Siyaset "Dağlardan kurşun sesi değil, kuş sesi gelinceye kadar uğraşacağız'

"Dağlardan kurşun sesi değil, kuş sesi gelinceye kadar uğraşacağız'

01.06.2015 - 18:34 | Son Güncellenme:

.

Dağlardan kurşun sesi değil, kuş sesi gelinceye kadar uğraşacağız

HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, Bitlis mitinginde hükümete yüklenerek, "Kendine ’Müslümanım’ diyenler, meydanlarda bize ’Zerdüşt’ deyip hakaret ediyorlar. Her gün bunu yapıyorlar. İnançlarımızı yuhalatarak oy toplamaya çalışıyorlar. Bunların kimlerin yolundan gittiğini anlatmaya çalıştım. Bunlar Hz. Muhammed’in yolundan değil, Yezid’in yolundan gidiyorlar" dedi. Her şeye rağmen barışı hayata geçireceklerini söyleyen Demirtaş, "Dağlardan kurşun sesi değil, kuş sesi gelinceye kadar uğraşacağız. Dincilik mezhepçilik yapmadan Türk, Kürt, Alevi Sünni demeden çalışacağız" diye konuştu.

Haberin Devamı

Demirtaş, Bitlis’te Eski Sanayi Sitesi’ndeki alanda düzenlenen mitingde, yaklaşık 10 bin kişiye hitap etti. Demirtaş, bu kadar zorlu baskı ve zulme rağmen bir arada durmayı başardıklarını, bugün Bitlis’te yaşanan heyecanın 7 Haziran’daki seçim zaferinin müjdecisi olduğunu söyledi. Demirtaş, manzaranın ezilenlerin mücadelesinin fotoğrafı olduğunu belirterek, "Elbette meclise gireceğiz. Bir kez daha sizler, bizler mecliste olacağız. Olmamız gerekiyor. Türkiye’nin bütün renkleri mecliste olmalıdır. Aslında büyük küçük bütün partilerin mecliste olması gerekiyor. Özgürlüğe, adalete inanmış bir parti olarak sadece HDP’yi değil, herkesi parlamentoya taşımaya çalışıyoruz" dedi.

’SAF OLARAK YAPILAN DUALAR KABUL EDİLİR’

Haberin Devamı

Selahattin Demirtaş, bugünün Ramazan ayının müjdecisi olarak kabul edilen Berat Kandili olduğunu hatırlatarak, "Bugün de sizlerin saf ve inanarak yapacağınız dualarınız kabul edilir. Hem barışa, hem kardeşliğe özgürlüğe vesile olsun istiyoruz. Allah dualarınızı kabul etsin, emeğimizi boşa çıkarmasın. 7 Haziran’a doğru giderken dikkatlice, sabırla seçim çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Bütün Türkiye’nin renklerini Bitlis’te olduğu gibi bir araya getirerek seçim kampanyamızda önemli bir yere geldik" dedi.

Demirtaş, Başbakan Davutoğlu’nun seçim meydanlarında kendilerine yönelik eleştirilerine yanıt vererek, şöyle konuştu:

"Davutoğlu, her meydanda ’HDP’yi üst akıl yönetiyor’ diyor. Buradan onlara sesleniyorum. Zannediyorlar ki siz de biz de bu akıl yok. Bir tek kendilerini akıllı zannediyorlar. Bizi yönetenler işte karşımızda. Ortak aklımız yönetiyor. Siz karar veriyorsunuz, siz akıl veriyorsunuz. Siz asılsınız, bizler vekiliz. Biz sizin aklınıza güveniyoruz. Ve sizler ortak akılla karar verdiniz. ’Bütün Türkiye’de bir arada özgürce yaşamak istiyoruz’ dediniz. Siz karar verdiniz. Biz yapıyoruz. Konya’da, Diyarbakır’da Van’da, Hakkari’de, Bitlis’te, ortak akılla Ankara’da yönetime, iktidara yürüyoruz. Bunu tek bir kimlikle, mezheple yapmıyoruz. Bütün Türkiye’yi kucaklayarak, helalleşerek Ankara’da iktidara yürüyoruz. Biz ne diyoruz? Bizler kimiz? Bizler Türküz, Kürdüz, Sünniyiz, Aleviyiz, ancak önce insanız. Hep birlikte gideceğiz. Özgürlükçü, demokrat bir ülke var edeceğiz. Kimsenin çarşafına, sakalına dil uzatmayacağız. ’Herkesin yaşamı, inancı kendine’ diyeceğiz. Bunu HDP icat etmedi. Bu nereden geliyor? İslamın ilk anayasası Medine Sözleşmesi’nden geliyor. Medine Sözleşmesi’ni Bitlis’in alimleri şeyhleri iyi bilir. Ben alim değilim, ben gariban bir Müslümanım. Medine Sözleşmesi’ni Peygamber efendimiz kendi eliyle yazmıştır. Orada diyordu ki, Medine’nin halkı Yahudi, Müslüman bir biri ile eşit yaşayacaklar. Medine’de birlikte yaşayıp, birlikte savunacaklar. Bir biri ile kavga edemezler. Allah’ın huzurunda Hz. Peygamberimiz hakem olacak. Yıl 622. Bundan 1400 yıl önce kendisi bizlere bunu miras bırakıyor. Biz HDP olarak bütün inançları insanlık değerinden buluşturmak için kullanıyoruz. Kendine ’Müslümanım’ diyenler bizlere meydanlarda ’Zerdüşt’ deyip hakaret ediyor. Her gün bunu yapıyorlar. İnançlarımızı yuhalatarak oy toplamaya çalışıyorlar. Bunların kimlerin yolundan gittiğini anlatmaya çalıştım. Bunlar Hz. Muhammed’in yolundan değil, Yezidin yolundan gidiyorlar."

