21.05.2016 - 02:30 | Son Güncellenme:
Abdullah Karakuş - Rize
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, dün Rize Sahil Camii’nde cuma namazı kıldıktan sonra kendisini bekleyen vatandaşlara konuştu. “İşte ordu işte komutan” diye slogan atılması üzerine Erdoğan, “Burası ordu değil bizim bir ordumuz var, Türk Silahlı Kuvvetleri. Bu ise bir davanın mensuplarıdır. Bir davanın, bir hareketin mensupları olarak inanıyorum ki sizler bir ümmet bilinci içerisinde yürüyeceksiniz” dedi. Erdoğan, daha sonra katıldığı ödül töreninde de özetle şunları söyledi:
- BÖLMEK İSTEYENLER OLABİLİR: Benim sizden ricam şudur. Hep bir olacağız, iri olacağız, diri olacağız, beraber olacağız, kardeş olacağız, hep birlikte Türkiye olacağız. Bizi bölmek isteyenler olabilir. Bunlara kulak asmayacağız. Onlara dirseğimizin tersiyle ‘haydi güle güle’ diyeceğiz.
- BEDELİNİ AĞIR ÖDEYECEKLER: Mehmetçik şu anda teröristlerle vuruşuyor, gereğini yapıyor. Tabi ki şehadet, o aileler şüphesiz nasıl üzülüyorsa biz de üzülüyoruz. Ama bedelini de ağır ödetiyoruz, ödetmeye de devam edeceğiz.
- TARİHİ BİR OYLAMA: Parlamentoda dokunulmazlıkla ilgili bir oylama yapılıyor. Bu tarihi oylamada ne var? Benim milletim bu ülkede suçlu olan parlamenterleri, bu parlamentoda görmek istemiyor. Hele hele bölücü terör örgütünün desteklediklerini bu Parlamento’da görmek istemiyor. Şu anda iktidar partisi, bunun yanında MHP bu konuda diyorlar ki, burada olmamaları lazım. Bunun bedelini niçin Parlamento ödesin? Parlamentoya yargı gönderdi mi fezlekelerini? 670’e yaklaşık fezleke var. Bütün bu fezleke dosyalarını yargıya gönderecekler. Alın yargılayın, bedeli neyse ödesinler. Olması gereken o değil mi? Bugünkü neticelerle parlamentoda bu iş bitiyor. Ama iki gün önce olan da referanduma gidiliyordu.
- REFERANDUM OLSA YÜZDE 80’LE DERS VERİRLERDİ: (CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nu eleştiriyor) Bak şu dokunulmazlıklarla ilgili ne dedi, ‘biz destekliyoruz’ dedi, değil mi? İşte iki gün önce yapılanda desteklediler mi? Desteklemediler ve iktidar partisiyle MHP beraberce yüklendiler, 350’yi, 54, 55’i, buraları yakaladılar. Bugün (dün) nasıl olduysa geri döndüler. Bir hikmet var ve bugün de (dün) hamdolsun 376’ya kadar çıktı. Böylece referanduma gitmeye gerek kalmadı. Şimdi tabii bu, yolu kısalttı. Ama referanduma gidilseydi ne olacaktı biliyor musunuz? Onu da söyleyeyim size, millet en az yüzde 70, yüzde 80’le bir ders verecekti.
- KATLİAMIN ORTAKLARIDIR: Dokunulmazlık meselesi başta olmak üzere terör örgütüyle veya onu destekleyen yapılarla birlikte hareket eden herkes, daha önce diğer şehirlerimizde, şimdi de Dürümlü’de gerçekleştirilen katliamın, kusura bakmasınlar, ortağıdırlar. TBMM’de yaşanan anayasa değişikliği görüşmeleri, lafta değil, gerçekte kimin nerede, kimin yanında durduğunu göstermesi bakımından tam bir turnusol kağıdı işlevi görmüştür. Milletin karşısına çıkıp evet oyu vereceğiz diyen, kendisine itiraz edenleri yeni bir taktiğimiz var diyerek susturan zatın, aslında tüm amacının, bölücü örgütünün destekçisi milletvekillerini kurtarmak olduğunu hep birlikte gördük. Ama tutmadı. Oy kabininde ilk tur oylamalarda tamamen, ikinci turda kısmen hayır oyu kullananlar ikiyüzlüdür, riyakardır, kusura bakmasınlar sahtekardır. Bu şekilde kendileri dışındaki herkesi güya aptal yerine koymaya kalkanlara bu millet hak ettiği dersi mutlaka verecektir.
