Siyaset Davutoğlu'ndan Suruç açıklaması

Davutoğlu'ndan Suruç açıklaması

20.07.2015 - 18:56 | Son Güncellenme:

Başbakan Davutoğlu'ndan Suruç açıklamaları... Davutoğlu, "Soruşturmalarımızın büyük ihtimalle istikameti, DEAŞ saldırısı olduğu yönünde. Biz bu saldırının bütün Türkiye'ye dönük olduğunu söylüyoruz" diye konuştu. Davutoğlu, tüm liderleri teröre karşı ortak deklarasyona imza atmaya çağırdı. Davutoğlu, bir cenazenin vücut bütünlüğünün bozulduğunu, bu nedenle canlı bomba ihtimalinin ağır bastığını kaydetti. Otopsi ile belli olacak. Davutoğlu'nun, Çankaya Köşkü'nde düzenlediği basın toplantısının ardından durum değerlendirme toplantısı yapılıyor. Toplantıya, Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan, Adalet Bakanı Kenan İpek, Milli Savunma Bakanı Vecdi Gönül, Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu, Başbakanlık Müsteşarı Kemal Madenoğlu, Milli İstihbarat Teşkilatı Başkanı Hakan Fidan, Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı Feridun Sinirlioğlu, İçişleri Bakan Yardımcısı Osman Güneş, İçişleri Bakanlığı Müsteşarı Mükerrem Ünlüer, Jandarma Harekat Daire Başkanı Arif Çetin, AK Parti Genel Başkan Yardımcıları Beşir Atalay ve Süleyman Soylu, AK Parti Grup Başkan Vekilleri Mahir Ünal ve Doğan Kubat'ın katıldığı bildirildi.

Davutoğlundan Suruç açıklaması

DAVUTOĞLU'NUN AÇIKLAMALARI ŞÖYLE:
BAŞBAKAN Ahmet Davutoğlu, Şanlıurfa’nın Suruç İlçesi’nde meydana gelen patlama ile ilgili düzenlediği basın toplantısında açıklamalarda bulundu. Davutoğlu, Çankaya Köşkü Basın Toplantısı Salonu’nda saldırıya ilişkin yaptığı açıklamada "Bulgularımız ve bana aktarılan bilgiler bir canlı bomba olma ihtimalini çok yüksek oranda tutuyor. Şu ana kadar saldırganın kimliği tespit edilemedi. Canlı bomba ihtimali de bunun üzerinden yürütülüyor. Bir cenazenin bütününü kaybetmiş olması sebebiyle canlı bomba olma ihtimali üzerinde yoğunlaşılan bir durum söz konusu. Daha kimlik tespiti yapılmadı. Kimlik tespiti yapılır yapılmaz kökeni nereye giderse gitsin tespit edilip gereken çalışmalar bu çerçevede yürütülecek. Canlı bomba olma ihtimali yüksektir. Bu çerçevede DEAŞ başta olmak üzere bütün ihtimaller güvenlik birimlerimiz tarafından araştırılıyor. Kim yapmış olursa olsun bu saldırı Türkiye’ye dönüktür" dedi. Meclis’te grubu bulunan siyasi partilerin liderlerine teröre karşı ortak bir tavır alma ve ortak bir deklarasyona imza atma konusunda çağrıda bulunan Davutoğlu, "Grup başkanvekillerimi talimatlandırdım. Bütün parti grup başkanvekilleriyle görüşecekler. Olumlu bir cevap almamız halinde yarın dört partinin genel başkanları olarak bu deklarasyonla hem bu terör örgütlerine karşı hem dünyaya yönelik olarak en doğru mesajı vermiş oluruz. Ümit ederim ki bu çağrımız karşılıksız kalmaz" ifadelerini kullandı.
30 ÖLÜ, 104 YARALI
Öğleden sonra da saat 15.30 civarında arama-tarama faaliyeti yapan askerlerimize dönük olarak yapılan terör saldırısı söz konusu oldu. Sabah 11.50 civarında Suruç’ta bu saldırı neticesinde 30 vatandaşımızı kaybettik. Öğleden sonra söz konusu olan terör saldırısında Adıyaman’da bir askerimizi şehit verdik. Her şeyden önce hayatlarını kaybeden vatandaşlarımıza ve askerimize Allah’tan rahmet diliyorum.
