadı. Burada biz kendi milletimizin karakterinden, tarihinden, kültüründen gelen bir insaniliktir. Avrupalıların bu konuda bize verecekleri hiçbir ders yok."

Akdağ, Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumunun (TİHEK) işleyişine ilişkin bir soru üzerine, bu kurumun daha yeni olduğunu ve kuruluşunun mayıs ayında tamamlandığını hatırlattı. Kurumun çok gayretli olduğunu ifade eden Akdağ, çalışma alanlarının uygun olmadığını, bununla ilgili de yeni bir bina arayışına girdiklerini anlattı. Başbakan Yardımcısı Akdağ, kurumda az kişi çalıştığı için bütçenin yeterli olduğunu belirterek, "Maliye Bakanı ile bizzat görüştüm yani oraya verilen 8 milyon bütçeyi biz 16 milyona, 20 milyona sene içerisinde rahatça çıkarabiliriz. Yeter ki çalışan kişi sayısı ve fonksiyonu geliştirelim. Önemli olan kurumu geliştirmek. Kurumun kuruluşu mayıs ayında tamamlandığı için gelen başvuruları genellikle kurumlara yönlendirmişler. Kasım ayında da yönetmelikleri de tamamlanacak. Kurum çok daha güçlü bir biçimde aktif çalışan bir kurum haline gelecek." ifadelerini kullandı.

Haberin Devamı

TİHEK'e seçilen üyelerin liyakatına ilişkin bir soruyu da yanıtlayan Akdağ, bu söylemlerle üyelere haksızlık yapıldığını kaydederek, bu kişilerin kuruma müracaat edenler arasından seçildiğini aktardı. Akdağ, bu sene TİHEK'e 360 başvuru yapıldığına dikkati çekerek, "Bu dönemde konusuna binaen önemli ve ivedi hususlar ulusal önleme mekanizması kapsamındaki başvurularla ilgili olarak herhangi bir hak kaybı yaşanmaması adına ilgili kurum ve kuruluşlarla gerekli yazışmalar yapılmıştır." açıklamasında bulundu.

Haberin Devamı

TERÖRİSTLERİ Mİ ALALIM?

Sınır kapılarından Türkiye'ye gelen sığınmacıların seçilerek alındığına ilişkin soru üzerine Akdağ, sığınmacıların Türkiye'ye seçilerek, kontrol edilerek alınmasının çok normal olduğunu anlattı. Akdağ, "Bununla ilgili mevzuatta, Türkiye dışında hangi saikte olursa olsun zalimce eylemler yaptığını düşündürecek nedenleri bulunanlar, ülkesinde silahlı çatışmaya katılmış olduğu halde bu faaliyetlerini kalıcı halde sonlandırmayanlar, terör eylemlerinde bulunduğu, planladığı... Bunları alalım mı yani Türkiye'ye? Bunlar uluslararası anlaşmalarla ortaya konulmuş şeyler." dedi. KHK ile meslekten ihraç edilen Nuriye Gülmen ve Semih Özakça'nın durumlarının hatırlatılmasının ardından Akdağ, ortada yargının verdiği kararlar olduğunu belirterek, "Sağlık Bakanlığımız bu vatandaşlarımızı çok yakından takip ediyor. Hukukun kendisine verdiği çerçevede müdahale etme imkanını buluyorlar. Müdahale edilmeye çalışıldığında, 'Siz nasıl müdahale edersiniz bunlara' itirazları ile karşılaşıyoruz. 'Bunların ölmelerine göz göre göre müsaade etmeyin' diyen çevrelerden geliyor bu itirazlar. Aslında bu iki insanın hayatını düşünen herkesin buradaki fiile son verilmesi için onları teşvik etmesi lazım." diye konuştu.

Başbakan Yardımcısı Akdağ, Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD) yardımlarının hangi kriterlere göre yapıldığına ilişkin bir soruyu da cevapladı. Gelen taleplerin kurum bünyesindeki İnsani Yardım Komisyonu tarafından değerlendirmeye alındığı bilgisini paylaşan Akdağ, yardımların bu komisyonun kararına göre yapıldığını bildirdi.

TÜRKİYE'YE SON ÜÇ YILDA 43,3 MİLYAR DOLAR YATIRIM GELDİ

AK Parti iktidar oluncaya kadar Türkiye'ye gelen toplam yabancı yatırım miktarının 15 milyar dolar olduğunu ifade eden Akdağ, "Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası verilerine göre 2014 yılı doğrudan yabancı sermaye girişi 12,8 milyar dolar. 2015'te 17,6 milyar dolar, 2016'da 12,9 milyar dolar. Son üç yılda Türkiye'ye gelen doğrudan yabancı sermaye miktarı 43,3 milyar dolar. 80 yılda 15 milyar dolar yatırım gelmiş, şimdi bir senede 15 milyar dolar yatırım geliyor. Daha fazla olması lazım, kabul ediyorum. Bunun için de gayret ediyoruz" ifadelerini kullandı.