Haberin Devamı

’BATIDA AYRI DOĞUDA AYRI KONUŞUYORMUŞUM’

Haberin Devamı

Demirtaş, kendisine yönelik yapılan eleştirilere de cevap vererek, şöyle devam etti:

"Batıda başka doğuda başka konuşuyormuşum. Bizim nazarımızda bir Müslüman’la Alevinin, Yahudi’nin bir farkı yoktur. Hepsi insandır, hepsinin hakkını savunacağız. Bu bizim insanlık görevimizdir. Biz kime karşıyız? Zalime, hırsıza, emek hırsızlarına karşıyız. İnsanların dinine hakaret etmeyiz. Ankara’da da Edirne’de de aynı söyleriz. Bizim savaşa kana gözyaşına son dememiz lazım. Bunun yolu herkesin eşitliğinden geçer. Biz sessiz kalırsak dilsiz şeytan olmaz mıyız? Bunların yeni icat ettiği bir şey var. ’AKP’li değilsen, Müslüman değilsin’ diyorlar. Maalesef kendi kafalarından İslam’ın yeni şartı diye bir şey uydurdular. AKP’ye biat etmeyen din düşmanıdır. Meydanlarda ikisi de ağlaya ağlaya dolaşıyor. Bak az kaldı. Şimdi kaybedeceklerini anladıkça dini, inancı nasıl sömürüyorlar. Neredeyse sahneye seccade serip ’Bakın biz namaz kılıyoruz’ diyecekler. Müslüman vicdanlıdır. İmanı olan vicdanlıdır. Mazlumdan yanadır. Vicdanları ve inançları sömürmeye çalışıyorlar."

Haberin Devamı

KENDİ KAZDIKLARI KUYUYA DÜŞTÜLER

Demirtaş, seçim meydanlarını gezen Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Kürtçe Kuran-ı Kerim üzerinden siyaset yaptığını da söyleyerek, "Burada gelip konuştuklarında Kuran-ı Kerim’i eline alıp, ’Kürtçe mealli Kuran’ı size getirdim’ dediklerinde ne kadar samimi olduklarını siz biliyorsunuz. Bir Kürt seydası bana bir şey söyledi ve ’Miting meydanında söyleyeceksin’ dedi. ’Sen Kürtçe Kuran-ı Kerim’i bize getirmeden önce biz onu yüzlerce yıldır okuyorduk. Merak etme’ dedi. Sen Kürtçe Kuran-ı Kerim meali getirmişsin. Ancak okullarda Kürtçe eğitimi kaldırmışsın. Kürdün dili yasakken nasıl okuyacak? Bunlar, kendi kazdıkları kuyuya düştüler" dedi.

’BEN ÇALDIĞIMI SÖYLÜYORUM, SEN DE YÜREKLİYSEN ÇALDIĞINI SÖYLE’

Demirtaş, saz çalmasını eleştirmesiyle ilgili olarak da Cumhurbaşkanı Erdoğan’a şöyle yanıt verdi:

"Benim saz çalmama hakaret ediyor. Ben çaldığımı söylüyorum. Sen çaldığını söyleyebiliyor musun? Ben çaldığımı söylemekten utamıyorum. Sen de utanmıyorsan söyle. Bunlara yüreği yetmez. Hem ona, hem de küçüğüne çağrı yapıyorum. Televizyonda tartışalım, hodri meydan. Bilgine, ilmine güveniyorsan gel canlı yayında açık açık tartışalım hodri meydan. Eğer yalancı değilsen, doğruysan bana yüzüme söyle. İnsan bundan çekinmez. Canlı yayına bizimle çıkmaya korkuyorlar. Sizin yaranız, yalanınız var. Suçunuz var o yüzden canlı yayına çıkmıyorsunuz. Bizim ilk görevimiz her şeye rağmen barışı hayata geçireceğiz. Dağlardan kurşun sesi değil, kuş sesi gelinceye kadar uğraşacağız. İlk işimiz Ortadoğu’da Filistin’de Yemene kadar her yerde barışı sağlayacağız. Dincilik mezhepçilik yapmadan Türk, Kürt, Alevi Sünni demeden çalışacağız. İŞİD barbarlarının sesini keseceğiz."