20.08.2020 - 07:00 | Son Güncellenme:
ANKARA Milliyet
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Türkiye’nin, Doğu Akdeniz’den Libya’ya kadar farklı cephelerde yürüttüğü mücadele, sadece bir hak mücadelesi değil, bir istikbal mücadelesidir. Vatanımızı savunmak bizim için ne kadar önemliyse, bugün mavi vatanı savunmak da aynı derecede önemlidir” dedi.
Erdoğan, Kalyon Holding’e ait ‘Kalyon Güneş Teknolojileri Fabrikası’nın açılış törenindeki konuşmasında, Doğu Akdeniz’deki gelişmeleri de değerlendirdi. Erdoğan şunları söyledi:
İSTİKBAL MÜCADELESİ: ‘Doğu Akdeniz’de ne işimiz var?’ diye soran muhalefetin bu hususları iyi dinlemesini, iyi öğrenmesini istiyorum. Türkiye’nin, Doğu Akdeniz’den Libya’ya kadar farklı cephelerde yürüttüğü mücadele, sadece bir hak mücadelesi değil, bir istikbal mücadelesidir. Vatanımızı savunmak bizim için ne kadar önemliyse, bugün mavi vatanı savunmak da aynı derecede önemlidir. Bir asır önce nasıl millet olarak Sevr’i yırtıp atmışsak bugün de Doğu Akdeniz’de ülkemize dayatılmaya çalışılan Sevr’e boyun eğmeyeceğiz. Yüzde yüz haklı olduğumuz bu meselede şayet korsanlığa prim verirsek gelecek nesillerin yüzüne bakamayız.
İZAH ETMELİ: CHP’nin tek partili dönemdeki dış politikasının, bıraktığı kötü mirasın ceremesini 83 milyon olarak halen biz çekiyoruz. Misak-ı Milli sınırlarımıza sahip çıkılmaması ile adalar meselesinde ürkek davranılmasının ülkemize çok büyük maliyetleri olmuştur. Sadece uğrunda şehitler verdiğimiz toprakları kaybetmedik aynı zamanda güneyimizdeki zengin enerji kaynaklarının da dışında bırakıldık. Aynı şekilde Ege ve Akdeniz’de yüzleştiğimiz kronik sorunların temelinde bu dönemde yapılan yanlış hamleler bulunuyor. CHP’nin, anakaramızdan bir taş atımı mesafedeki adaların nasıl elimizden alındığını milletimize izah etmesi gerekiyor. CHP, bu kötü mirası ile hesaplaşmak yerine pişkince bizi eleştirmekte bizi suçlamakta, Rum ve Yunan tezlerinin savunuculuğunu yapmaktadır. CHP Türkiye’nin meselelerinde olduğu gibi Doğu Akdeniz ile ilgili de kontrolü kaybetti. Siyasi hırslarını ülkenin çıkarları önüne koyan bir partiden milli ve yerli tavır beklemek zor bir hayal.
KAVGA İSTEMİYORUZ: Doğu Akdeniz’de attığımız adımlar günlük siyasete kurban edilemeyecek kadar stratejik öneme sahiptir. CHP’den yurt dışındaki dostlarına taşeronluk yapmak yerine en azından Doğu Akdeniz meselesinde Türkiye eksenli hareket etmesini istiyoruz. CHP yönetiminden Rum ve Yunan tezlerine sözcülük yapmasını değil milli bir meselede milletin hissiyatına uygun davranmasını bekliyoruz. Türkiye, Doğu Akdeniz’de hakkını sonuna kadar aramakta kararlıdır. Hiçbir sömürgeci güç hiçbir tehdit, ülkemizi bu bölgede var olduğu tahmin edilen zengin petrol ve doğal gaz kaynaklarından mahrum bırakamaz. Biz medeniyetler beşiği Akdeniz’de gerilim ve kavga da istemiyoruz. Biz sadece milletimizin hakkını Kıbrıs Türklerinin hukukunu savunuyoruz... Gerilim yerine müzakerenin, kavga yerine meselelerimizi konuşarak, anlaşarak çözmenin peşinde olduk. Bugün de aynı samimiyetle aynı hüsnüniyetle hareket ediyoruz. Muhataplarımızdan da gerilimi tırmandıracak değil düşürecek, diyalog yolunu açacak adımlar bekliyoruz.
‘Salgın hâlâ kontrolümüzde’
Dünyanın birçok ülkesinde koronavirüs sebebiyle yatırımlar durmuşken, Türkiye özel sektörü ve kamu kurumları ile özgün bir yol izliyor. Ne salgın ile mücadelemizi sekteye uğrattık ne de başkaları gibi yatırımları durdurma kararı aldık. İnsanımızın sağlığından taviz vermeden, hiçbir vatandaşımızı mağdur etmeden, ekonomimizi büyüme trendine sokmaya gayret ediyoruz. 800 bin insanın canına mal olan sağlık krizinin üstesinden gelmek kolay değil. Salgın sadece sosyal hayatı değil, üretimden ticarete turizmden eğitime kadar günlük yaşantımızı etkilemiştir. Ülkemiz aldığı tedbirler ile salgını en başarılı yöneten nadir ülkelerden birisidir. Son dönemde vaka sayılarında kısmı artış yaşansa da salgın hala kontrolümüz altındadır.