Olayın seyri bakımından ele aldığımızda 11.50 civarında Suruç’ta basın açıklaması yapan bir gruba karşı yine televizyonlarda da olayın seyri gösterildi. Orada söz konusu olan bir patlamada 30 vatandaşımızı kaybettik. 104 vatandaşımız yaralandı. Bunlardan 74’ü hastaneye intikal edecek şekilde yaralıydı. Şu an itibariyle söylüyorum. Bu 74 hastaneye intikal eden yaralımızdan 31’i taburcu edildi. 43’ü hastanede, 10’u ameliyat halinde, 9’u da yoğun bakımda. 12.02’de ilk ambulans çağrısı alır almaz 12.18 civarında hastaneye ambulanslarımız intikal etti. 33 ambulansımız, 3 helikopter ambulansımız, 1 uçak ambulansımız, 4 UMKE aracımızla öncelikle sağlık ve oradaki yaralılarımıza ulaşım anlamında yoğun bir çaba gösterdik. Şu anda da ambulans helikopterlerimiz bir yaralımızı Diyarbakır’a diğer bir yaralımızı da Malatya’ya intikal ettiriyorlar.
"AÇIK BİR TERÖR OLAYI"
"Olayı duyar duymaz Başbakanlık’ta kriz masası oluşturuldu. İlgili bütün güvenlik ve sağlık birimlerimizin başkanlığında ve oraya hemen intikal edilmesi sağlandı. 3 bakanımız, Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, İçişleri Bakanımız Sebahattin Öztürk ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanımız Faruk Çelik olay yerine intikal ettiler. Gerek Suruç’ta söz konusu olan saldırı gerek Adıyaman’da askerlerimize dönük saldırı ve Türkiye’ye dönük birçok sabotaj eylemlerinde bulunan terör örgütlerinin mahiyeti kim olursa olsun hedefleri ne olursa olsun hepsinin hedefi Türkiye’dir. Bu saldırı Türkiye’yedir. Türkiye’nin huzurunadır, demokrasisinedir, kamu düzeni ve halkımızın huzur ve refahınadır. Bu saldırı hepimizedir. Ayrıca zamanlamasına bakıldığında tam bayram sonrasında Türkiye’de çevre ülkelerinde hiçbirinde görülmemiş olan çok sağlıklı bir demokrasinin işareti olarak 7 Haziran sonrasında ortaya çıkan tablo çerçevesinde bir çalışma yürütülecekken hükümet ortaklığı faaliyetleri başlamışken bu saldırıların yapılmış olması saldırının bütün ülkeye dönük olduğunun açık göstergesidir" ifadelerini kullandı.
"TOPLUMUN SORUMLU TUTUM TAKINILMASI GEREKEN BİR ANDAYIZ"
Kim nereden yapmış olursa olsun ve amacı ne olursa olsun bütün terör örgütlerine karşı ortak bir irade ve ortak tutum sergilemenin tam vaktidir. Başka ülkelerde DEAŞ’ın Paris’te saldırısı söz konusu olduğunda nasıl bir birliktelik söz konusu olduysa kimse kimseyi suçlamadan omuz omuza gelmişlerse hem ulusal hem uluslararası düzeyde burada da soruşturmalarımızın büyük oranda istikameti DEAŞ saldırısı yönünde olduğu için söylüyorum; bu saldırı karşısında da bütün bir toplumun omuz omuza vermesi gereken sorumlu tutum takınılması gereken bir andayız. Tarih, herkesin aldığı tutumla yargısını verir. Biz açık bir şekilde bu saldırının Türkiye’ye dönük olduğunu söylüyoruz ve bu saldırıyı kimler yapmışsa nasıl planlamışlarsa onlara karşı da bütün Türkiye’nin omuz omuza mücadele etme kararlılığını göstermesi gerektiği kanaatindeyiz" şeklinde konuştu.
ORTAK BİR DEKLARASYONA İMZA ATMAMIZ LAZIM
Buradan bütün partilere çağrıda bulunuyorum. Meclis’te grubu bulunan partilere. Hatırlarsanız teröre ve şiddete karşı dört partinin genel başkanları olarak ortak deklarasyona imza atalım, diye çağrıda bulunmuştum. Bu noktada dört partinin genel başkanları olarak tam da hükümet ortaklığı çabası içine girmişken bu saldırının hedefi Türkiye’dir, Türk demokrasisidir diyorsak; şimdi dört partinin genel başkanları da bir araya gelerek ortak bir deklarasyona imza atmamız lazım. Ben bunu yapmaya hazırım" açıklamasında bulundu.
"GRUP BAŞKANVEKİLLERİMİ TALİMATLANDIRDIM"
Daha olayın olduğu anda partimi ve hükümetimi suçlayanlara da seslenerek söylüyorum. Nerede ne tedbir alınıyorsa alacağız. Hangi ortak tavırda bulunmamız gerekiyorsa bulunacağız. DEAŞ terör örgütü başta olmak üzere hangi terör örgütü Türkiye’yi hedef almışsa işte meydan bu meydandır. Siyaset, erdem, hikmet bugünlerde belli olur. Grup başkanvekillerimi talimatlandırdım. Bütün parti grup başkanvekilleriyle görüşecekler. Olumlu bir cevap almamız halinde yarın dört partinin genel başkanları olarak bu deklarasyonla hem bu terör örgütlerine karşı hem dünyaya yönelik olarak en doğru mesajı vermiş oluruz.