- SEN KİMSİN: Artık hiç kimse için terör örgütünün yanında yer almanın en küçük bir izahı yoktur. Ana muhalefetin başındaki zat ne diyor, kan bizimle başlamış. Bir başka konu oluyor. Kan dökülür diyor. Sen kimsin? Önce haddini bil. Bu ülkede demokrasinin yolu sandıktan geçer. Eğer kanla bu iş olacaksa dirsek teması olduğun kişiler onlar zaten bu işi yapıyorlar, onlar iktidar olurdu. Geldiği yer en son 80 idi. 1 Kasım’da o 80 yarı yarıya inme durumuna geldi. Şimdi daha da beter olacaklar.
- ‘AYNAYA BAK’: Ana muhalefet partisinin başındaki şahsımla alakalı çok çirkin ifadeler kullanıyor. Diktatör, diktatör bozuntusu gibi ifadeler. Önce sen aynaya bak. Eğer Türkiye, diktatörün cumhurbaşkanı olduğu bir ülkeyse, sana bunu söyletmezler, sana bunu konuşturmazlar, sen burada yaşayamazsın. Adeta ağızlarından affedersiniz salyalar akıyor, kendilerinin de yanında olanların da. Bu millet demokraside yegane karar vericidir. Bir taraftan ‘Atatürkçüyüm’ diyeceksin, öbür taraftan seçim sandıklarından, bir gireceksin çıkamayacaksın, iki, üç, dört, beş, altı, yedi, sekiz, dokuz, çıkamayacaksın, sadece hakaretle netice almak isteyeceksin. Alamazsın, Çünkü ahlaken sıkıntılısın.
‘Ayder’e kentsel dönüşüm lazım’
Cumhurbaşkanı Erdoğan, dere yataklarına ve yaylalara ev yapan Rizeli hemşehrilerine sitemde bulundu. Zemini uygun olmayan yere ev yapmanın anlamı olmadığını söyleyen Erdoğan kentsel dönüşüm çağrısı yaparak, “Biz kentsel dönüşüm, değişim dönüşüm projelerinin bir tanesini bizim Ayder’e bir tanesini Uzungöl’e yapmamız lazım. Gelir oraya kondurur ondan sonra da bir sel felaketi olduğu zaman devlete başlar küfretmeye. Ya devletin suçu ne, suç senin” dedi. Erdoğan Yeşil Yol Projesi ile ilgili olarak da, “Asla tabiat güzelliklerinin tahribi olmayacak. Böyle bir teşebbüse önce ben karşı çıkarım” dedi.
‘Bunlar daha iyi günleriniz’
Erdoğan, geceyi geçirdiği baba ocağı Güneysu’da otobüsten hemşehrilerine de şöyle seslendi: “Bu millet ne isterse demokraside o olur. Anamuhalefetin başındaki adamın dediği gibi ‘Kan dökülür’ ifadesi var ya bu demokrasiyi hazmedememiş kişilerin ağzından çıkabilecek laftır. Biz kanı vatanımız için, Allah için dökeriz. Bu vatanımızda operasyon, ameliyat yapmak isteyenler işte bugün düştükleri hale düşerler. Bugünler onların iyi günleri, bilsinler ki bu mücadele burada kalmayacak, daha kararlı bir şekilde devam edecek. Devletin içinde devlet asla. Bizim tek devletimiz var, Türkiye Cumhuriyeti Devleti.”