15.06.2018 - 01:30 | Son Güncellenme:
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Milli İrade Platformu Tarafından Yenikapı’da organize edilen Sivil Toplum Kuruluşları (STK) İftarına katıldı. Erdoğan, burada yaptığı konuşmada Şanlıurfa’nın Suruç ilçesinde AK Parti Milletvekili İbrahim Halil Yıldız ve yakınlarına yönelik saldırıyı şiddetle kınadığını ifade ederek, şunları söyledi: “Milletvekilimizin aynı zamanda adayımızın ağabeyi bu saldırıda PKK’lılar tarafından öldürüldü. Milletvekilimizin hayatını kaybeden kardeşine Allah’tan rahmet, yaralılara acil şifalar diliyorum. Bu olay, PKK ve HDP’nin Kürtlerin kanından beslenerek büyüme stratejilerini hala terk edemediklerinin en bariz örneğidir. Bizim Kürt kardeşlerimizle sorunumuz yok, bizim PKK ile sorunumuz var. Kürt kardeşlerimizin de bu oyunu bozacaklarına inanıyorum. Şu anda bir yola girmiş vaziyetteyiz, bu hazımsızlık bunları iyice çılgınlaştırıyor.”
Erdoğan, 6-8 Ekim olaylarında 53 vatandaşın ellerine kanları bulaşanların, çukur eylemlerinde on binlerce Kürt vatandaşın evini başına yıkanların, bir kez daha AK Parti mensuplarını hedef aldığını belirterek, “Biliyorsunuz bunlar daha önce de bölgede bizim pek çok il ve ilçe yöneticimizi ne yazık ki şehit ettiler. Biz bölgedeki Kürtleri, PKK’nın ve HDP’nin boyunduruğundan kurtarma yolunda mesafe kat ettikçe, bunlar yine en iyi bildikleri iş olan şiddete kayıyorlar. Ne bölgedeki kardeşlerimizi, ne partimiz mensuplarını, PKK ve HDP şiddetine terk etmeyeceğiz. Bu hadisenin önünde ve arkasında kim varsa emniyetimiz ve yargımız mutlaka bulacaktır” diye konuştu.
‘BM kararı dönüm noktası’
İslam dünyası olarak ramazan ayını yürek burkan bir atmosferde geçirdiklerini belirten Erdoğan, 14 Mayıs’ta Gazze’de yaşanan olaylarda İsrail’in, Amerikan yönetiminin büyükelçiliğini Kudüs’e taşıma kararına karşı eylem yapan 62 Filistinliyi şehit ettiğini hatırlattı. Dönem başkanlığını yürüttüğü İslam İşbirliği Teşkilatı’nı, Kudüs’ü ve katliamı konuşmak üzere acilen İstanbul’da toplantıya çağırdığını söyleyen Erdoğan, “Çağrımızdan sadece 72 saat sonra Yenikapı Meydanı’nda gerçekleştirilen ‘Zulme Lanet Kudüs’e Destek Mitingi’, milletimizin Kudüs meselesindeki hassasiyetini tüm dünyaya göstermiştir.
İlk kıblemiz Kudüs’ü, kesinlikle tek gıdası kan, katliam ve gözyaşı olan işgalci İsrail devletinin insafına asla bırakmayacağız. Dört asır boyunca hizmet etme şerefine nail olduğumuz Harem-i Şerif’in üzerine namahrem eli değmesine kesinlikle müsaade etmeyeceğiz. Hem ikili düzeyde hem uluslararası platformlarda hem de diğer zeminlerde Filistinli kardeşlerimizin hakkını ve hukukunu savunmayı sürdüreceğiz.
BM Genel Kurulu tarafından dün alınan kararı, Filistin meselesinde tarihi bir dönüm noktası olarak görüyorum. İnşallah bu kararın gereği en kısa sürede yerine getirilir.”