"MEDYAMIZIN SÜRDÜRDÜĞÜ DUYARLI TAVRI DEVAM ETTİRECEĞİNE İNANCIM TAMDIR"
Haber alma özgürlüğü kutsaldır. Ama tam da böyle kritik günlerde, rahmetli başsavcımızın şehit edildiği günde yaptığım çağrıyı yapmak istiyorum. Bütün özgürlükler önemlidir, ama en büyüğü hayat özgürlüğüdür. Bu yaşama özgürlüğüne karşı tavır sergilendiği zaman medyamızın hep beraber bu tavra karşı ortak bir duyarlılık içinde davranması ve terör örgütlerinin ortaya çıkarmaya çalıştığı panik havasına katkıda bulunulmaması medyanın sorumluluğunun da bir parçasıdır. Bütün medya kuruluşlarımıza hiçbir ayrım gözetmeksizin çağrıda bulunuyorum. Gün bugündür. Bugün dayanışma günüdür. Basın özgürlüğünü koruma yanında hepimizin insan canını hayatı koruma yönünde buna kast edenlere terör örgütlerine karşı ortak tavır alma yönünde, medyamızın sürdürdüğü duyarlı tavrı devam ettireceğine inancım tamdır" diye konuştu.
"DUYMAK İSTEMİYORLAR, KULAKLARINI KAPATIYORLAR"
Sosyal medyada yazılanları eleştiren Davutoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: "Beşinci mesajım bu olayı istismar etmek isteyenlere yöneliktir. Gerek Ak Parti, gerek hükümetimizi DEAŞ’ı desteklemekle suçlayanlara, sosyal medyada sanal kampanya yürütenlere sesleniyorum. DEAŞ’I terör örgütü ilk ilan eden Türkiye’dir. Bunu duymak istemiyorlar, kulaklarını kapatıyorlar ama bir kez daha söylemek istiyorum. 10 Ekim 2013 daha DEAŞ yeni yeni oluşma sürecindeyken, Türkiye DEAŞ’ı terör örgütü ilan etmiştir. Burada da bu soruşturma devam edecek. İlk bulgular canlı bomba ve DEAŞ’ı işaret eder mahiyette ama soruşturma tamamlanmadan hüküm vermek zordur. Üzerine gideceğiz sorumluları çıkaracağız. Ama DEAŞ’a dönük olarak şu ana kadar, hükümetimize ve partime DEAŞ’a destek gibi son derece anlamsız ve son derece tehlikeli bir yalanı iftirayı atarak halkımızı kışkırtmak isteyenlere şunu söylüyorum. DEAŞ sadece Suriye’ye değil, Türkiye’ye de tehdit oluşturan bir suçlu örgüttür. Türkiye gerekli tedbirleri almıştır, almaya da devam edecektir. Bu tür istismarlarla halkımızı sokağa çıkmaya davet edenler, halkımızı provokatif haberlerle yeni çatışmalara sürüklemek isteyenler, aslında bu terör örgütüyle iş birliği yapan çevrelerdedir. Bu terör örgütü de Türkiye’de kaos çıkarmak istiyor. Etnik çatışmayı körüklemek istiyor. Şimdi hepimizin, sorumlu olan herkesin göstermesi gereken tavır birlik beraberlik tavrıdır. AK Parti hükümetleri, hiçbir zaman hiçbir terör örgütüne destek olmadığı gibi müsamahak?r da davranmamıştır. Hele hele yüce dinimizin bu kritik dönemde ismini lekeleyen örgütlerle mücadelemiz olmuştur, bundan sonra da olacaktır"
"SAĞ DUYUYU MUHAFAZA EDİNİZ"
Davutoğlu, sağduyu çağrısında bulunarak "Halkımıza çağrıda bulunmak istiyorum. Sağ duyuyu muhafaza ediniz. İstismar edenler bu terör örgütü kadar tehlikeli çığırı açmaya çalışanlardır. Halkımızın her zaman gösterdiği derin irfanı göstererek omuz omuza vereceğine inancım tamdır. Biraz önce de bütün güvenlik birimlerimizle toplandık, atılacak adımları planladık. Bu adımları atma konusunda tereddüt etmeden gereken çalışmalar yürütülecektir" dedi.
