Siyaset Bucak'a tutanaktaki suçlama

Bucak'a tutanaktaki suçlama

07.12.1996 - 00:00 | Son Güncellenme:

SUSURLUK kazasıyla ilgili olarak Cumhurbaşkanı ve Başbakan'a sunulan bilgi ve belgeler arasında, DYP Şanlıurfa Milletvekili Sedat Bucak ve DYP İçel Milletvekili Fevzi Arıcı'nın adlarının karıştığı, yaralamayla sonuçlanan "çek - senet tasilatı" olayıyla ilgili bir ifade tutanağının da yer aldığı ortaya çıktı.

Bucaka tutanaktaki suçlama

Antalyalı İşadamı Mehmet Kaya, bir yaralama olayı nedeniyle kaldırıldığı Ankara Sevgi Hastanesi'nde, 2 Eylül 1996'da polise verdiği ifadede, Bucak ve Arıcı'yla ilgili şu iddialarda bulundu:
"Meysu Meyve Suyu Fabrikası'nı, 1992'de iki Alman, Ünal Doğan ve Yusuf Öztürk'le birlikte satın aldık. Ancak ortaklarım çeşitli yasadışı yollarla beni devre dışı bırakmak istedi. Hisseleri üzerlerine geçirmeye kalkıştı.
Zarara uğrayacağımı öğrenince bu işe çözüm yolları aramaya başladım ve daha önce cezaevinde beraber yattığım arkadaşım Müslüm Bakan'la görüştüm. Bucak'la konuyu görüşmek üzere Ankara'da buluşma teklifinde bulundu. İki yıl önce Seğmenler Oteli'nde buluşarak Bucak'ın Bahçelievler'deki yazıhanesine gittik. Arıcı da oradaydı. Hisse senetlerini gösterdim. Sahte olmadığını belirlediler ve `Bu işi hallederiz' dediler.
Bir hafta sonra tekrar buluştuk. Yılmaz Katmerci adındaki şahıs Bakan'ın adını duyunca 1.5 milyon dolar kredi vermekten vazgeçince, üçü `Bu işi de hallederiz' dedi.
Bucak'la 2 - 3 ay sonra yeniden buluştuk. Bakan, yanındaki iki şahısla beni `300 bin dolarlık senet imzalayacaksın, yoksa ölürsün' diye tehdit etti. Senetlerden birine 100 bin, diğerine de 200 bin mark yazarak verdim. Ödeyemeyince yine tehdit edildim. Bakan'ın beni öldürmesi için Antalya'ya adam gönderdiğini öğrenince otelimi satacağımı söyledim.
2 - 3 ay sonra kızımın Antalya'daki evindeyken Emlakçı Mustafa İkizoğlu aradı. Israrla görüşmek istedi. Bürosundayken daha önce Bakan'ın yanında gördüğüm Lütfi Yılmaz, şişman bir kişiyle içeri girdi. Bana Bucak'ın bürosuna yemek yemeye gitmemiz gerektiğini söyledi. İtiraz edince Bucak'a telefon açmak istedim. Ancak Lütfi engel oldu. Yanındaki şişman kişi kendisini bana Bucak'ın yeğeni Fatih Bucak diye tanıttı.
Karşı koyunca, Lütfi Yılmaz belinden çıkardığı tabancayla `Yeter be' diyerek arkamdan ateş etti. İlk kurşun sol kalçama isabet etti. Can havliyle kendimi Mustafa'nın odasına attım. Lütfi ve Bucak kapıyı iterek açtı. Lütfi ateş etmeye başladı. Bacaklarımdan ve kalçalarımdan 13 tane, karnımdan ve göğsümden birer tane, penisimden üç tane, sağ kolumdan iki tane birçok yerimden aldığım kurşun sonucu yaralandım. Beni, öldü zannıyla Müslüm Ağa'ya öldü müjde verelim diye bırakıp gittiler."

Aynı dosya içinde yine DYP Şanlıurfa Milletvekili Sedat Bucak'ın adının geçtiği ve bazı kaynaklardan doğrulatıldığı öğrenilen bir ihbar mektubu da bulunuyor. "Bir kamu görevlisi" imzalı ihbar mektubunda Bucak'ın adamı Mehmet Gençdal'ın Bursa Gümrükleri Başmüdürü Nejat Nazım Bilican'ı silahla yaraladığı iddiası yer alıyor.
Mektupta Şubat 1996'da İstanbul Halkalı Gümrükler Başmüdürü olan Nazım Bilican'ın makamından İstanbul Halkalı çıkış gümrük memurlarından Mehmet Gençdal tarafından Atatürk Havalimanı'na yapılan atama nedeniyle silahla yaralandığı anlatılıyor. Gençdal'ın olaydan sonra kaçmasının ardından DYP Şanlıurfa Milletvekili Bucak'ın aynı zamanda OHAL Bölge Valisi Necati Bilican'ın akrabası olan Nazım Bilican'ı arayarak bu saldırıdan şikayetçi olmaması yönünde uyardığı öne sürülürken, Başmüdür Bilican'ın Bursa'ya tayininin çıkarıldığına dikkat çekildi.
Gençdal'ın olaydan sonra kaçmasının ardından DYP Şanlıurfa Milletvekili Bucak'ın aynı zamanda OHAL Bölge Valisi Necati Bilican'ın akrabası olan Nazım Bilican'ı arayarak bu saldırıdan şikayetçi olmaması yönünde uyardığı öne sürülürken, Başmüdür Bilican'ın Bursa'ya tayininin çıkarıldığına dikkat çekildi.

Yazarlar