‘Saldırı dalgası’
Şu an coğrafyaya yönelik böl, parçala, yönet taktiğiyle hayata geçirilmeye çalışılan senaryoların önündeki en büyük engelin Türkiye olduğunu vurgulayan Erdoğan şöyle devam etti:
“Saldırı dalgasının, üzerimize gelinmesinin nedeni Türkiye’nin sembolleşen işte bu cesur tavrıdır. MİT krizinden Gezi olaylarına, 17-25 Aralık girişiminden çukur eylemlerine, 15 Temmuz darbe teşebbüsüne kadar yapılan tüm saldırıların amacı ülkemize had bildirmektir. Türkiye’yi tekrar eski, pısırık, korkak, sermaye ve güç sahiplerinden emir alan yarı müstemleke konumuna geri döndürmeyi hedefliyorlar. Son 5 yılda ülkemizin ekonomide, siyasette, dış politika güvenlik ve yargıda maruz kaldığı operasyonları düşünün. Kim bunların tesadüf olduğunu iddia edebilir? Kim bunların tamamen ülkenin kendi dinamiklerinden kaynaklandığını söyleyebilir? Kardeşlerim, yaşadıklarımızın hiçbiri sıradan hadiseler değildir.”
‘İlla mahkûm mu olması lazım’
6-8 Ekim olaylarını hatırlatan Erdoğan, “170 bin Kürt kardeşimizi topraklarımıza aldığımız dönemde Kobani bahanesiyle sokak çetelerini kışkırtarak insanımızı birbirine kırdırmak istediler. Yasin Börü’nün de olduğu gencecik evlatlarımızı vahşice kimler linç etti? Bu kadar gerçekler ortadayken, 53 Kürt kardeşimizi kimler öldürdü? Şu anda bu zat Edirne’de cezaevinde. Bu zatı birileri gidip ziyaret ediyor. Neymiş, ‘cumhurbaşkanı adayının cezaevinde ne işi var?’ diyor. Bunun her yeri cumhurbaşkanı adayı olsa ne olur? İlla mahkum mu olması lazım? Mahkum değil de tutuklu. Mahkum olmayacağının garantisi mi var?” dedi.
‘Önümüzde ağır bir imtihan var’
Erdoğan,”Şimdi önümüzde yeni ve çok daha ağır bir imtihan bulunuyor. Bu imtihan, 24 Haziran seçimleridir. Çünkü bu seçimler Türkiye’nin kader seçimi, dönüm noktası olacaktır” dedi. Türkiye’de artık sivil iradeyi temel alan yeni bir sistemin kurulduğunu kaydeden Erdoğan, “İşte biz, 24 Haziran’da bu sistemi kimin kuracağını oylayacağız. Ya geçmişi yasaklar, baskılar, darbe şakşakçılığıyla dolu muhalefete yeni sistemin anahtarlarını vereceğiz ya da 7 Ağustos Yenikapı ruhuyla çok daha demokratik, çok daha özgürlükçü, kadim değerlerimizle daha barışık bir sistemi beraberce inşa edeceğiz” diye konuştu.
‘İdealimiz darbe almamalı’
Erdoğan şöyle devam etti: “Biz ‘Vakit Türkiye Vakti’, ‘Vakit Birlik Vakti’ diyerek yola çıktık. Amacımızı da ‘İrade, Erdem, Cesaretle Türkiye’yi Şahlandırmak’ olarak ilan ettik. Bunları gerçekleştirmek için de ihtiyacımız, güçlü Hükümet, güçlü Meclis’tir. Bu iki ayaktan biri eksik kalırsa güçlü Türkiye idealimiz de çok ağır bir darbe alacaktır. Buna asla fırsat vermemeliyiz. ‘Rabia’mız var bizim. ‘Tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet’ dedik, bu şuurla yola çıktık. 16 yıldır aralıksız bir şekilde devam eden hizmet kervanının birkaç tane kifayetsiz muhteris tarafından durdurulmasına göz yummamalıyız.” İSTANBUL - AA