CANLI BOMBA OLMA İHTİMALİNİ ÇOK YÜKSEK ORANDA TUTUYOR"
Bulgularımız ve bana aktarılan bilgiler bir canlı bomba olma ihtimalini çok yüksek oranda tutuyor.Şu ana kadar saldırganın kimliği tespit edilemedi. Canlı bomba ihtimali de bunun üzerinden yürütülüyor. Bir cenazenin bütününü kaybetmiş olması sebebiyle canlı bomba olma ihtimali üzerinde yoğunlaşılan bir durum söz konusu. Daha kimlik tespiti yapılmadı. Kimlik tespiti yapılır yapılmaz kökeni nereye giderse gitsin tespit edilip gereken çalışmalar bu çerçevede yürütülecek. Canlı bomba olma ihtimali yüksektir. Bu çerçevede DEAŞ başta olmak üzere bütün ihtimaller güvenlik birimlerimiz tarafından araştırılıyor. Kim yapmış olursa olsun bu saldırı Türkiye’ye dönüktür" diye yanıt verdi.
AK PARTİ’Yİ SUÇLAMAK SORUMSUZLUKTUR
HDP Eş Genel Başkanları Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ’ın saldırı sonrasında yaptığı açıklama ve AK Parti’ye yönelik suçlamaları sorulan Davutoğlu, söz konusu açıklamayı eleştirerek "Saldırganlardan daha çok hükümeti ve AK Parti’yi suçlamak sorumsuzluktur. Tam da bu saldırıyı yapanların ekmeğine yağ sürmektir. Bazılarının niyeti üzümü yemek değil bağcıyı dövmek ise bu olayı istismar ederek daha büyük şiddet sarmalına yönelmekse buna karşı da bütün halkımızı sorumluluk içinde davranma konusunda çağrıda bulunmamızın sebebi odur. Partimize hükümetimize dönük olarak yapılan bütün ithamlar gerçek dışıdır. Herkesten daha çok Türkiye, DEAŞ için tedbir almıştır. Herkesten daha çok DEAŞ Türkiye’ye dönük tehdit odağı oluşturmaktadır.
TEDBİR ALIRIZ
Türkiye’de 10 gün önce 4 ilde IŞİD ile ilgili olarak 27 ismin gözaltına alındığı hatırlatılarak bu saldırının bir misilleme olup olmayacağı sorulan Davutoğlu, konuşmasında şunları kaydetti: "Bu tespitiniz ümit ederim, hükümetimizi suçlayanlara da icap eder. Türkiye, her zaman tedbir almıştır almaya da devam etmektedir. Bu tedbirlerin bir rahatsızlık doğurduğu aşikardır. Şunu tekrar vurgulamak isterim, sonuç ne olursa olsun Türkiye’yi kana bulamak isteyen kim olursa olsun ona karşı tedbir alırız. Buna DEAŞ da diğer terör örgütleri de dahildir. Böyle bir misilleme dediğiniz tarzda bir tutum bağlamında söylüyorum, Türkiye’de terör tehdidine karşı alınacak tedbirler hususunda tereddüt söz konusu olmayacaktır. Mücadelemiz sürdürülecek"
"GÜN AK PARTİ’Yİ DEAŞ İLE YANYANA GÖSTERME ÇABASI İÇİNE GİRME GÜNÜ DEĞİL"
Sınır güvenliği konusunda yeni tedbirlerin alınıp alınmayacağı sorulan Davutoğlu, "Sınırda alınacak tedbirlere gelince, daha da artırarak sürdürülecek. Türkiye’nin etrafında birçok ülkenin yaşadığı çatışmalar, Türkiye’deki iç huzuru etkileyecek mahiyete dönüşebiliyor. Türkiye’de kamu düzenini bozacak eylemlere karşı hep beraber davranalım diyoruz. Gün birbirimizi itham etme günü değil, omuz omuza verme günüdür. Gün, uluslararası bazı çevrelerin istekleri doğrultusunda AK Parti’yi veya hükümeti DEAŞ ile yanyana gösterme çabası içine girme günü değil. Gün teröre karşı güçlü bir ses ve irade çıkarma günüdür" ifadelerini kullandı.
"YARIN SURUÇ’TA ORTAK BİR RESİM VERELİM"
Dört partinin siyasi liderlerine ortak bir tavır alma konusunda yaptığı çağrıyı tekrarlayan Davutoğlu, "Ben burada Başbakan olarak çağrımı tekrarlıyorum. Gelin, hep beraber, güçlü bir deklarasyona imza atalım. Kim nerede terör eylemi yaparsa dört parti genel başkanı olarak hep beraber orada ortak bir resim verelim. Hazırım ben. Yarın Suruç’ta ertesi gün başka yerde Adıyaman’da da askerlerimiz şehit olduğunda da ortak resim vereceksek, işte o zaman Türkiye huzura kavuşur. Bugün yapılan açıklamalar samimiyet testinden geçer. Biz hazırız. Bu çağrımın da inşallah karşılığını buluruz diye ümit ediyorum" şeklinde konuştu.

Yazarlar